"Sonra dedi ki 'tüm gece boyunca neden cam siliyorsun?' Ben de kahkaha atmamaya çalışıyorum tabii o esnada. Yanlış anlaşılmasın diye de 'akşam daha rahat kafayla yapılıyor.' dedim. Kadın şaşırdı ama hemen kendini toparladı ve 'o zaman ben de gece yapayım.' dedi." Seokjin hyung sayesinde bilmem kaçıncı kez parlak gülümsememi sunuyordum.
"Ta-mam hyung! Ayh yeter!" Diyerek gözlerimi silmiştim. Onlara alışamayacağımı düşünmüştüm ama onlar beni yanıltmış, sanki uzun zamandır arkadaşmışız gibi davranmışlardı. "Hayatım boyunca hiç gülmediğim kadar güldüm." Çayımı yudumladıktan sonra "Ben de bir şeyler anlatayım mı?" Dedi Jungkook hyung.
"Lütfen anlatma. Daha fazla gülebileceğimi sanmıyorum." Sipariş ettiğim yaş pastayı bitirmiştim. Onlar sayesinde bayağı eğlenmiş, hakkında bilgiler de edinmiştim. Keşke daha önce tanışsaymışız diye içimden geçirmeden edememiştim. "O zaman başka sefere anlatırım ve Hoseok seni sevdim."
"Ben de sizi sevdim." Birazdan Güzel'in abisi gelecekti. O yüzden toparlansam iyi ederdim. "Nereye gidiyorsun?" Dedi Seokjin hyung. "Ben yavaştan kalkayım hyung. Annem merak eder." Kolumu tutarak yerime oturtmuştu. "Yoongi gelene kadar bekle en azından." İşte ben de o yüzden gidiyordum. Onu bir kez daha görmek istemiyordum.
Kolumu bırakmayıp diğer elini de bana yaklaştırarak gıdıklamak için atak yaptı. Kendimi geriye çekerken ikimizde yere düşmüş, o zafer kazanmış gibi gülümsemiş ve beni gıdıklamaya başlamıştı. "S-Seokjin hyung! Yap-ma!" Tüm herkes kesin bize bakıyordu.
"Biraz daha gülmen gerek!" Ellerini üzerimden çekmeye çalışırken "Seokjin gıdıklamanızı sonraya mı saklasanız?" Dedi daha önce duyduğum kalın ses. Ben kaçamadan o gelmişti ya! Seokjin hyung oflayarak "Tamam Yoongi." Dedi. Yerden kalkarak çantamı sağ omzuma taktım.
Hep beraber kafeden çıkmıştık. Onlar yan yana yürürken ben aramıza biraz mesafe koymuştum. İşte tam o an Güzel bunu fark etmiş ve abisinden uzaklaşarak yanıma gelmişti. Elimi tutup koluna koymuştu. "Neden bizden uzaklaşıyorsun? Bir problem mi var? Abimin gelmesi seni rahatsız mı etti?" Dedi sessizce. "Yok etmedi. Herhangi bir problem de yok." Biz konuşurken abisi ara sıra bize bakmış ve diğerleriyle sohbetine devam etmişti.
"O zaman neden uzak duruyorsun?" Beni abisinin yanına doğru iterek onlara yaklaştırmaya çalışmıştı. "Durmuyorum sana öyle gelmiş." Yapmacık gülümseme ile bana bakmış ve "Sen çocuk mu kandırıyorsun?" Demişti.
Dudakları büzülmüştü. "Abimden rahatsız oluyorsun. Halbuki ben sizi çok yakıştırmıştım." Son cümlesinde ki ses tonu düşmüş ve benim duymamam için elinden geleni yapmıştı. Şaşkınca ona baktığımda "Ay Hoseok yok öyle bir şey! Gel sen biz de kal bu akşam!" Demişti. Bu kız ne diyordu?! Feromonlarını hissettiğimde babamın hazırladığı ilacın etkisini kaybetmeye başladığını anlamıştım.
"Gerek yok Güzel. Ben evime gideyim." Beni daha tanıyalı 1 hafta bile olmamıştı. Neden bu kadar güveniyordu ki? "Ya lütfen!" Bu kıza dayanmalı ve karşı çıkabilmeyi öğrenmeliydim. Pamuk şeker gibi kokan feromonları etrafımı sarmıştı. Kaçışım yok gibi hissediyordum.
"Annem izin vermezse kalamam." Heyecanla elimdeki telefonu almaya çalıştı. "Ben konuşurum annenle. Kesin izin verir!" Bence vermez gibi. Jimin, Taehyung ve Namjoon da kalmama bile yeni yeni izin veriyorken hiç tanımadığı omega bir kızla kalmama izin vermezdi. Hele de delta abisi varsa asla izin vermezdi.
Yine de annemin adına tıklayarak Güzel'e uzattım. "Alo Bayan Jung ile mi görüşüyorum?" Dedi ciddi sesiyle. Annemin dediklerini duyabilmek için kulağımı Güzel'e yaklaştırdım. "Benim de siz kimsiniz? Yoksa oğluma bir şey mi oldu?"
"Hayır hayır. Ben onun arkadaşıyım. Bu gece biz de kalabilir mi? O istemedi ama ben çok ısrar ettim. Hoseok'a kızmayın lütfen." Dedi. Annem ise "Sen onun hangi arkadaşısın? Ben tanımadığıma göre yeni tanışmışsınız siz." Dedi. Anneme hayrandım. Bu kadın bir harikaydı!
"Evet yeni tanıştık ve ben omegayım. Benden zarar gelmez yani." O annemle konuşurken Seokjin hyung kaçamak bakışlar atıyordu. Jungkook hyung bizimle ilgilenmiyor gibiydi. Güzel'in abisi ise gözlerini kısmış bizi izliyordu. Ekşinin ve acının karışımı olan bir koku burnumu esir almıştı şu an da. Yani Yoongi hyung onlar da kalmamı istemiyor muydu? Bu feromon genzimi yakıyordu.
"Olmaz kızım. Hoseok başka bir gün siz de kalsın. Bu akşam olmaz." Dedi annem. Ona teşekkürlerimi sunmak istiyordum. "Bana güvenmediğiniz için izin vermiyorsunuz değil mi? Merak etmeyin en yakın zaman da sizi ziyarete geleceğim." Kahverengi gözleri az önce yeşilin en koyu tonundayken şimdi renk açılmıştı. Yavaşça eski rengine dönüyordu.
"İyi günler." Diyerek kapatmış ve telefonu bana vermişti. "Abi yakın zamanda Hoseok'a gidelim." Demişti. Ya niye işin içine abini de katıyorsun ki? Kendin eve dönemiyorsan ben bırakırdım. Abinin bizim eve gelip beni tanımasına hiç gerek yoktu. "Tamam gideriz." Dediğinde evime giden yola geldiğimizi görmüştüm.
"Görüşürüz." Diyerek Güzel'in kolundan elimi çekmiş ve el sallamıştım. Yoongi hyungun da bana el salladığını görünce şaşırmadan edememiştim.
Umduğum kadar güzel olmadı sanırım 👉👈
🌹🍬
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matchmaker Omega |Sope✔
RomanceHoseok Jimin'in isteği üzerine ona yardım eder. (Text-Düz yazı)