🎶Oya& Bora: Sevme Zamanı
"Rize"
"Rize"
"Ya Batuhan başka bir şey yazsana. Al işte 5 puan oldu."
"Yavrum başka şehir mi var R ile başlayan."
"Tamam ya. Hayvan ?"
"Rakun"
"Eheee bulamadım. Ama şapabiliriz."
"Mızıkçımısın biraz." Dil çıkarıp önümdeki kağıda sıfır yazdım.
"Bitki. Roka."
"Rezene"
"Bak böyle benim aklıma gelmicek şeyleri yaz." Uzaktan öpücük atıp 10 puan yazdım.
"Anasını satayım diğer karı kocalar çocuk yapar biz isim şehir oynuyoruz. " Gözlerimi büyütüp elimdeki kalemi fırlattım.
"Ya terbiyesizleşme. Kafnı uçururum senin."
"O kadar adama emir ver. Bir buçuk iskenderden emir al."
"Efsane topuzumun bozulmasını umursamam seni döverim. Dikiş var falan da demem he."
"Dövsene. Belki aradaki mesefa 1 metreden azalır."
"Ya sen ciddiyetinden ödün vermeyen herifin tekiydin. Ne ara böyle oldun ?"
"Beğenene yavrum. Beğeniyorsun biliyorum !"
"Ego topu. Ne olucak. Al işte küstüm oynamıyorum." Elimdeki defteri masanın üzerine bırakıp telefonumdan saate baktım.
"Saat olmuş sekiz. Haber verir insan." Batuhan kahkahasının evin içinde yankılanmasına izin verirken eliyle bana gel işareti yaptı.
"Git gide kedileşiyorsun." Bileğimden tutup kendine çekti. Kocaman sarılmasına kocaman karşılık verdim.
"Batuhan bir gün biter mi?"
"Ne biter mi güzelim ?"
"Bu aramızda ki şey. Adını bilmiyorum ne olduğunu kestiremiyorum ama biter mi?" Batuhan kollarını daha da sıkılaştırırken saçlarıma öpücük kondurdu.
"Kalbinde taşıdığın şeyleri bitiremezsin güzelim." Kollarının arasından çıkıp telefonun ekranından topuzuma baktım.
"Bozulmamış. Bozulsaydı seni döverdim." Batuhan bir kez daha gülünce çerez kaselerini ve bardakları alıp mutfağa doğru yöneldim.
"Tavuk suyu çorbası içeceksin yine. Fırına tavuk vereyim diyorum. Tatlı olarakk da sütlaç." Bir yandan konuşup bir yandan malzemeleri çıkarırken kapının orada yaslı duran Batuhan'ı gördüm.
"Miray'ım git gide anneme benziyorsun. Hem hazırlayıp hem sormak nedir." Bir kez daha dil çıkarıp tavukları poşete doldurdum. Batuhan aldığı kaseye salata malzemesi koyarken ben de baharatların tavuğa bulaşmasını sağlıyordum.
"Geç sen içeri ben hallederim. Hala tam iyileşmedin. Aç karnına alman gereken ilacıda alırsan çok sevinir ,çok öperim." Bardakların olduğu rafa uzanıp ilaçlarını alırken bir bardak su doldurup uzattım.
"Olmaz öyle şey. Hem öpeceğini söylesen sen söylemeden içerdim." İlcı midesine göndermesinin hemen ardından ellerimi yıkayıp ona yaklaştım.
"Eğilmen gereken konular var." İnci gibi 32 diş gülerken beni belimden tutup tezgaha oturttu.
"Oldu mu hanımefendi ?" Başımı sallayıp dudaklarıyla dudaklarımı buluşturdum. Öpüşmeye betimleme yapmayacağım arkadaşlar. İki dudağın birleşmesinden çıkan anlam sadece bende kalsın. Öpüşüme karşılık verirken boynundaki elim ensesinde ki saçlarla oynuyordu. Eli tişörtümün altından belimi okşarken dudaklarımı ayırıp alnını alnıma yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü ✔
Roman pour AdolescentsHer rengin bir anlamı olduğunu biliyor muydunuz? Mesela mavi; Sadakat demekmiş. Sadakati temsil edermiş. Mor asaleti, kahverengi güveni, pembe mutluluğu simgelermiş. Her rengin bir anlam olduğunu öğrendiğimden beri siyahım ben. Çünkü siyaha bakarsan...