11.Bölüm-Tilki

1.7K 102 9
                                    

Sabah yemek borusunun sesiyle uyandım. Percy yoktu. Hemen üstüme siyah şort ve askılı geçirdim. Saçlarımı saldım ve gözlerime aşırıya kaçmayacak şekilde siyah makyaj yaptım. Aynaya baktığımda şunu farkettim. Fiziğim çok güzel, sesim ve yüzüm de iyi yani güzel bir kızım. Ama hiç kimse ile bir Percabeth olamadığım da gerçek. Abim ve Annabeth gibi bir aşk kolay kolay bulunmaz sanırım.

Yemekhaneye gittiğimde poseidon masasına geçtim. Yüzüm gülüyordu ama bu her zamanki pis sırıtışım ve sahte gülüşümden farklıydı.içten bir gülümsemeydi. Başımı kaldırdığımda Percy'nin gözlerini kısmış bana baktığını gördüm. Hemen ciddi bir ifade takındım.
"Niye bu kadar neşelisin?"dediğinde "benim neşeli olmam yasak mı?"dedim.
"Bilmiyorum, dün Hades masasına oturdun, sonra ortadan kayboldunuz ve sen mutlusun"dedi imayla. Sırıtıyordu.
"Arkadaşız, olamaz mı?"dedim sinirle.
"Arkadaş? Nico dostları sevmez ki"dediğinde "çok ön yargılısınız, ne yani Hades melezi diye insan değil mi?"dedim kısık sesle çemkirerek.
"Şey-"diyemeden sözünü kestim. "Ben Hades melezi olsam bana da önyargılı davranıcaktınız. Hades kötüyse Poseidon çok mu iyi biri sanki?"dedim.
"Hades çok gaddar."dediğinde acıyla güldüm.
"Poseidon Hiç de sandığınız kadar iyi biri değil! O annemi öldürdü."diye bağırdım. Niye söyledim ki şimdi bunu? Bu bir sırdı.Bunu onlara söylememiştim. Sadece küvette ölü buldum demiştim. Bazıları bana bakarken ayağa kalktım ve yürümeye başladım. arkamdan gelen sesle arkama döndüm."bunu bana niye söylemedin?"dedi percy yumuşak bir sesle. Bana üzgünce bakıyordu.
" Sen halen babacığını bir kahraman olarak gör,"dedim ve ormana doğru yürümeye başladım. Suyun kenarına gittim. Bu bana Poseidon'u hatırlatsada beni tek rahat ettiren şey. Sırf ona olan nefretim ve hayal kırıklığım yüzünden hayatımdan da vazgeçecek değilim. Ayrıca söylemeyi unuttum sanırım, 2 gün sonra kutlama var. Güzel bir elbise giyip kutlamaya gideceğim. Tanrıların bana acı çektirmelerine izin vermeyeceğim.
Aniden omzuma bir el dokununca irkildim. Yanıma oturunca bu kişinin Nico olduğunu gördüm. O kadar tatlı bakıyordu ki.
"Percy haklı. Söylemeliydin."dedi. "Neler olduğunu anlatmak istermisin?"dediğinde anlatmaya başladım. Anlatmayı bitirince bana güven verircesine gülümsedi.
"Hemen Poseidon'un yaptığına emin olamayız. Percy de çok üzüldü duyunca. Seni aramaya gelicekti ama daha kötü olur diye göndermedik.
"O zaman sen neden buradasın.?"dediğimde bakışlarını kaçırdı.
"Şey...Seni sakinleştirebileceğimi düşündüler"dediğinde gülümsedim. "Çünkü arkadaşız."dediğimde gözlerime baktı.

Nico

Annesinin katilinin Poseidon olması onu çok yıkmış olmalı. Göründüğü kadar duygusuz değil çünkü. Beni niye gönderiyorlar ki peşinden anlamadım.
Göz göze geldiğimizde aniden bana sarıldı. Vücuduma elektrik çarpmış gibi hissettim yine. Bir süre sonra ben de ellerimi onun sırtına koydum. Başı halen omzumdayken "yarın kutlama var ve sana acilen Afrodit kızı ayarlamalıyım."dedi. Ne çabuk toparladı."Veya Demeter, Apollon falan da olabilir."dediğinde ondan ayrıldım ve şaşkınca baktım.
"Kutlamaları sevmem. Kızları da..."dediğimde göz devirdi ve "seni çok çekici bulan kızlar var. Birisini sana ayarlamam lazım"dediğinde kaşlarımı çattım.
"iste veya isteme o kutlamaya gideceksin hayalet kral."dediğinde kaçıcak delik aradım. Tam kalkıp gidecekken bileğimden tuttu. "Bence artık kendine bir hayat kurmalısın. Sen Hades'in oğlusun ve bu kötü birşey değil. Bence çok havalı."dedi ve gülümsedi. Oflayarak yanına oturdum. Bir zamanlar Percy'i sevdiğimi bilmiyordu. Bilse zaten beni ucube olarak görür.
"Tamam sana takım elbise ayarlarım. Kızlarla da konuşurum. Sen uykunu iyi al"dedi ve kalkıp yürümeye başladı."takım elbise giymem ben."dediğimde en pis sırıtışını gönderdi. Kahretsin bu kıza kızamıyorum. O kadar tatlı ki.

Emma

Afrodit kulübesine girdiğimde Elizabeth'i gördüm. Çoğu kız kafeteryadakilerden bahsedim üzgün numarası yapınca "bu konuyu kapatabilir misiniz?"diye sordum ve Elizabeth'i dışarı sürükledim.
"Ne oldu Emma?"dediğinde "kutlamada partnerin var mı?"diye sordum. Başını olumsuz anlamda sallayınca sırıttım. Güzelll!!
"Nico'yu yakışıklı buluyordun ya, onunla gitmeye ne dersin?"dediğimde gözleri parladı kızın.
"Sen ciddi misin? O da istiyor mu? Ne giymeliyim? Kabul ediyorum."dedi hızlı hızlı. Nesin sen Afrodit melezi mi? Doğru, evet öylesin zaten!
Elimle ağzını kapadım.
"Biraz yavaş gel. Kutlama günü Nico seni saat 8'de alır kulübenden."dedim ve o olduğu yerde zıplarken yanından uzaklaştım.

Born To Be Monster #Nico Di Angelo (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin