Keyifli okumalar ve bol kahkahalar dilerim. 🧚♀️🐣
Kolumdan aniden tutulmamla ne yapsam bilemedim. Uu çok haşinsin baby! Ne bu kol tutmalar falan? Yanlız elitliğimi bozmuyorum diye de bele yapılmaz ama...
"Belirtmek isterim ki prenses ruhuma kavga etmeyi hiç yakıştırmıyorum, ama gerekirse adamın facasını aşağıya almasını da biliriz koçero!" demiş olabilirim. Ne var herkesin icinde yatan bir kamyoncu dayı vardır. Benimki de böyle anlarda devreye giriyordu işte. Şiddetin her türlüsüne karşıydım! Ama şiddete şiddetle karşılık verilmez atasözünü kim dediyse yanlış demişti!
Bilhassa şiddette şiddettle karşılık veririm ki ebesinin örekesinin kaç buçak olduğunu anlasın angut! Elit ruhum senden özür diliyorum...
"Bana bak! Bir daha karşıma çıkmayacaksın! Anladın mı beni!" Olur paşam! Olur ağam! Başka bir isteğin var mı? Mesela zamanı falan da bükebilirim eğer istersen!
Ha? Ne dersin? Yada yenilmezlerdeki Vanda gibi kendime özel bir dünya oluşturup orda yaşamaya da başlayabilirim? Yüz ifadem tam olarak bunların hepsini aynı anda ifade ediyordu. Bakışlarımdan anla beni yiğido!
Anlamayacağını anlamamla hala elinde olan kolumu kendime çok zarif bir şekild- tamam öküz gibi çektim! Hatta az daha hızlı çekseydim adamın eli kopup kolumda kalıyordu, o derece hızlı çekmiştim! Oldu mu?!
"Ayol yeter be! Asıl sen benim karşıma çıkma! Burda ne işin var onu da bilmiyorum ya! Iki kafa dinleyelim dedik, karşıma dağ ayısı çıktı! Bir koli yüzünden çektiğim sıkıntılara bak!" diyerek bir elim belimde çemkirdim.
Adamcez konuşmamdan nasıl sıkıldıysa kocaman olmuş gözlerle bana bakıyordu.Ee! Sustuk işte daha ne bakıyon bilader?! Demedim...Çünkü çok şok olmuş bir ifade vardı yüzünde. "Ay o kadar da ağır konusmadım bence! Nedir-" eliyle hızla ağzımı kapattı. Yahu yeter artık. Bir bölmeyin artık beni. Sonra Psikoloğum diyor sen çok içine atıyorsun diye! Hayır efendim, ben atmıyorum! Onlar attırıyordu!
"Şş! Sakın konuşma! Arkanda ayı var." dedi fısıldayarak. Ağzımda duran eline doğru kıkırdadım. Yav he he. Asıl ayı önümde kardeş. Demekti bu Peri ansiklopedisinin bilmem kaçıncı sayfasına göre!
Elini yavaşca ağzımdan çekti. "Inanmadın dimi. Arkanı dön bak." dedi salaksın sen dermiş gibi söylenerek. "Off! Asıl ayı- Anasını satimmm!" diyip kocaman olmuş gözlerle aramızda 1 metre olan ayıyla bakıştım. Pakize! Adam doğru söylüyormuş ya! En azından yalancı değil...
Kafamı Aslana çevirince 'bak gördün mü' dermiş gibi bir ifade takınmıştı. Kollarını bağlamıştı göğsünde. Tek kaşı havada cool tavırlar falan yani...Yanlız anneannemin bir lafı vardır. 'Yavrum cool değil kul olmak önemli.'derdi kendisi. Size anneannemin ne kadar bilge bir kadın olduğundan bahsetmiş miydim hiç?
Önümde Ayı arkamda Aslan! Hayvanat bahcesine düşsem daha az hayvan görürdüm büyük ihtimalle! Bu nee! "Çabuk bir şeyler yap! Kurtar bizi!" dedim olayın verdiği aksiyon ve adrenalinden dolayı hızla inip kalkan göğsümle. Sanırım taşikardi geçiriyordum!
"Ordan bakınca hayvan terbiyecisine mi benziyorum!" dedi öfkeyle. "Yok Ayı Ayının lisanından anlar ya ondan dedim! Off! Sen Ajan değil misin ya! Her zorluğa hazırlıklı olman gerekmiyor mu?!" dedim bende aynı onun gibi yarı dalga geçerek yarı öfkeyle. Tam arkasını dönüp gideceği sıra da hızla kolundan tutup durdurmuştum onu. "Tamam, tamam. Sustum. Valla!" diyerek kaş göz işaretleri yaparak ona bakmıştım. Beni burda tek başıma bırakmasına izin vermezdim!
Belindeki silahı hızla kılıfından çıkartıp hayvanceğize nişan alınca hemen önüne geçtim. Bana ne yapıyorsun bakışı atsa da umursamadım. "Bir şey yap dediysek hayvanı öldür demedik! Anneannemin bir özlü sözü derki 'sana bir şey yapmayan hayvanı öldürmek günahdır yavrum'. Az vicdanlı ol be adam! Her şeyi kaba kuvvetle çözmeye çalışıyorsun! Bilmem ki seni kim Ajan yaptı!" dedim.
Ah evet, ben Peri Ahsen Bennur! Hiç dermiydiniz ki hayvan dostu olayım?! Ama öyle. Şahsen çantalarımı, ayakkabılarımı, kürk mantolarımı bile bu yüzden hayvansal şeylerle alakası olmayan markalardan alıyordum...
"Iyi ozaman bendeki çözüm bitti, biraz da sen düşün ne yapacağımızı!" dedi silahını geri koyarken. "Adımız Peri diye gelen geçen sihirli güclerim var sanıyor arkadaş! Selena mıyım ben?! Ne yapabilirim? Ajan olan sensin!" dedim bir hışımla. Işte yine bir gün haklıyım dostlar, sonra Ayılar uçuyor falan...
Göz deviriyor bir de bak bak! Yahu devim sana diyorum aslanım sen anla hesabı yapacaksınız diyorum! Ne göz devirme hasretidir bu sizdeki yahu! Yapmayın işte. Koçaman koçaman adamlar... Çık çık!
"Ay bize doğru adım attı!" çığlık attım hayvanın hareket ettiğini görünce. Neyseki ayı kardeş çığlığımla birlikte hareketini kesmişti. Sansörlü lamba mısın sen, kardeş? Sesime neden tepki veriyorsun? Hızla beynimde plan yapmaya başladım.
"Tamam hızlı oluyoruz! Şimdi üç dediğim zaman sen havaya ateş et sonra da Allah ne verdiyse tabana kuvvet! Anladın dimi?!" dedim hızlı hızlı. Kafasıyla onayladı.
Eliyle belindeki silahı çıkarışını izledim. Derin bir nefes aldım. Kendimi koşmaya hazırladım. Tam 'üç!' demiştim ki arkadan bir bağırtı koptu.
"Maxx! Küçük minnoşum! Gel buraya!"
Teyze yine mi sen?! Ne? Ayı teyzemin miymiş?? Ah Allahım herkes ailesinden şikayetci ama kimsenin böyle bir ailesi yoktur eminim ki! Ben nerelere gideyim peki, ha?
"Teyze ya! Ne yapıyorsun?! Evcil hayvan olur mu hiç ayıdan! Hadi oldu niye dışarıya salıp bizim yüreklerimizi ağzımıza getiriyorsun!" dedim bir elim bağrımda.
******
Maxle tanışmamız fazla heycanlı olduğundan teyzemden onu bizden uzak tutmasını rica etmiştim. Ha bu arada haberiniz yok tabi sizin! Bu Aslan var ya! Teyzemin eski kırıklarından birinin yiğeniymiş! Ah Teyzem! Hayatımın anlamı...
Şu an da eve gelmiş Teyzemle elmalı tart yapıyorduk. Tabiki Aslan da bizimle gelmişti. Annemle içerde oturmuş sohbet ediyorlardı...
"Teyze bu unu ne kadar koymamız gerekiyordu?" diye sordum. "Hmm bir bakalımm!" diyerek unu eline aldı ve bana doğru attı. "Ahh! Trish! Bunu sen istedin savaş boyalarını sürün!" diyip iki parmağımı una bulayıp savaşa giden askerler gibi, sağ ve sola gelicek şekilde elmacık kemiklerimin üzerine sürdüm. Kıkırdayarak ona baktım. Iki yanağımda da iki cizgi halinde un duruyordu şimdi. Aynısını Trisha teyzem de yaptı.
"Ozaman! Let's fight babe!" diye bağırdı. Birbirimize un atıp duruyorduk. Kahkahalarımız havada uçuyordu!
Aniden mutfağa giriş yapan Annem ve Aslanla hedeflerimiz değişmişti. Teyzemle göz göze gelince aynı anda kafalarımızla birbirimizi onaylayıp onlara da un atmaya başladık.
"Allah allah allah!" diyerek osmanlı savaş askerine bağlamıştım olayı. Ah sanırım ikisi de bu durumdan hoşlanmamışlardı! Annem ateş püsküren gözlerle bize bakıyordu. Aslansa yine boş gözlerle üzerindeki unları silkeliyordu.
Sanırım tam olarak kaçma zamanımız gelmişti! Teyzeme bakıp "Run!" diye bağırdım.
"Koş Peri koş! Her zamanki gibi yine koş! Yakalarsalar yandık!" diyerek kendi kendime kalp krizi geçirtiyordum simdi de...
Devam edecek...
Naptiniz şurimşineler!?
Bölüm nasıldı?
Perinin annesini biliyorsunuz. Kızdığı zaman adeta bir antik yunan savaş militanına dönüşüyor. Sizce bu sefer perinin cezası ne olur dersiniz? 🦸♀️
Bittiii! Hadi yıldıza basın ve yorumlarda buluşalım! 🤘💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZU GÖRÜNÜMLÜ KURT - FINAL
De TodoHer şey eve gelen yanlış bir kargoyla başladı... Ben kim miyim? Ben, Peri Ahsen Bennur. Bu hikâyenin Tomu mu yoksa Jerrysi mi olduğumu örenmek istiyorsanız, mutlaka okuyun! Şşt🤫 burda olanlar aramızda! Bütün hakları: Peri'nin magazin dergilerind...