10.Bölüm-Benimle konuşmayı seviyorsun...

1.5K 107 13
                                    

Multimedya Hermes♥

Akşam yemeği için açık hava gazinosuna yürümeye başladım. Saatlerdir ormandaydım. Percy beni merak ediyordur.

Poseidon masasına oturduğumda Percy bana sıkıca sarıldı.

"Annen için üzgünüm."dediğimde yapmacık bir şekilde gülümsedim. Üzgünüm. Bu kelimeden nefret ediyorum.

"Ben de. Ama birşey değişmeyecek."dedim. Poseidon onun boğulmasına izin vermişti. Ama bunu bilerek yapmadığından emindim. O benim babam sonuçta. Niye bir zamanlar sevdiği kadının ölmesine göz yumsun ki. Büyük ihtimalle haberi bile yoktur. İşte böyle teselli ediyordum kendimi. O an Nico'nun beni izlediğini farkettim. hemen gözlerini kaçırdı.

Herkes gelip 'annen için üzgünüm'gibi şeyler söylüyor ve sarılıp gidiyorlardı. Ben de en yapmacık gülümsememi takınıp "sağol"diyordum. Ama aslında asıl demek istediğim defolundu.

2 gün sonra

Nico

Dört gün geçti aradan ve Emma şu an gayet iyi görünüyor. Tamam itiraf ediyorum arada bir onu gözetliyor olabilirim. Arada bir. Bana benim gibi olduğunu, düşündüğünü söylemişti ama şimdi ona bakınca büyük bir gerçeği gördüm. Onun gözlerinde umut var, benimkinde keder. Onun sevdikleri ve bir hayatı var, ben ise hiçliğim. Bu yüzden hiç benzemiyoruz. O bazen agresif olsa da genelde neşeli, ben ise hep somurtuyorum.

Kahvaltımı yaparken aniden bir ışıkla Hermes belirdi. Herkes karşısında eğilirken"ah, hadi kalkın artık"dedi bütün enerjisiyle. Yanındaki Kheiron ile bir şeyler konuşmaya başladılar. Niye geldi ki bu şimdi?

Dikkatimi dağıtan şey Emma'nın masama oturması oldu. Beyaz bir tişört giymiş, saçlarını salmıştı.Tabağındaki salatayı çatalla öldürürken bana baktı"ne var? Niye öyle bakıyorsun?"

"Niye masamda oturuyorsun."dedim soğuk bir tavırla.

"Sadece seninle biraz vakit geçirmek istedim. Sonuçta arkadaşız."dedi. Arkadaşım olmasını istemiyorum. Onun bir şansı var, benim gibi değil. Benim arkadaşım olmak istemez.

"Seninle arkadaş değiliz. Birbirimizle hiç konuşmadık. Tanımıyoruz da."dedim onu takmayarak. Sinirle bana baktı. "Çok fazla somurtuyorsun böyle giderse erken yaşlanacaksın."dedi kaşlarımı düzeltmeye çalışarak. Elini tuttup ve ittim. Belki pislik gibi davranırsam gider.

"Emma kuralları biliyorsun. Poseidon masasına."dedi Kheiron uzaktan. Emma Hermes'e baktığında Hermes "bu seferlik bir sorun olucağını sanmıyorum Kheiron. Bırak da kız rahat rahat yesin yemeğini."dedi. Kheiron memnun olmadığını belirten bir ses tonuyla "bu seferlik"dedi. Emma tek gözünü kırparak elleriyle Hermese 'işte bu, süpersin'der gibi bir hareket yaptı. Hermes de ona göz kırptı. Ne dönüyor burada?

Göz devirerek yemeğime döndüm. Tam çatalımdan bir parça düşüyordu ki Emma hızla kendi çatalıyla onu yakaladı."hızlıyım"diye gülümsedi ve çatalı ağzıma doğrulttu. Ben ona garip bakışlar atarken 'aç ağzını artık'dercesine baktı. Bıkkınlıkla ağzımı açtım ve çataldaki yemeği yedim.(yemeğin ne olduğunu yazamayacak daha doğrusu bulamayacak kadar üşengecim. Sorry) Dışardan sanki Emma bana yediriyor gibi duruyordu ve bu yüzden bazıları dönmüş bize bakıyordu. Onlara kötü kötü bakmaya başladım. Emma'ya baktığımda benden daha korkutucu bakışlar yolladığını farkettim. Aniden gelen sesle irkildim.

"Emma, görmeyeli uzamışsın."dedi Hermes.

"Şey...evet, tabi. Ama daha 2 hafta önce görüştük."dedi Emma kafası karışmış bir şekilde. Hermes göz devirdi.

Born To Be Monster #Nico Di Angelo (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin