Beni böyle sev, seveceksen.
"Biz...Destan olduk..."
Nil'in sayıklamaları üzerine yattığı yerden doğruldu Alparslan.
Telaşla üzerindeki battaniyeyi kenarı atıp Nil'i dürttü.
"Gülüm uyan, Nil uyan ceylan gözlüm..."
Yüzünden boynuna doğru yol alan terleri ardından ise gözlerinden akan yaşları usulca sildi.
"La havle! Nil uyansana!" ne kadar dürtse de seslense de Nil öyle derin bir uykudaydı ki Alparslan'ın hareketlerine tepki vermiyordu.
Komodinin üzerinde duran bardağı alıp yavaşça Nil'in yüzüne dökmeye başladı.
"ALPARSLAN!" aniden dikleşip ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Günaydın gülüm iyi misin?" her ne kadar gülüyor olsa da az önceki hali için telaşlıydı.
Nil Alparslan'ın kolundan tuttuğu gibi yatağa çekip sarıldı. Kafasını koynuna gömdüğü gibi gördüklerinin hafızasından silinmesini bekledi.
Usulca sardı kollarını sevdiği kadının bedenine. Saçlarına uzun bir öpücük kondurup aşığı olduğu kokusunu ciğerlerine doldurdu.
"Ne gördün de bu kadar etkilendin?"
Derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı. Gözlerini Gurur'un gözlerine kenetledi.
"Naz ile evleniyordun! Düğünü bastım. Yetmezmiş gibi bir de vuruldum." Kaşlarını çatmış burnundan soluyordu. Kabusu bu denli etkilemişken gerçeği kim bilir nasıl zarar verdirdi ona...
"Naz ile bir de!" gülerek Nil'i kolları arasına çekti tekrardan.
"Evet!" diyerek sığını en huzur bulduğu yere.
Gül ve Asil koşarak atladılar anne ve babalarının üstlerine.
"Anne." Asil ürkek bakışlarla bakıyordu Nil'e. Nil de şaşkın bakışlarla Alparslan'a...
"Anne abim sabah Gül dedi anne dedi baba dedi biliyor musun Daddy?" diyerek Nil'i Alparslan'dan ayırıp kolları arasına girdi.
Nil oğlunu çekip sımsıkı sarıldı. Saçlarına uzunca bir öpücük kondurup usulca yanağını okşadı.
"Annesinin paşası..." diyerek yeniden öptü saçlarını.
"Paşası..." diye tekrarlardı annesini.
Gülerek karşılık verdiler oğullarına.
"Hadi bakalım herkes kalkıyor. Akşama hazırlık yapacağız." Asil'i yataktan indirip kendisi de indi.
"Neden ki?" daha çok gömdü kafasını babasının göğsüne. Hiç ayrılmak istemiyordu kahramanından.
"Vedat abinle Gonca ablana yüzük takacağız kızım." Uzanıp hem Alparslan'ın hem de Gül'ün yanaklarından öpüp odadan çıktı.
Gonca tatlı bir telaşla annesine yardım ediyor, bir yandan da Su'nun yaptıklarını yemesini engelliyordu.
"Su valla yetişmeyecek ya!" elinde tuttuğu börekleri tekrardan tepsiye koydu.
"Ben mi yiyorum kızım yiyor!" diyerek diğer elinde duran börekleri ağzına tıktı. Su ve Bera yaklaşık iki hafta önce bebeklerinin cinsiyetini öğrenmiş küçük bir kutlama ile kızlarının gelişini kutlamışlardı.
"Günaydın kızlar ne bu kargaşa?" Nil mutfağa girerek Nazan Hanım'ın yanağından öptü.
"Gel kızım gel. Biri akşama hazırlık yapıyor biri yiyor." Gülerek didişen iki kıza baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIM OL
Teen FictionGurur ve Gül geçen iki günde birbirine iyice alışmış, kaybolan yılların hasretini gideriyorlardı. "Gülüm hadi sen şimdi uyu annenle benim biraz işimiz var." Diyerek kızının saçlarını öptü. Gül kollarını babasının boynuna sarıp heyecanla yüzüne baktı...