0.5

703 74 95
                                    

"Biraz da arka bahçeye doğru yürüyelim mi ?"
Dedim Yuna beni onaylayınca ayağa kalkıp kolumu Yuna'ya uzattım. Yuna koluma girince birlikte akıl hastanesinin arka bahçesine doğru yürümeye başladık.

Yuna 1 haftada çok ilerleme kaydetmişti eskisinden daha pozitif ve daha çok gülüyor yakında burdan çıkarsa şaşırmam.

"Dışarısı gerçekten çok güzel"
"Evet öyle"
Dedim gülerek
"Oppa odama koydurttuğun kitaplar için teşekkür ederim o boş odada hiçbirşey yapmadan durunca delirecek gibi oluyordum"

"Artık ders çalışmak zorunda değilsin boş zamanın bol, istediğin kadar kitap oku bahçeye çıkmak istediğinde bana haber ver birlikte çıkarız"

Arka bahçede de biraz yürüdükten sonda ön bahçeye geri döndük gözüm Chaeyoung'un odasının camına takıldı. Sanki biri yere düşmüştü

"Nayeon Yuna'yı biraz daha gezdirdikten sonra odasına çıkar"
"Peki Bay Park"
Nayeon Yuna'nın yanına gelince ben hızla hastaneye girdim. Asansöre binince beklemeye başladım.

Asansörün durma sesi kulaklarımı doldurunca önümü döndüm. Kapı açıldı asansörden inip hemen Chaeyoung'un odasının önüne gittim.

Kapının kilidini açtıktan sonra içeri girdim.
"Chaeyoung"
Dedim etrafa bakarak, bir adım atmamla gördüğüm şeyle gözlerim korkuyla açıldı.

Koşarak gözleri kapanmak üzere olan Chaeyoung'un yanına gittim. Lanet olsun! Bileklerini kesmişti. Ensesinden tutup kafasını kaldırmamla zorla gözlerini açtı.
"Ö-özür d-dilerim ben...savaşamıyorum"

Gözleri kapanınca onu hızla kucağıma alıp yatağına yatırdım. Hemen odadan çıkıp kat görevlisine bağırdım.
"Çabuk doktor Kim jisoo'yu çağır hem de hemen!"
Kat görevlisi gidince içeri geri girdim

"Chaeyoung"
Dememle gözlerini yarım açtı.
"Bana bak şimdi gözlerini kapatmazsan uyandığında sana kızmam"
"B-ben uyanmak i-istemiyorum"
"Ben ne olacağım ? Hani seninle birlikte ona karşı savaşacaktık söz vermiştin"

"O k-kadar g-güçlü değ-değilim"
"Sen çok güçlüsün sadece henüz farkında değilsin"
Az daha onunla konuşursam jisoo yetişir gözlerini kapatınca onu sarstım.
"Bana birşeyler anlat hadi"
Dedim

Acıyla gülümsedi
"Ailem b-benden u-utandığı için beni t-terk etti"
"Bu onların kaybı sen iyileşeceksin ve bu sefer sen onları terk edeceksin"
"J-jimin"
"Evet"
Dedim

"Ö-ölmek istiyorum"
Dudakları solmuştu ve uyursa uyanamama ihtimali yüksekti.
"Ama ölemezsin şuan onu görüyor musun ?"
Dedim

"E-evet...senin arkanda sırıtarak
b-beni izliyor. Bana uyumam
g-gerektiğini söylüyor"
"Ama sen beni dinle uyuma Chaeyoung uyursan o kazanmış olacak ve ikimizde kaybedeceğiz"
Nerde kaldı jisoo ?!

"B-bana birşey anlat"
Dedi
"Ne anlatayım ?"
Diyerek biraz düşündüm.
"Sindirella'yı anlatayım mı ?"
Dedim ama ses çıkmadı. Chaeyoung'u salladım.

"Chaeyoung!"
Gözlerini açmıyordu. Odaya Jin Hyung girince sinirle ayağa kalkıp kat görevlisine döndüm.
"Niye gelmen hu kadar uzun sürdü ?!"
"Bay Park, Bayan Kim'i aradım ama bugün gelmemiş bende Bay Kim'e gittim"
Dedi korkuyla

"Hemen odadan çık ondan sonra da istifa mektubunu yazıp müdürün yanına git seni bu kata gez diye koydular oturup keyfine bak diye değil! Senin umursamazlığın yüzünden masum bir can ölebilir!"

"B-ben özür dilerim"
Diyerek ağlamaya başladı.
"Hemen çık dışarı!"
Kız odadan çıkınca Jin Hyung'a döndüm.
"% kaç ihtimal hyung ?"
Jin Hyung gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

"Kalp yavaş nabız kalpten daha yavaş ve çok kan kaybetmiş
yani...%30"
Oflayarak ayağa kalktım. Jin hyung işine dönerken odadan dışarı çıktım. Nayeon Yuna'yı odasına götürüyordu.

"Bay Park neler oldu burda ?"
"Chaeyoung sanırım savaşı kaybediyor"
Dememle yüzü düştü.
"Bu son bir haftada çokda uğraşmıştı kazanmak için"
Gözümdeki gözlüğü çıkarıp derin bir nefes aldım.

~SAVE ME~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin