"Hadi bakalım koşu yarışı"
Tüm çocuklar beni onaylayınca Nayeon 3'den geriye saydı ve koşmaya başladık."Hyung çok hızlısın!"
Dedi Min Sung, yanlışlıkla düşmüş numarası yaptım. Hepsi gülerek beni geçti ve bitiş çizgisine ulaştı.
"Hyung, bak seni geçtik!"
GüldümGözüm güneşin altında tek başına oturan Chaeyoung'a takıldı onu bahçeye zar zor çıkarmayı başarmıştık.
Kafasını gökyüzüne kaldırıp derin bir nefes aldı. O-o güzeldi gerçekten tatlı ve güzel bir kızdı. Bu halde olmasaydı eminim ki bir sevgilisi olabilirdi...
Ayağa kalktım. Chaeyoung'un yanına doğru yürümeye başladım.
"Oppa çikolataa!"
Dedi yuna, gülerek cebimden çıkarttığım çikolatayı ona doğru fırlattım o da tutarak bana güldü."Selam"
Diyip Chayoung'un yanına oturdum.
"Bize katılmak ister mis-"
"Hayır"
"Çok güzel oyunlar oynuyoruz a-"
"Hayır"
Chaeyoung'un önünde eğilip ayakkabılarını çıkarttım."Hey, ne yapıyorsun ?!"
Çoraplarını da çıkarttıktan sonra kendiminkileri çıkarttım.
"Hadi birlikte çimende yürüyelim"
"İstemiyorum"
Dedi, ayakkabısını giyinmek için eğilmişti ki elinden tutup onu ayağa kaldırdım."Yaa!"
Birlikte çimlerde yürürken arkamı döndüm. Chaeyoung gülüyordu
"Dönmek ister misin ?"
Dedim
"Olur"
Dedi heyecanlaEllerini sımsıkı tuttum ve dönmeye başladık. Chaeyoung öyle bir gülüyordu ki insanın ister istemez onunla gülesi geliyordu. İkimiz bir anda yere düşünce daha çok gülmeye başladı.
Onun içinde küçücük hapis olmuş bir çocuk vardı ve o çocuk sadece benim yanımda kendini gösteriyordu. Chaeyoung doğrulup gülerek bana baktı.
"Çok güzeldi!"
Dedi"İşte bu Rose..."
Dedim, bana anlamaz bakışlar attı.
"...içindeki özgür olmak isteyen hunharca gülmek bağırıp çağırmak isteyen tarafın, Chaeyoung ise olanlardan sonra psikolojisi bozulmuş tarafın ve sen Rose'yken daha güzelsin"
"O zaman bana Rose de"
Dediİkimizde birbirimize bakarken gelen sesle göz devirdim.
"Ne o ? Dün beni bu kızın yanına gelmek için mi yanlız bıraktın ?"
Rose Soo jin'e baktı.
"Kızın hiçte deliye benzer bir yanı yok bence rol yapıyo-"
"Soo jin"
Dedim uyarıcı ses tonumla"Tamam ya, selam ben Soo jin, jimin'in kız arkadaşıyım"
Rose ona boş gözlerle bakarken ayağa kalktım.
"Bu arada jimin'le bir şansın falan olacağını düşünüyorsan boşa çırpınma ben varım ben olmasam bile sen bir delisin"
"SOO JİN!"Tüm herkes bize bakarken Rose dolu gözleriyle kalkıp koşmaya başladı. Sinirle Soo jin'e döndüm hemen bana sarıldı.
"Seni affediyorum jimi-"
Ondan ayrıldım.Bileğini tutarak hastanenin arkasına doğru çekiştirmeye başladım.
"Jimin, kolumu acıtıyorsun!"
Hastanenin arkasına gelince sinirle derin bir nefes aldım. Niye bu kadar sinirlendim ki ?"NE DİYE..."
Durdum, tekrar derin bir nefes aldım. Sakin ol jimin...
"Ne diye öyle dedin ?"
Dedim sakince
"Ne var ya ? Doğruları söyledim...dur yoksa sen o kızla bir gelecek görebiliyor musun ?""Konumuz bu değil"
Dedim
"Jimin biz çıkıyoruz git o akıl hastası kızı da Seulgi'ye mi veriyorsun kime veriyorsan ver bir daha da o kızı görme! Sana bakışları hoşuma gitmiyor"
"Biz bitirmemiş miydik ?"
Dedim"Bensiz yapamazsın diye geldim"
Dedi gülerek
"Çok da güzel yaparı-"
"Neyse artık gitmeliyim sonra konuşuruz"
Yanağımı öpüp gidince göz devirdim.Ne zamandan beri Soo jin böyle biri oldu ?! Hastanenin arka kapısından girerek hızla asansöre bindim. Chaeyoung'un olduğu kata gelince asansörden inerek yürümeye başladım.
"Bay Park kendini kilitlemiş"
Oflayarak kapıyı tıklamaya başladım.
"Rose"
"Rose değilim ben, asla Rose olamam! Ben lanet olası Chaeyoung'um!""Benim için Rose'sin"
"Benden uzak dur!"
"Kapıyı aç"
"Hayır"
"Hadi ama Rose"
Dedim ama ses gelmedi.