Her şey eve gelen yanlış bir kargoyla başladı...
Ben kim miyim?
Ben, Peri Ahsen Bennur.
Bu hikâyenin Tomu mu yoksa Jerrysi mi olduğumu örenmek istiyorsanız, mutlaka okuyun!
Şşt🤫 burda olanlar aramızda!
Bütün hakları: Peri'nin magazin dergilerind...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Peri geri dönmeden önce
"Ya bir şey sorabilir miyim. Biz şimdi emin miyiz bu kel kafanın beni uçaktan attığına? Bunu nasıl Ajan yapmışlar ki? Hayır o göbekten yolunu bulabiliyor muymuş? Bence bulamıyordur. Hadi buldu diyelim düşmanı görmesine engel olmasın bu göbek? Ah ah ülkemizi de kimlerin göbeğine emanet ediyoruz..." Evet bir soru soracağım diyip yine uzun bir konuşma yaptım. Şu an duşumu almış bir şekilde otel odam da oturuyorum. Faruk sağolsun bana Otel'lerinden birini açtı kalmam için. Evet Otelleri kısmını yanlış görmediniz. Resmen sayılı zenginlerden birinin konuğuyum.
Bana gerçekten de dediği gibi yardımcı oluyordu. Ajanların işlerine burnumuzu sokamayız diye düşünsem de Faruk'un çok güçlü bağlantıları var, onların yardımıyla çok fazla bilgi edindik. "Yok be kızım. Bende tam onu diycektim. Bu adam torpilin tillahını almış babasından. Yoksa Ajanlıkla falan alakası yok. Zaten öyle saha görevine de çıkartmıyorlar bunu. Bunun görevi Paravan şirketi yönetmek. Hani demin anlattım ya, Şirketleri var Ajanlık çok göz önünde olmasın diye kuruldu. Onun başında bu duruyor işte."
Evet bana az önce anlatmıştı bunu. Paravan şirket diye bir olay varmış. Tam olarak ne işe yaradığını anlamasam da fazla kurcalamadım. Zaten ne işe yaradığı kısa ve öz olarak anlatmıştı Faruk. Detaya gerek yoktu.
"Ee bu adam ozaman kısmen önemli biri mi? Ay bana bir şey oluyor ayol!" dedim dramatik bir şekilde. "Ben daha kraliçe bünyeme yapılanları hazmedemedim, adam CEO çıktı." dedim burun kırıştırarak. Uçaktan nasıl atıldığımı an ve an izletmişti bana Faruk. Uydu görüntülerine nasıl ulaştığını asla anlamasam da işime yaradığı için sesimi de çıkmıyordu.
Bana göz devirmek dışında tepki vermeyen adam sayesinde gereksiz tepkilerimi aza indirmem gerektiğini anladım. "Iyi ya tamam. Devam et." Slaytı tek tek basarak geçerken bir anda ortaya atıldım. "DURR! Geri al! Çabuk!" Gördüğüm fotorafla şok olmuştum. Faruk hemen geri döndü. "Ne oldu? Bir detay mı fark ettin?" dedi merakla. "Voaay başımaaa ge-len-leer!" diye dövünmeye başlamamla bana garip garip baka kaldı. "Ne oldu?!"
"Bu kızıl saçlı afet kim!??" Faruk bana buna mı takıldın dercesine bakış atınca bende ona cevap ver küpek soylusu bakışı attım. "Sevgilisi de, sen niye buna bu kad-" Ellerim hızla başıma ardından ağzıma gittiler. "Aneyy aneyy! Başıma bunlar da mı gelecekti! Kimleeer kimlerle birlikte!" Göz devirip "Ne oldu anlatacak mısın artık?" diye sordu.
"Bu kadının bir ihtimal ismi Hayriye olabilir mi? ALLAHIM NOLUR HAYIR DESİN ALLAHIM NOLUR HAYIR DES-" kahkaha atmaya başlamasıyla susarak ona kötü bakışlar attım. Umarım bu Hayrişimin ikizi falandır..."Evet, tanıyor musun kadını?!" dedi merakla. "Sence..."
