30. BÖLÜM

385 26 0
                                    

Medya: Özdemir Erdoğan ~ Bana Ellerini ver🎶

Medya: Özdemir Erdoğan ~ Bana Ellerini ver🎶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim<♡>

_____________________

"Yok Ela, ben gelmiyorum içeri."

"Al benden de o kadar, Duygu'ya katılıyorum vallahi. Ben de içeriye gelmiyorum Ela."

Duygu'nun ve Nehir'in sitem ederek yemek masasına oturmalarına karşılık inanamayarak onlara baktım. Ellerimi belime yerleştirip tüm yükümü sağ bacağını vererek onlara bakmayı sürdürdüğümde, tek kaşımı kaldırarak kararlarından vazgeçmeleri için bekledim.
Ama hiçbir tepki vermeyerek bana bakmaya bile tenezzül etmediler.

Oflayarak saçımı geriye doğru attım.

Yok, bunlar ciddi gerçekten de.

Ama şimdi bir düşününce bir yandan da haklılar sanki.

Yiğit, yaklaşık 2 saat önce Mihriban Teyze'yi havaalanından alıp kendi evine getirmişti. Ve biz de geriye kalanlar olarak Merve ve Pamir'e mutluluklar dileyip çıkmıştık. Düğünden sonra eve gidip üstümüzü değiştirdikten sonra ise soluğu hemen burada almıştık zaten. Ve şimdi de Mibriban Teyze son bir saattir biz kızların canını çıkarıyordu resmen.

Ah yaktın beni Mihriban Teyze, yaktın..

"Saçmalamayın kızlar Allah aşkınıza, ayıp olacak. Kalkın hadi," dedim itiraz ederek.

Duygu ve Nehir bir çocuk misali omuzlarını silktiler.

"Duygu!" Dedim uyarırcasına dişlerimi birbirine bastırıp. Gözlerim Nehir'e kaydı. "Hadi Nehir. Bari sen yapma."

"E ama bana Orkun'un yanında değişik değişik sorular sorup utandırıyor beni Ela."

Tekrardan sıkıntıyla sessizce ofladığım an içeriden, "Ela! Nerede kaldınız be kızım? Alt satırı bir çay getirecektiniz ayol," diyen Mihriban Teyze'nin sesiyle Duygu ve Nehir birbirlerine bakarak ofladılar.

Hallerine gülerek çaydanlıkları elime aldığımda, içeriye doğru Mihriban Teyze'ye karşılık olarak cevap verdim: "Geliyoruz Mihirban Teyze!" Dedikten sonra bizimkilere döndüm. "Siz şimdiden böyle olursanız kaynananıza...vay halinize valla."

"Mihriban Teyze bizim kaynanamız değil valla, senin kaynanan. Sana yaptırsın." Diyen Nehir'le ona baktım. "Kaynanalar hamarat gelinleri severler. Böyle her şeye somurtan gelinleri değil. Bana kalırsa şimdi kalkın ve Mihriban Teyze'ye hamaratlığınızı gösterin. Yoksa sizi bu gece mahvedecek haberiniz olsun."

Diyeceklerim bittikten sonra onları arkamda bırakarak mutfaktan çıktım. Salona geçtiğimde gülümseyerek çayları ortada duran yuvarlar cam masanın üzerine bıraktım. Ardından tepsinin üzerinde ki bardakları düzenledikten sonra çayları doldurmaya başladım.

CİĞERPÂRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin