28.Bölüm-Umut her zaman vardı.

1K 60 27
                                    

Yeni yılımız kutlu olsun! Bol karlı yıllar...
(Bölüm sonu notunu okuyun)
Multi Skylar Grey-I know you

"I believe, I believe there's love in you
Grid locked on the dusty avenues,
Inside your heart, just afraid to go"
-----
Dudaklarımı şaşkınlığından istifade ederek hareketlendirdiğimde bunun işe yaraması için dua ettim.
Yani işe yaramassa bana kızacağı kesindi. Peki umurumda mıydı?hayır!
O zaman beni korkutan şey sadece ona karşı hissettiğim garip arzu muydu? Hiç sanmıyorum.
Beni hızla ittirdiğinde ne olacağını anlayarak umursamazca tırnaklarımla oynamaya başladım. Azar kısmına geçiş yapmıştık.
" Bu kadar basit olmak senin için bile zor olmalı! Eliza'yı sevdiğimi söylememe rağmen beni nasıl öpersin! "
Söyledikleriyle istemsizce yumruklarımı sıktım. Basit olduğumu mu düşünüyordu yani? Ben basit değildim.
Belki de öylesindir
Lucy'nin söylediklerini hatırlamamla kendime yumruk atmak istedim. Karşılık vermesi gerekiyordu. Dudaklarımın zehri alması gerekiyordu.
Hepsi bir numaraysa eğer,Lucy'i çiğnerdim!
Yüzüne doğru eğilerek alayla sırıttım.
"İşte böyle" yakasından çekip dudakalarına yapıştığımda beni yere yapışmış sümüklüböcek gibi itmeye çalışmasına rağmen kollarımı boynuna dolayarak itememesini sağladım. Açıkçası sinirini bozmak ayrı bir zevkliydi.
Dudaklarımı yavaşça hareket ettiriyor ve dudaklarını hissediyordum. Dudakları bakışlarından çok daha yumuşaktı şüphesiz.
Gözlerimi kapatarak öpüşümü derinleştirdiğimde bir süre sonra elinin belimi sarmasıyla karşılık vermeye başladı.
Beni aniden duvara çarptırdığında -ki sırtımı hissetmiyorum-Dudaklarımı aralayarak ona daha fazla yer açtım.
Ellerimle yanaklarını kavrayarak okşamaya başladım.Belimdeki eli de aynı işlevi gerçekleştiriyordu.
Büyünün etkisinde olduğunun farkına varmıştı ve kurtulmaya çabalıyordu.
Acaba beni kendi iradesiyle de böyle tutkuyla öper miydi?

Tişörtünü çıkardığında işlerin kızıştığını anlamak zor olmadı. Biriyle birlikte olmayı kafaya takacak bir kişilik değildim. Belki saçma ama bu vücut beni ilgilendirmiyordu.
Ben sadece ruhtum, bedenim ise evim. Ve evine sığınan evsiz olmayı çok iyi biliyordum.
Aniden Elleriyle bacaklarımı kavradığında düşmemek için beline dolayarak alt dudağını ısırdım.
Bu bir gerçekti ki artık ayrılmamız gerekiyordu ama yapmıyorduk. Belki de yapamıyorduk.
Cupid, hay lanet!
Yavaşça beni yatağa bıraktığında dudaklarımdan uzaklaşarak önüme gelen saç tutamını yüzümden çekti.
Nefes nefese kalmıştım ve şu an göz gözeydik.Ve gözlerini saran o belirsiz yapının kaybolduğunu görüyordum, büyü geçmişti.
Tam dudaklarıma eğilirken kapının açılmasıyla Nico'yu yataktan iterek hızla doğruldum.
Şu an Lucy'nin bize ağzı açık bakmasına mı şaşırmalıydım yoksa o gelmemiş olsa az daha Nico'nun beni öpeceğine mi? Tamamen kendi iradesiyle...
Yüzüme yayılmaya çalışan aptal gülümsemeyi yok ederek yerinde tepinen Lucy'e göz devirdim. Gözlerini pörtletmiş söyleniyordu.
" "Ş-şey ben...pardon bölmek istememiştim." Gözlerim yerde ne olduğunu anlamaya çalışan Nico'nun karın kaslarıyla kesişince tişörtünü ona fırlatarak giymesini işaret ettim. Ne diye herkese gösteriyordu Çakma Mordred. Kamptakiler yeterince gözlerine bayram ettirmiştiler zaten.
Bundan sana ne?
"Biz de tam sohbet ediyorduk" Nico dediğim şeye ben panda sıçıyorum demişim gibi bakınca seni gebertirim çocuk bakışını attım ama büyük ihtimalle kabız çocuk bakışıyla karmaşık bir bakış oldu.
Lucy bakışlarımı görünce yüzündeki aptal gülümsemeyi engelleyemeden sırıttı. "Sohbet etmen böyleyse neden insanlarla pek takılmadığın anlaşılıyor. Ben gelmesem kim bil-" devamını getiremeden onu dışarı ittirip kapıyı yüzüne kapattım. Kapıya yasladığım sırtımı yavaşça kaydırarak yere oturduğumda Nico'nun bana baktığını yeni farketmiştim.
Sadece acizliğine bakıyor.
Madem Eliza'yı seviyordu o zaman neden karşılık vermişti. Tam soracağım sırada beni durdurmasıyla afalladım.
"Kendime gelmemi sağladığın için sağol. " Boğazımdaki yumru yüzünden sadece kafamla onayladım. Ayağa kalkıp elini uzattığında elimi vermeyeceğimi bildiğinden çekerek beni de kaldırdı. Şu an çok garip bir durumdaydık. Az önce öpüşürken şimdi yabancı gibiydik.
"Önemli değil. Yapmalıydım." diye mırıldandım.
Söyledikleri kalbini kırmadı mı küçük kız?
"Sana söylediklerim konusunda-" elimi kaldırarak onu susturdum. diyecekleri sadece vicdanı içindi. "Bir şey demene gerek yok Nico,haklıydın" diye mırıldandım. Gözlerini üstümde gezdirerek omzumda durduğunda baktığı yere baktım. Omzum hala kanlıydı. Halbuki hissetmiyordu bile...

Born To Be Monster #Nico Di Angelo (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin