DEDEKTİF (gxg)

3. Bölüm Sır Kutusu Clarke Griffin!

........................

Clarke Griffin! 

Sırlar kutusu LA emniyeti müdürü. Peki saklanan sırlardaki o gerçekler neydi?

Clarke Griffin aslında kimdi?

..........................

'Müdürüm. Dün size getirdiğim dosya ile ilgili gelişme var.' diyerek içeri komiser memuru. Sağına soluna bakarak konuşuyordu.

'Nasıl bir gelişme?' diyerek ayağa fırladı Clarke.

'Beverly Hills'de firar eden bir şahit için söylentiler var. Sanırım Alicia Clark'ın annesinin şüpheli ölümü ile ilgili şahit bu. Mahkeme günü ortadan yok olmuş.'

'Adresi yaz, ve gerisini bana bırak!'

Clarke, dün gece merkezde kalmıştı. Bütün gece dava dosyası ile ilgili kafa patlatmıştı. Dosyadaki tüm isimleri ezberlemişti. Çoğu içeride, çoğu ise kaçak durumundaydı. Ölmüş olabilecekleri gerçeği de vardı elbette. 

Ona adresi getiren memurdan kağıdı aldı, ve üzerine ceketini giyerek merkezden ayrıldı.,

'Dedektif! Bir ihbar geldi. Sizin davayla ilgili bir şahıs tesbit edilmiş. Beverly Hills'de.' diyerek yolumu kesti Memur Theo. 

Tabii ya! Mahkeme günü ortadan kaybolan tek şahit William Richard'dan başkası olamazdı bu. 

'Sorulacak çok soru var Alicia, hadi çıkalım' diyerek kolumdan çekti Alex. Evet haklıydı. Sorulacak çok soru, alınacak çok cevap vardı. Ve bu şahit davanın seyrini değiştirebilirdi..

O sırada Beverly Hills'de Clarke Griffin!

'Bakın burda kimler varmış. Clarke Griffin!' diyerek Clarke'ın ona doğrulttuğu silaha doğru döndü şahit William Richard.

'Yeniden karşılaşmak ne hoş! Hele ki senelerdir kayboluşlarından sonra!' dedi Clarke silahın tetiğini bir cesaretle çekerken.

'Hayatta kalmak için kaçmam gerekiyordu sende biliyorsun. Senden kaçmam için, yaşamak için'

'Buna bir son vermeliyiz o zaman değil mi Richard!' dedikten sonra silahı ateşledi Clarke soğuk kanlılık ile. Ama William Richard ani bir hamle ile eğilerek kendini yere atmıştı. Ve vurulmaktan son anda kurtulmuştu.

'Beni öldürebileceğini mi düşünüyorsun sürtük? Senelerdir ölümden kaçan adamım ben!' diyerek Clarke'a doğru baktı William. Ama Clarke ortada yoktu. Olduğu yerde yoktu. Eğilmeye devam ederek sağa sola bakmaya başladı. Evet görünürde kimse yoktu. Ve ayağa kalktı;

Derken Clarke, arkadan gelerek silahı ile William'ın kafasına sertce vurmuştu. Yere düşen William yerdeki viski bardağını, ona doğru eğilen Clarke'ın kafasına geçirdi. Clarke afallayarak düştü. Silahı da sağ tarafa doğru düşmüştü. Bunu fark eden William silaha doğru hareket etti. Ama tam elini silaha atmışken, yere yığıldı. Çünkü, Clarke sırtına sakladığı yedek silahı ile William'ı bacağından vurmuştu. O da kanlar içinde yere yığılmıştı.

'Boşuna polis olmadım değil mi?' diyerek silahı tekrar William'a doğrulttu Clarke!

'Bu günün geleceğini hep biliyordum. Tek merak ettiğim bu davayla neden ilgilendiğin.'

'Ölmeden önce merak ettiğin şey bu mu sahiden?'

'Kötü adamlar ölümü hep hak eder Griffin! Tanrı şahit, o masum kadını öldürmeyi hiç istememiştim. Hayat doluydu. Dans ederken kendinden geçer saatlerce gülücükleri ile neşe saçardı. Ama bize verilen emir buydu. Kurallara uymak zorunda kalırsın bizim gibi ayak altı çalışanıysan eğer. Ölmek zorundaydı!'