Bölüm 14

1.4K 72 16
                                    

" Hadi Aly, çıkıyoruz."

Kitaplarımı elime aldım ve çantamı da omzuma taktıktan sonra tuvalette dişini fırçalayan kızıl kafaya baktım. Bana hazırlanmamı söyleyip kendisinin hazırlanmaması da tuhaf alışkanlıklarından biriydi.

Oflayıp beklemeye başladım. O sırada aklıma telefonum geldi. Genelde mesaj felan gelmezdi, derslerde de çalmasın diye hep sessizde tutardım. Mesaj veya bildirim gelmesini beklemiyordum, ama öylesine kontrol etmek için tuş kilidini açtım.

"1 mesajınız var." yazısıyla birlikte gözlerimi pörtlettim. Bilinmeyen numaraydı.

"Eğer işin yoksa saat dokuzda spor salonundayız. -Dan."

İsmi görünce yüzümü buruşturdum. Neredeyse üç gündür konuşmamıştık, o gün kafeye gittiğimizden ve beni tuhaf bir şekilde yalan yanlış Eloisa'ya gammazladığından beri. Sanırım özür bekliyordum. Bu iş fazla uzamıştı.

"Dan beni spor salonuna çağırıyor. Gitmeli miyim ve sence derdi ne?" diye Eloisa'ya sordum.

"Bilmiyorum. İlk günlerde aranız iyiydi, belki de tekrar düzeltmeye çalışıyordur. Bence gitmende fayda var."

Demek o da fark etmişti. Eloisa yapısı gereği aşırı meraklı biriydi ve saniyeler içinde istediği bilgiyi insanın ağzından alırdı. Belki bu yüzden Dan'i suçlamamalıydım, ama yine de ona karşı yakın hissetmiyordum.

Lavabodan çıkar çıkmaz yanıma geldi ve telefonu elimden hızla çekti.

" Ne olduğunu kestirmek için mesajı incelemek akıllıca olur genelde, bir abla tavsiyesi." dedi ve birkaç saniye mesaja baktı.

" 'Buradayız.' demiş. Yanında kim var?"

Kaşlarımı hafifçe çattım. Doğru söylüyordu, bu büyük bir ayrıntıydı ve ben kaçırmıştım.

"Belki Chace'dir. Ya da Sam."

Kafasını salladı. "Hayır, bugün Chace'in dersi erken başlıyordu, hatta şu an derste olmalı. Sam olabilir, ama onlar pek birlikte takılmıyorlar gibi geldi. Yani iki kardeşe göre. Ayrıca Sam koşucu, spor salonunda işi olmaz."

Zekası ve dikkati karşısında bir anlığına kendimi aşağılanmış hissetsem de hemen toparlandım.

"Sanırım gitmekten başka çarem yok."

∽∽∽

Spor salonuna girdiğimde içerisi tıklım tıklımdı. Ne yani, sabah sporunu çok mu seviyorlar? Ben sabahları yürümeye bile üşeniyorum.

İçeriye birkaç dakika göz gezdirsem de Dan'i bulamadım. Mesaj atsam görmeme ihtimali vardı, en iyisi aramaktı.

Birkaç uzun çalıştan sonra nihayet telefonu açtı.

" Dan, ben spor salonundayım ama seni göremiyorum."

"İkinci kata çık ve sağ taraftaki koridora gir. En sondaki odadayız."

Tekrar biz demişti. Her ne kadar merak etsem de sormadan telefonu kapattım. Nasıl olsa birazdan öğrenecektim.

Yukarı kata çıktım ve ayak seslerim bana eşlik ederken koridorda ilerledim. En sondaki odanın önünde durduğumda Dans Salonu yazısını gördüm.

Ve kalbim tekler.

Burada bir dans salonu vardı, ve benim haberim yoktu.

Kendime gelmek amacıyla kafamı hafifçe salladım. Salon karşımdaydı ve ben burada durmuş saf saf beklerken içeride geçireceğim saniye sayısını tüketiyordum.

Mükemmel Üniversite (Finalsiz Bırakıldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin