Gönül Mecnun olmuş çölde geziyor.
Gurur ve Gül geçen iki günde birbirine iyice alışmış, kaybolan yılların hasretini gideriyorlardı.
"Gülüm hadi sen şimdi uyu annenle benim biraz işimiz var." Diyerek kızının saçlarını öptü.
Gül kollarını babasının boynuna sarıp heyecanla yüzüne baktı.
"Babacığım amcam ve teyzemle ne zaman tanışmaya gideceğiz? Onlarla oyunlar oynamak, boyamalar yapmak istiyorum."
Alparslan kızının bu hevesli hallerine gülümsedi. Tam da hayallerindeki gibi bir kızdı. Şımarık, sevimli ve tıpkı Nil gibi...
"Uyuyup uyan gideceğiz gülüm." Nehir'i kucaklayıp odasına götürdü. Yatağına usulca yatırıp saçlarına bir buse kondurdu.
Nil'in ise heyecan ve korkuyla beklediği o gün sonunda gelmişti.
Müzayedeye gidecek, alması gerekeni alacak ve güvenini Gurur'a bir nebze de olsa kanıtlamış olacaktı.
Aynada kendine son bir kez bakıp kapıda onu izleyen Alparslan'a döndü.
"Hazırsan vakit kaybetmeden çıkalım." Gözlerini Nil'in üzerinde gezdirdi.
Derin bir nefes alıp ceketini üzerine giydi.
"Hazırım." Kapıdan çıkacakken Alparslan Nil'in kolunu tutup durdurdu.
"İlk teslimatını hatırlıyor musun?" Şuan her ne kadar Nil'i olayların dışında tutuyor olsa da geçmişi pek de temiz değildi.
Nil usulca kafasını salladı. Yine olsa yine yapardı ki az sonra yapacaktı da.
"Hatırlıyorum. Sen giderken zorla kendimi de kabul ettirmiştim ve 10 dakikalık işi benim yüzümden 23 dakikada yapmıştık." Gülerek Alparslan'a baktı.
"O günde söylediğim gibi Nil. En ufak bir yara dahi alırsan seni orada bırakır çıkarım." Kol düğmelerini düzeltip keskin bakışlarını Nil'e çevirdi.
"Kahraman olmaya çalışma sadece işini yap." En iyi bildiği şey Nil'in kendini olaylara çok kaptırdığıydı.
Anın verdiği adrenalin ile gaza gelir orasını havaya bile uçurabilirdi. Boşuna sevmiyordu Alparslan Nil'i. Onun gibi olduğu için seviyordu. Onun gibi cesur ve gözü kara olduğu için...
"Tamam, sadece tabloyu alıp çıkacağım. Kahramanlık yok. Peki ya silah?" oraya silahsız girmek aptallık olurdu.
"Silahın da olmayacak. Çünkü en son silah kullandığında ne olduğunu unuttun sanırım." Gülerek karşısındaki ceylan gözlere baktı.
9 yıl önce
"Bak şimdi gülüm hedefine odaklan ve nişan al." Nil'in ısrarlarına artık dayanamamış sonunda ona da silah kullanmayı öğretmeye karar vermişti.
Nil kıvırcık saçlarına üfleyerek gözünün önünden itti.
" Yani şimdi bak ve vur. Bu kadar basit mi?"
"Bu kadar basit gülüm bu kadar basit." Hedef aldıkları şişelere doğru ilerleyip kollarını bağladı.
"Hadi da seni mi bekleyeceğim sabaha kadar kıvırcık?"
"Bana kıvırcık deme! Dikkatimi de Dağıtma Gurur!" tek gözünü kısıp hedefi nişan aldı.
"Vur!" Gurur gülerek Nil'in bu hallerine bakıyordu.
Nil silahı ateşleyip vurduğu şişeyi görmeye çalışıyordu.
"Ay vurdum!" demesine kalmadan acı dolu bir ses yükseldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIM OL
Teen FictionGurur ve Gül geçen iki günde birbirine iyice alışmış, kaybolan yılların hasretini gideriyorlardı. "Gülüm hadi sen şimdi uyu annenle benim biraz işimiz var." Diyerek kızının saçlarını öptü. Gül kollarını babasının boynuna sarıp heyecanla yüzüne baktı...