31

2.4K 217 118
                                    

*Bir şeyler yaptım bu bölümde. Bakalım beğenecek misiniz?🤭*


Tuttuğum bardak istemsiz bir şekilde titremeye başlamıştı. "Ya ne güzel." Dedim kendi kendime. Bu yüzden miydi üstümde olan baskı? Evet o yüzdendi. O ayakta beni izlerken asla rahat hissedemiyordum. Kesik kesik nefes alıyordum.

"Ne oldu Hoseok? Sen gerildin sanki." Gözleri bir aşağı bir yukarı çıkıyordu. "Hayır gerilmedim." Kendime bile inandırıcı gelmeyen ufak bir kahkaha atmıştım. "Hmm tamam." Diye mırıldandı. Avuç içim terlemişti. Ne olmuştu bilmiyordum ama bir an da kafamda kurguladığım şeyler yok olmuştu. Başka şeyler yer edinmeye başlamıştı.

Damarlı elleri birbirine kenetlenmiş ve çok sakin bir şekilde gülümsemişti. Bu kesinlikle yaydığı feromondan dolayıydı. Beni etkisi altına alıyordu. "Sevdin mi içeceği?" Başımı sallayarak içmeye devam ettim. Bana böyle bakmaya devam mı edecekti?

Dilini dudaklarında gezdirdi yavaşça. "Bastırıcı kullanıyor musun?" Diye sordum. "Kullansam da pek bir fayda etmiyor. Beni sakinleştiriyor ama içimde yanan ateşi geçirmiyor." Konu giderek başka yerlere kayıyordu. Biraz korkuyor olabilirdim.

Feromon hala ağırlığını korurken tırnaklarımı batırdım kendime. Gözlerim kesinlikle mor olmuştu. Çok etkileniyordum çok. Her an onun kucağına atlayacak gibiydim. Kızgınlığına az kalmıştı ve o daha az kalmasına rağmen beni bu duruma getiriyorsa kızgınlığına girdiğinde kim bilir neler olurdu?

Ensemde ki teri silerek buzlu içeceğin son yudumunu da içtim. Baskın feromonu ona itaat etmemi istiyordu. Etmezsem de her dakika daha da eziyordu beni. Kıvranacak kıvama doğru gidiyordum. Bacaklarım güçsüzleşmişti. Hissedemiyordum artık. Yoongi bunu keyifle izliyor olamazdı değil mi?

"Çok sabırlısın. Daha ne kadar sürecek bu sabrın?" Bilerek yapıyordu. Ona gitmem için bunu yapıyordu. Yani şimdi ben de istemiyor sayılmazdım ama çok erken değil miydi? "Bana sarılmanı bekliyorum ama sen hala koltukta oturuyorsun." Ya tabii ben de bunu yuttum.

"Ben sarılmak istemiyorum." Dediğimde tek kaşı kalktı havaya. "Öyle mi?" Bardağını bir kenara bırakmış ve yanıma gelmişti. Ellerini iki yanıma koyarak eğilmiş ve "Bir daha söyle." Demişti. Bir daha söyleyebileceğimden emin değilim açıkçası. Hatta konuşacak hali kendimde bulamıyordum.

"Bekliyorum Hoseok. Hadi söylesene." Bu ağır feromon yüzünden dilim tutulmuştu. Daha da yakınımda olması başımı döndürüyordu. "Yapma şunu lütfen. Başım ağrıdı." Uzaklaşarak "Benimle biraz özel anlar yaşamak istersin diye düşünmüştüm ama sen istemiyorsun sanırım. Üzgünüm." Dedi. Ay yanlış anlamıştı resmen. Ben ıslandığımı anlamasın diye öyle söylemiştim. Neyse bu saatten sonra fark etmezdi zaten.

"Otur şuraya." Diyerek onu itmiş ve hızlıca bacaklarına oturmuştum. Şaşırmıştı. "Önce feromon yay. Sonra suçun yokmuş gibi davran. Oldu başka?" Dedim. Derin bir nefes aldı. "S-sen ıslandın mı?" Fazlasıyla hem de. Deliğim fazlasıyla ıslanmıştı.

"Maalesef öyle oldu." Anlamlandıramadığım bir şekilde cesaret gelmişti bana. Ellerimi omuzlarına koyarak biraz daha hareket etmiş ve ona yaklaşmıştım. Hemen bana ayak uydurmuş ve bacaklarımı kavramıştı. "Esmer pürüzsüz tenin dişlerimi sivrileştiri-" Dudaklarına kapandığım için kelimesini tamamlayamamıştı.

Başta yavaştık fakat onun hareketleri biraz sert olduğu için istemeden de olsa saçlarını sıkıca tutup çekiştirmeye başlamıştım. Dişlerimiz her birbirine çarptığında daha da hırslanmış gibiydik. Şu an arzularıma boyun eğmiştim ama sonra ne olacaktı? Bunu düşünecek durumda değildim. Şu an alevleri söndürmekle meşguldüm.

Dudaklarım kanayacak raddeye geldiğinde ondan ayrılmak zorunda kaldım. Öyle hızlıydı ki yetişemiyordum. Nefesim bile yetmez hale gelmişti. Soluklarımız odayı doldururken Yoongi boynuma yönelmişti. Tatlı öpücükler bekleyecek kadar sakin değildim. Üstündeki tişörtü yırtarcasına çekiştirirken dişlerini sürttü boynuma.

"B-beni mühürlemeyeceksin değil mi?" Başını iki yana salladı. "Sen istemediğin sürece hiçbir şey yapmayacağım." Gözlerimi kapatarak sert öpücüklerini hissetmeye devam ettim. Sanki tamamen kendimi ona bırakmıştım. Hatta sankisi yoktu. Ben gerçekten kendimi ona bırakmıştım.

Ellerini ne ara koyduğunu bilmediğim kalçalarımdan ayırarak şortun beline koydu. "Tadına bakmalıyım." Dedi hırlayarak. Az önceki halinden eser yoktu. Aşırı derece de gerilmiştim. Alnını alnıma yaslamıştı. Gözleri grinin en koyu tonlarındaydı. O böyle bakarken hayır diyemezdim. "T-tamam." Cevabını aldıktan sonra hiç beklemeden elini şorttan içeri soktu.

İşaret ve orta parmağıyla ıslanan deliğimi okşadı. Aklımda onunla beraber kayıp gitmişti. İşaret parmağını içime ittirdiğinde kendimi sıkmıştım. İlk defa böyle bir şey yaşıyordum ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Sıktığım gözlerimi yavaşça açtığımda ikincisini de yollamıştı içime. Dayanamayacak gibiydim. Dudaklarını kulağıma sürterek "Kendini kasma." Diye fısıldadı. Sen böyle yaparken ben kendimi nasıl kasmayabilirdim ki?

Şu durumdan dolayı elim ayağım tutmaz hale gelmişti. Kalbim 10 metre uzaktan duyabilecek derece de hızlı ve sesli atıyordu. "Çok güzelsin. Şu an terleyen bedenin, dolan gözlerin, utangaç bakışların, tatlı gülümsemenle bile çok güzelsin. Sana hayranım." Kafamı bir yerlere gömme isteği uyandırıyordu bu sözler.

Parmaklarını içimden çektiğinde boşlukta gibi hissetmiştim bir an için. O ise hızlıca dudaklarına götürmüştü. Beni yatırmak istediğinde nefesimi tuttum. Daha ne kadar utanacaktım?

"Biz geldik!"






















__________
Bir şeyler denedim işte 👉👈😋

Kontrol edemedim arada yanlış yazılan kelimeler varsa görmezden gelin lütfeeen❤️



Matchmaker Omega |Sope✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin