27. BÖLÜM

370 25 0
                                    

Medya: Arif Altunkaya&Ceylan koynat ~ Yaz bahçesi 🎶

Medya: Arif Altunkaya&Ceylan koynat ~ Yaz bahçesi 🎶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim<♡>

"'Avuçlarını,' diyor.
"Ne var avuçlarımda?"
"Avuçlarını öpsem kızar mısın?"
"Kızmam."

_________________

Vücudumun sızlamasıyla uyandığımda, zorlukla açılan göz kapaklarımı sonunda açarak beyaz tavana bakmaya başladım. Ama gözlerime gelen ışık, tekrardan gözlerimin kapanmasına neden olurken, başımı yan tarafıma doğru çevirdim sızlanarak. Bedenim uyuşuk bir hâldeydi sanki. Bilincim yavas yavaş yerine gelirken bir yandan da olanları hatırlamaya çalışıyordum. Bedenimdeki ağrılar kendini göstermeye başladı bile yavaştan.

"Elâ'm."

Kulaklarımı dolduran o güzel naif ve hoş sesle birlikte gözlerimi açtığımda, karşımda Yiğit'i gördüm. Yüzündeki yorgun bakışla doğrudan gözlerime bakıyordu. Gözaltları uykusuzluktan siyahlaşmıştı. Her gün düzelttiğim saçı birbirine karışmıştı.

Gözleri...gözleri dolmuştu. Dudağı yana doğru kıvrıldığında acı bir gülüş sundu. "Kurban olduğum."sesi bir fısıltı hâlinde bana ulaşmış ve canının acısını en derinden yüreğimde hissettmiştim.

"Yiğit.." Dudaklarım titrediğinde gözlerim anında dolmuştu bile. Titrek bir nefes aldık aynı anda.

Titreyen elini yavaşça yanağıma doğru götürdüğünde, yanağımdan bir damla yaş süzülmüştü. "Kurban olduğum..." diye acıyla konuştu tekrardan Yiğit. Yanağını yavaşça yanağıma koyduğu sıra aynı anda gözlerimi kapatmıştım. Elinin sıcaklığı yanağımı ısıtırken, titrek bir nefes almasıyla dolu gözlerimi yavaşça açıp o güzel deniz gözlerine baktım. Hasret kaldığım o gözlerine.

"Seni bulamadım Ela," dedi Yiğit, suçlulukla. Yanağımı yavaşça okşamaya başladı korka korka.

"Beni buldun deniz gözlüm," dedim ben de buruk bir tebessümle. Bir şey demeyerek birkaç saniye öylece gözlerimizin içine bakarken, kendimi daha fazla tutamayarak oturur pozisyonuna geçtim ve kollarımı boynuna dolayarak sıkıca sarıldım. Onunda anında kolları belimi bulurken, kafasını boynuma gömdü. Ağızımdan küçük bir hıçkırık kaçtığında, Yiğit'e daha sıkı sarıldım. Ki onun da benden bir farkı yoktu. Bedenimi sıkıca sarıp sarmalamıştı. Sanki bıraksa gidecekmişim gibi. Sanki bıraksa ellerinden kayıp gidecekmişim gibi.

Sanki kayıp gidecekmişim gibi...

Hiçbir söz bu denli can yakabilir mi? Tek bir söz bile insanın ciğerini yakmaya yetiyordu.

CİĞERPÂRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin