Omuzlarımdan sarsılmak hiç hoş bir şey değil.
Hele bir de uyuyorken.
Ne olduğunu anlamamış bir şekilde uyandığımda gözlerimi açmak aklıma gelmemişti, ama bir şeyden kesinlikle emindim. Bunu kim yapıyorsa cezasını çekecekti.
Bir çığlık sesi duydum. Eloisa'ya ait olmalıydı. Yerimde yapabildiğim kadar ani bir şekilde doğruldum ve nihayet gözlerimi açtığımda, beni omuzlarımdan tutup hayvani bir şekilde sarsan kişinin Dan olduğunu fark ettim. Hala omzumda olan kollarından birine tüm gücümle sıkı bir çimdik attım. Şimdi bana bağıracak, hatta eğer kötü günündeyse o da bana bir çimdik atacaktı. Ama kesinlikle ben haklıydım. Nasıl bir insanı bu kadar hunharca bir biçimde uyandırabilirdi ki?
Fakat bir şeyler ters gidiyordu.
Kolunu önemsemedi ve bana sıkıca sarıldı. Ama öyle böyle değil, akciğerlerimdeki bütün hava zerreciklerinin dışarı çıkmasına yetecek kadar.
Sonunda beni bıraktığında ağzım şaşkınlıktan bir buçuk metre açılmış vaziyette ona baktım. Bir dakika içinde bu kadar tuhaflığı nasıl yaşadığımı bir an için düşünürken, Eloisa'nın gözünden süzülen yaşları fark ettim. Onu ağlarken görmek beni hep etkiliyordu. Bu ikinci olsa bile.
Hayır, şu an sinirli olmam gerekiyordu.
Ses tonumun sert çıkmasına özen gösterdim. "Ne halt ettiğini sanıyorsun Dan? Omuzlarımdan ne istedin?" Bir yandan konuşuyor, bir yandan da acıyan omzuma masaj yapıyordum.
"Asıl sen ne sanıyorsun? İntihar ettiğini düşündük!" diye ciyakladı Eloisa. Burnunu çekip devam etti. "Bunu sakın bir daha yapma."
Yerdeki dökülmüş ilaçlara baktım.
Ding dong!
Sessiz olan odayı tüm kahkahalarım fazlasıyla doldurdu. İlaçlar yerde olduğundan intihar ettiğimi sanmış olmalıydılar.
"Kes sesini Alyson. Biz ciddiyiz. Öldüğünü sandık." dedi Dan cılız bir sesle.
"Bir dakika, o yüzden mi omzumu kırmaya çalıştın? İntihar edilenlere böyle mi yapılıyor yani?"
Dan suratını astı. Eloisa kollarını göğsünde çaprazladı ve ağırlığını tek ayağına verdi. Sanırım bilmeden eşek şakası felan yapmıştım.
En sonunda, kahkahalarım kıkırdamalara döndüğünde, kendimde konuşacak gücü bulabildim.
"Sadece uzanmıştım ve başım ağrıdığı için bir ilaç içtim fakat komodine koyarken elimden düştü. Uyanınca toplarım diye düşünmüştüm. Ayrıca biraz düşünün, eğer intihar etseydim o ilaçlar yerde değil midemde falan olurdu."
"Bizi korkuttun." Dan'in gözlerinde kırgınlık vardı. Onu böyle görmek kötüydü. Dan kızardı, dalga geçerdi, ama kırılmazdı
"Üzgünüm." diye fısıldadım gülmemek için dudağımı çiğnerken. "Ayrıca senin benim odamda ne işin var?"
"Ah, tamamen unuttum. Bugünkü dans çalışması çok önemli ve sen de gelmelisin. Seni aradım ama açmadın, ben de gelip seni almaya karar verdim. Gelirken de Eloisa ile karşılaştık, o beni içeri aldı."
Bir düşündüm. Uykumu almış gibi hissesiyordum, enerjiktim, dans edebilirdim.
"Tamam. Sen git ben gelirim." dedim uykumun tamamen açılması için gerinirken.
"Bu pek iyi bir fikir değil Alyson. Birlikte gidelim." dedi oldukça gergin bir şekilde. Tek kaşımı kaldırıp ona baksam da nedenini sormadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Üniversite (Finalsiz Bırakıldı)
RandomHayatım bu yere gelene kadar sadece danstan ve müzikten ibaretti. Ama insanların "iyi bir gelecek" dedikleri kavramı gerçekleştirmek için tüm hayatını elimin tersiyle bir kenara itmek zorunda kaldım. İstedim mi? Hayır. Zorunda bırakıldım. California...