29.Bölüm-Merhaba eski dostum.

1.1K 52 34
                                    

There's nothing to lose
When no one knows your name
####

Uçları kızıllaşan saçlarımla oynarken ne kadar anormal olduğumu bir kez daha kabullendim. İnsanlarının saçı güneşten birkaç ton açılıyor veya sarıya dönüşüyordu. Benimkiler ise kızla. Cidden ilginçtim.
Kapının sesiyle heyecanla o tarafa döndüm. Nico ve Lucy içeri geçip kendilerini koltuklara attıklarında kaşlarımı çatıp onları süzdüm.
Bu saate kadar dışarıda ne işleri vardı.
Onları görmezden gelmeye çalışarak tilki işlemeli deri kitaba bakmaya başladım. Bunu tamamen geri planda bırakmıştık.
Kitabın kapağını açarak sayfalarına göz gezdirdim.
Bazı mürekkeple yazılmış yazılar vardı.
Son sayfasındaki yazıyı okumaya başladım.

Bugün yine ona gittim. Veronica bana iyileşebileceğimi söylüyor. Edward'ın teklifini kabul edeceğim ama küçük sırrımdan haberi yok.Hayatımı mahveden bu lanetten kurtulmak istiyorum. Seni her şeyin başladığı yerde bekliyor olacağım...
-Erwina

Ellerimin ucunda hissettiğim ısıyla ateş alan kitabı yere fırlattım. Nico ise aniden tutuşan kitabı söndürmek için şişeyi kitabın üstüne boşalttı. Ayağımla kalan kıvılcımları ezerek derin bir nefes aldım. Kitap saniyeler içinde küle dönüşmüştü neredeyse.
"o yakman için değildi." Dudaklarını büzmüş kederle bakan Isaac'e 3 numaralı bakışımı atarak "Büyü."diye mırıldandım. "Durduk yere yanmasının başka açıklaması olamaz."
Nico parmaklarımda yanık olup olmadığını kontrol etti. Bana gelmemiş olmalıydı.
Nico aniden duraksayarak bana baktığında fazla yakındık. "Ne okudun?"diye sorduğunda kitaptan geri kalan parçaları incelemeye başladım. Okunamayacak haldeydi.
"Son sayfadaki yazıyı"diye mırıldandım doğrularak." Erwina, Veronica'nın iyileşebileceğini söylediğini yazmış, Edward diye biri  sırrını bilmiyormuş ve Erwina onun teklifini kabul etmiş. Bunu kime yazdıysa onunla her şeyin başladığı yerde buluşmak istediğini yazmış."
Derin bir nefes alarak kendimi koltuğa attım.
"Bazı şeyleri açığa çıkarmamız gerekiyor." Nico da koltuğa oturarak ellerini önünde birleştirdi. "Tilkinin dolunayda etkili olacağını biliyoruz. Dolunay ne zaman?"
Haklıydı. Gumiho'nun dolunayda gücünü toplaması muhtemeldi. Lucy telefonunu çıkartarak-tanrılara şükür leo'nun yaptıklarındandı- bakınmaya başladı. Sitelerde dolanmasını beklerken "sonunda!"diye bağırmasıyla ona döndüm. Telefonu elinde sallayarak yanımıza geldi.

"şanslıyız ki daha zamanımız var. Haziran 20,dolunay." Gözlerim istemsizce büyürken hızla ona dönüp telefonu elinden aldım. Şaka yapıyordu değil mi?

Gözlerim ekranda dolanırken haklı olduğunu gördüm. Bendeki şans da bu kadardı zaten.

"yaz gündönümüne denk geliyor"diye mırıldandı Nico."bu hiç iyi olmadı." 

İleriye dalmış gözleri benimkilerle buluşunca istemsizce gözlerimi kaçırdım. Bazı şeyleri fark etmesi iyi değildi. Kaçınılmaz ve olması gerekendi ama iyi değildi. 

"O zaman daha zamanımız var değil mi?" başımla onaylayarak tırnaklarımla oynamaya başladım.
"Edward kim olabilir, veya şu teklif" lucy yanıma oturarak saçlarıyla oynamaya başladı.
"Bunu düşünürüz"dedi ısaac ayağa kalkarak. "Ama önce nesoilerin yanına gitmeliyiz. Hava karardı."
Hepimiz onayladığımızda çantalarımızı alarak odadan çıktık.
20 Haziran hem dolunay, hem yaz gündönümü...
hem de benim doğum günümdü.
*
Herkes merdivenlerden inerken aniden sırtıma giren sancıyla korkuluklara tutundum. Sancıların girmesi hiç doğal değildi.
Aniden belimi saran kolların sahibine döndüğümde nico kafamı göğsüne bastırarak kaldırmamı engelledi.
Ona bu derece yakın olmak alışılmışın dışında değildi ama içinde de yeri yoktu. Hissettiğim duyguların da aslında ondan pek farkı yoktu. Karmaşıktı.
Kulağıma fısıldadığında irkilerek başımı daha da gömdüm göğsüne, burası şüphesiz çok rahattı.
"Lucy bakıyor, bir şey belli etme." Demek bu yüzden sarılmıştı.
keyfinden mi sarılmasını bekliyordun küçük kız?

Born To Be Monster #Nico Di Angelo (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin