İkinci ayımız yarın doluyordu, son iki ayda çok şey olmuştu ama daha o olay olmamıştı.
Bu akşam bizim mahallenin gençleriyle rakı sofrası yapma kararı almıştım. Bebeğim ise arkadaşlarıyla birlikte bir yerlere gidiyordu.
Yine rutin haline gelen öpüşme seansımızı yapıyorduk.
"Bebeğim benim çıkmam lazım." Zorla da olsa kendini dikleştirdi.
"Gitmesen ?" Masum bakışlarıyla gözlerimin içine baktı. Böyle yaptığında sevgiden ağlayasım geliyordu**.
"Allah'ın belası çoçuk yapma öyle." Sırıtıp dudaklarımı öptü.
"Hadi kalk gülüm." Yanağından öpüp kendimi dışarı attım.
♡︎
Mekanda yine bizim Mülayim abı çalıyordu. İçli içli söyler derdi olmayanı bile üzerdi.
"Selamın aleyküm gençler."
"Aleyküm selam abi." Ramazan oturduğu yerden kalkıp yerini bana vermeye kalkıştı ama geri yerine oturttum.
"Otur oturduğun yerde oğlum."
"Tamam abim." Ramazan'ı severdim delikanlı çoçuktu.
"Tayfun yok mı koçum ?" Ayrılmaz ikili oldukları için sorma gereği duymuştum. Ramazan cevap vermiyordu ama bakışları onun yerine konuşuyordu sanki.
"Gelemedi abi, sevgilisiyle buluşuyormuş."
"Anladım. Siz napıyorsunuz çoçuklar ?" Gençlerle tek tek konuşmaya başladım.
"Abi, dayı geldi. Süleyman'ın uyarısıyla hepimiz oturduğumuz yerden kalkmıştık. Topluca dayıyla selamlaştık.
"Dayım nasılsın ?"
"İyiyim evlat, sen ?"
"İyi dayım yuvarlanıp gidiyoruz işte." Dayı oturup rakısını doldurdu bardağına.
"Ramazan oğlum, dalıp gitmişsin ne oldu ?" Tayfun yok diye böyleydi muhtemelen.
"Sıkıntı yok dayı."
"Var var belli, kız meselesi mi ?" Ramazan tereddütle baktı dayıya.
"Dayım ne sen sor ne ben söyleyeyim."
"Şu üç günlük dünyada bir kız için üzülmeye değmez be oğlum."
"Ciğerim yanıyor be dayı, başkasıyla görmek çok koyuyor."
"Hayat böyle işte oğlum, bir sağdan bir soldan.
"Dayı benim ne yapmam lazım ?"
"Söyle oğlum, ne kaybedersin ki ?"
"Konuşmaz bir daha benle."
"İçinde kalmasın evlat, git tez zamanda dok içini."
"Dayı ne güzel konuştun be."
"Gençlere yol göstermez lazım yeğenim."
"Haklısın dayım." Telefonumun çalmasıyla dayıdan izin isteyip arka tarafa geçtim.
Gülüm arıyordu oy kurban olduğum.
"Gülüm ne oldu ?"
"Eve gel."
"Sen geldin mi ki ?"
"Çok oldu."
"Niye kalmadın arkadaşlarınla ?"
"Seni özlemekten konuşamadım ki."
"Götüne kurban olduğum."
"Liam hadi gel aşkım."
"Aşkım diyen dilini yirim."
"Yemen için gelmen lazım gülüm."
"Geliyorum." Cevap vermesini beklemeden hızla kapatıp masaya geri döndüm.
"Dayım gidiyorum ben."
"Git koçum."
"Ramazan yarın sabah saat onda mekana gelirsin, Tayfun'a da söylersin." Söylediğim kişiyle yüzü ekşise de takmadım.
"Tamam abım."
"Hadi eyvallah." Bu akşam malum şeyi yapacakmışız gibi bir his vardı içimde.