Her şeyin sonu
Gülü solunca geçen umursamaz yılların ardından...
Alparslan yanında duran çayından usulca bir yudum alıp ardından yıllardır tek dostu olan sigarasını ciğerlerine doldurdu.
Artık yıllar yılları kovaladıkça dünyanın tüm acımasız yükü omuzlarına binmiş, yaşı da bir o kadar ilerlemişti...
Yaş 65.
Tek başına yaşanılan yıllar 65.
Gülü olmadan geçirdiği yıllar ise 30 gözükse de aslında bir ömürdü Alparslan Gurur için.
Sigarasını küllüğe bırakıp boynunda duran gözlüğünü gözlerine yerleştirdi.
Tam da Nil'in tahmin ettiği gibi huysuz, çekilmez ve nemrut bir yaşlı dede olmuştu.
Torunlarını kucaklayacağı, karısına şakalar yapıp seveceği zamanda evine aldığı bir köpek bir de kedi ile geçiriyordu acımasız hızla akan zamanları.
Gözlüklerini gözüne yerleştirdikten sonra kalktı oturduğu yerden.
Baharın gelişi evi dolup taşıran gül kokusundan belliydi. Seviyordu bu kokuyu ciğerlerine doldurmayı.
Yeni yeni tomurcuklanan güllere çevirdi bakışlarını.
Evindeki diğer çiçeklerle bahçıvan ilgilense de güllerini kendinden başkasına elletmiyordu.
Kırılmasından, kokusunu kaybetmesinden, solmasından o kadar korkuyordu ki hepsine yeni doğmuş narin birer bebek gibi davranıyordu.
Ancak günlerin hızla ilerlemesinden de şikâyetçi değildi.
Zaman her aktığında karısına, çocuklarına ve dostlarına bir adım daha yaklaşıyordu.
Hayatını zamanında ailesine adamış bir adam için yalnız yaşamak nedir bilir misiniz sizler?
Bunu Alparslan'dan başkası bilemezdi.
O her şeyini kaybetmiş, her tuttuğu elinde kalan bahtsız bedevi bir adamdı.
Böyle yaşamaya alışmış, mecbur bırakılmıştı.
Herkesten uzakta bir eve taşınmış, anılarıyla kendini bir odaya hapsetmişti. Durmaksızın Nil ile konuşuyor, bu sayede karısıyla yanında olmasa da hayallerinde yaşıyorlardı...
Diğer yaşlılar beyinlerini bulmaca ile meşgul ederken Alparslan ise beynini geçmişte kalan anılarla meşgul ediyordu.
Onların kıyafetleri, fotoğrafları, kokuları ve sesleri...
Hepsi birer birer aklında durmadan devriye geziyordu.
Elinde tuttuğu ince belli bardağı koltuğun bir kenarına bırakıp bedenini pencereye yasladı.
Son zamanlarını yaşıyordu. Diğerleri gibi destan olacağı anı bekliyordu sabırsızlıkla.
Hani bazı insanlar ölecekleri anı, kötülükleri hissederdi ya...
Alparslan kötülüğün ta kendisiydi zamanında. Bu yaşadığı durum da o kötülüğün bir getirisiydi anlaşılan.
Eskimiş radyoyu kucağına aldı usulca. Başlatma tuşuna basıp gözlerini kapattı eskileri yâd etmek ister gibi.
Hani bastonla kovalayacaktı karısını?
Hani avlanmaya kadar her şeyi öğretecekti çocuklarına?
Her şey mazide kalmıştı artık.
Tıngırdayan şarkının sesini biraz daha arttırdı.
Son şarkısını dinler gibi daha bir hissiyatlı dinliyor, daha bir kulak kabartıyordu şarkının sözlerine.
Neşet Ertaş'ın yanık sesi çarptı odanın duvarlarına.
Dane dane benleri var
Yüzünde, yüzünde, yüzünde
Can alıcı bakışları
Gözünde, gözünde, gözünde
Binbir dat var edasında
Nazında, nazında, nazında
Dünyada yârdan datlı
Elini kalbine koyup derince bir nefes verdi. Gözlerinin önüne gelen Nil'in yüzü ile gülümsedi usulca...
Gözlerinden akan yaşları sakalına karışıyor, kurumak bilmeyen gözleri tekrar ve tekrar ıslanıyordu.
Var m'ola, var m'ola, var m'ola
Sallanı sallanı gelen
Yâr m'ola, yâr m'ola, yâr m'ola
Küpeleri ağır düşer
Kulaktan, kulaktan, kulaktan
Zülüfleri tel tel olmuş
Yanaktan, yanaktan, yanaktan
Ağzı şeker bal akıyor
Dudaktan, dudaktan, dudaktan
Dünyada yârden datlı
Var m'ola, var m'ola, var m'ola
Sallanı sallanı gelen
Yâr m'ola, yâr m'ola, yâr m'ola
Gözlerini kısıp kalbine giren ağrı ile olduğu yerde kıpırdadı.
Artık zamanı gelmişti bazı şeylerin.
Bunların en başında ise gülüne Nil'ine kavuşmanın zamanı gelmişti.
Bedenini koltuğa bıraktıktan sonra bakışlarını evinin tavanına çevirdi.
Dudaklarından dökülen son cümle onu karısına kavuşturmuştu artık.
"Vuslat zamanı geldi gülüm, al beni gül kokulu kollarına bas bağrına..."
18.01.2023
Alparslan Gurur Karahan
Son
![](https://img.wattpad.com/cover/262302437-288-k128581.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIM OL
Fiksi RemajaGurur ve Gül geçen iki günde birbirine iyice alışmış, kaybolan yılların hasretini gideriyorlardı. "Gülüm hadi sen şimdi uyu annenle benim biraz işimiz var." Diyerek kızının saçlarını öptü. Gül kollarını babasının boynuna sarıp heyecanla yüzüne baktı...