16. Bölüm

1.1K 186 94
                                    

Serden geçtim ama yardan geçemedim.

Su, tezgahın üzerinde duran pastayı dikkatlice kontrol etti. Pasta sevmeyen bir adama pasta yapmak anlamsızdı ancak ablasının emri böyleydi.

Zaten kendisi de pasta yapmayı çok seviyordu. Gününün çoğu burada geçiyordu.

"Anneciğim şimdiden uyarayım çok sinirli bir amcan olacak. Umarım baba tarafına çekmezsin." Gülerek karnını okşadı.

"Babacığım umarım baba tarafına çekersin. Sonuçta sen bir Karahan'sın." Diyerek Su'nun beline sarıldı.

Su irkilerek Bera'ya baktı.

"Ödüm patladı Bera! Neden sessiz sessiz geliyorsun?"

"Sen beni neden geceleri sessiz sessiz öpüyorsun?" yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirip karısına baktı.

Su öksürerek Bera'nın kollarından ayrıldı.

"Hadi al pastayı da çıkalım. Geç kalırsak ablam beni parçalar.

"Yemin ederim yengemden korktuğum kadar abimden korkmuyorum ya. Yediğim tokat hala yanağımda." Gülerek pastayı aldı.

"Kıyamam ben sana. Söyleyeyim de bir daha vursun." Uzanıp yanağını öptü. Onunla didişmeyi seviyordu.

"İstemez güzelim istemez. Canımı seviyorum. Ama seni daha çok." Uzanıp saçlarını öptü.

Ben bu adamla ne yapacağım diye geçirdi içinden Su. Hala çocukken nasıl bebek bakacağını da düşünmeden edemedi...

Alpaslan takım elbisesini giyip odadan çıktı. Bahçeye adımlayıp adamlarına eli ile işaret verdi.

"Köpekleri getirin ziyafet var." Diyerek arka bahçede bulunan deponun en alt katına ilerledi. Eksi ikiye...

Her gün belirli bir saatte buraya geliyor yorulana kadar Vasili'yi dövüyordu.

Vasili yüzünde kurumuş kanlarla kafasını kaldırıp Gurur'a baktı. Saatinin geldiğini anladı. Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı.

"Evet Vasiliiii..." diyerek Vasili'nin etrafında gezinmeye başladı.

"Bugün çok güzel bir gün çünkü siktirip gidiyorsun orospu çocuğu!" Eline silahını alıp Vasili'nin önüne oturdu.

"Tabii beni pek anlamıyorsun. Sikimde de değil açıkçası." Diyerek silahı Vasili'nin şakağına dayadı.

"Abi getirdik seninkileri." Diyerek köpeklerin tasmasını biraz daha gevşetti.

Gurur oturduğu yerden kalkıp silahını beline koydu.

"Afiyet olsun kızlarım." Köpeklerin tasmasını çıkarıp Vasili'nin üzerine atlamalarını izledi.

Vasili çığlık attıkça Gurur oğlundan ayrı kaldığı yılların acısını çıkarıyordu. Canını canıyla almak isterken şimdi canından olmuştu piç kurusu...

Alparslan Nil'den gelen mesaj ile eve girip Gül'ü giydirmiş, arabaya bindirmişti. Ardından Nadya ile Asil de binince sürmeye başladı.

"Babacığım nereye gidiyoruz? Hani bugün de evde olacaktık." Elindeki bebeği üzgünce kenarı bırakıp Asil'in elini tuttu.

"Anan rahat duramamış kızım onu almaya gidiyoruz." Uzanıp radyoyu açtı.

Çalan şarkı ile dikiz aynasından kızına ve oğluna baktı.

"Geçen gün sana öğrettiğim şarkısı hatırlıyor musun nankör kedi?"

"AÇ SESİ DADDYYY." Heyecanla oturduğu yerde kıpırdamaya başladı. Asil de meraklı gözlerle babasını ve kardeşini izliyordu.

KARANLIĞIM OL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin