"Çünkü ben de öyleyim."diyince gözlerimi onun gözlerine diktim.
" Ne kadar acı çektiğini bilmiyorum ama seni anlayabiliyorum Nico. İnsanların bana acıması veya üzgünüm demesi çok saçma geliyor bana. Sanki acımı götürebilecek gibi üzgünüm diyorlar. Ama onların üzgün olması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Acı çekmeye devam ediyoruz. Onların gözünde acılarımız tükenmez kalemle ele çizilmiş bir resim gibi. Başta çok belirgin olsa da zamanla silikleşip ortadan kayboluyor. Onlar öyle sanıyor ama asıl derimizin içine işliyor. Sadece biz hissediyoruz artık.Ve bu çok kötü bir duygu. Acınmak, güçsüz olmak... O yüzden zayıf küçük bir kız olmayacağım. Öyle olmak yerine bir psikopat olmayı tercih ederim. Belki ikimiz de hata yapıyoruz. Acımızı unutmak için acı çektirmeye, umursamaz olmaya çalışıyoruz. Ama acılarımızı, hatıralarımızı unutamayacağımızı kabullenemiyoruz. "Dedi gözünden bir damla yaş akarken. Bana niye hemen duygularını anlatmıştı ki. Umursamaz kız nasıl yanımda kendini anlatabiliyordu bana. Daha yeni tanıştığı birine.
"Bunları bana niye anlatıyorsun. Umursamaz değil miydin? Şu an bana laf sokup kulübene gitmen gerekmiyor muydu?"dedim şaşkınlıkla. Bana bakıp gülümsedi.
"Kimse umursamaz değildir. Sadece gerçekleri maskeler ve ben...bu maskeden çok sıkıldım. Öldürmeyi seviyorum. Acı çektirmeyi seviyorum. Böyle olmayı ben istemedim. Böyle büyüdüm. Bu benim doğamda var."dedi.
"Sen kimi kaybettin?"diyince acı dolu güldü.
"Çocukluğumu, masumiyetimi, mutluluğumu...Sevdiklerimden ayrı kalmaya alıştım. Zamanla bir avcı oldum. Bir canavara dönüştüm."dedi. Gözlerinden daha çok yaş akıyordu. O an içimden gelen şeyi yaptım ve ona sarıldım. O da bana sarıldı.Çenemi başının üstüne koydum."Sen bir canavar değilsin."dedim. Nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle saçlarına bir öpücük kondurdum. Sessizce ağlamaya başladı. Bir süre sonra ayrıldığımızda göz makyajının aktığını gördüm. Elimle göz yaşlarını sildim. Gülümsedim. Evet yaptım.
"Hadi bakalım, yüzünü yıka. Böyle canavara benziyorsun."dedim.
Gözlerimin içine bakmaya başladı. Gözlerinin rengi o kadar güzeldi ki.
"Yanılmışlar."dedi.
"Ne?"
"Sen hiç de psikopat bir Hades çocuğu değilsin."dedi gülümseyerek."psikopat olan benim"diyince gülmeye başladık. Onun yanında ne kadar çok gülüyordum ben böyle. Onu kendime çok yakın hissediyordum. Sanki...arkadaş gibi.
Suya doğru gitti ve yansımasına baktı. "Makyajım akmış."dedi ve suya girdi. Tamam bu işlerden pek anlamam ama su makyajı daha çok bozmaz mı? Makyaj temizleyici filan gerekmiyor mu?
Emma sudan çıktığında yüzünde hiç makyaj yoktu. O kadar doğaldı ki. Gelip yanıma oturdu ve bir süre suya baktık. Ardından "eğer bunları bir kişiye bile anlatırsan seni öldürürüm Hayalet Kral."dedi eski gıcık ses tonuyla. "Eğer güldüğümden ve sana sarıldığımdan birine bahsedersen ben de seni öldürürüm Deniz kızı"dedim ve gülmeye başladık. O kadar güzeldi ki. Ayağa kalkıp kalkması için elimi uzattım. Elimi tuttu ve ayağa kalktı. Bir hışırtı geldi ama kimseyi göremeyince boşverdik.
"Teşekkürler Di Angelo"dedi alaycı bakışlarla. Gözlerini gözlerime birkaç saniye dikip kaçırdı.
"Bir şey değil küçük deniz kızı."dediğimde alayla güldü.
"Ben? Küçük? Sana küçüğü gösteririm Hayalet Kral."dedi
"Bekliyorum"dediğimde sırıttı ve tam beni arkamdaki suya iterken bileğinden tutup onu da çektim. İkimiz de sırılsıklam olmuştuk. Ben gülüyordum. O ise bana kızgın bakışkar atıyordu ama dayanamayarak gülmeye başladı. Birbirimize su atarken aniden gelen ses ile gülümsemem gitti.
![](https://img.wattpad.com/cover/32151512-288-k722357.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born To Be Monster #Nico Di Angelo (ASKIDA)
Fanfiction(Ortaokuldan kalma bir kitap devam etmeyeceğim ama silmeyeceğim de) Bir insanı özel yapan şey tam olarak nedir? Veya onu yalnız biri yapan şey hiç dostunun olmaması mıdır sadece? Veya Cupid acımasız mıdır sizce? Gumiho uyanıyor ve karmaşa rüzgarı t...