.......................'Ohh Alicia. Sonunda!' diyerek çaldığım kapıyı açtı Clarke. Tövbe bismillah adımla seslendi. Neler oluyor?
Ben aptal aptal ve şaşkın şaşkın bakarken, 'Girecek misin, yoksa zor mu kullanayım' dedi ciddi bir bakış atarken Clarke. Zor kullanmak mı!
Ben anlamayan bakışlar atarken 'Sadece şaka yapıyorum. Rahatla!' diyerek güldü arkasından. Bu nasıl ruh hali? Millet 7/24 aynı ruh haline sahipken, Clarke 7/24 değişkenlik içindeydi. Ben bunu çözemedim arkadaş!
Ciddi ve korkutucu esprinin ardından, 'en iyisi başıma bir şey gelmeden gireyim ben' diyerek Clarke'a baktım.
'Aşk olsun. Misafirimi ve iş arkadaşımı öldürecek değilim. Neyim ben katil mi?'
'Yok canım estağfurullah, bende şaka yapayım dedim. Rahatla!'
'Eh dedektif Clark. İllaki bende yakalarım seni'
Güzel ve esprili sohbetin ardından Clarke'ınn hazırladığı masaya oturmuştuk. Masa muazzam ve eksiksiz bir şekilde önümüzde harika bir manzara oluşturmuştu. Gerçekten harikaydı!
'Ee ne diyorsun. Masam için adam bile öldürülür mü?'
'Masan için adam yaşatılır diyelim biz ona. Çünkü ölürlerse kimse bu güzel masayı tadamaz'
'Haklısın. Fazla ölümcül bir söz oldu zaten'
Ardından yemekleri tatmak için işe koyulduk. Ehh her gün bir cinayetin perde arkasını bulup, gizemini çözüyorduk. Bu sefer Clarke ve gizemini çözelim bakalım. Eğlenceli olacağa benziyor..
Yemek bitimi ellerimi yıkamak için lavabonun yerini sormuştum Clarke'a. Alt taraf arızalı olduğu için mecbur üst kata çıkmak zorundaydım.
Üst taraf oldukca karanlıktı. Sadece büyük holdeki ışık yanıyordu. Lavaboyu ararken, bütün kapıları denemek zorunda kalmıştım. Bu nasıl bir ev cidden. Korku filmi gibi resmen!
Tuttuğum kapı kolunu açmak için aşağıya döndürdüm. Ama açılmadı. Kapı kilitliydi. Yanlış kapı olduğunu o zaman anlamıştım. Dokunduğum an elimi geri çektim. Ve içerden ses duyduğumu sandım. Kulağımı kapıya dayadım. Duyduğum sesin doğruluğundan emin olmak için. Derken, kulağımı dayadığım yerden, içerden kapıya vuran bir şey ile irkilip geriye doğru düştüm. Düştüğüm gibi kalkıp, belimdeki silahı çekip kapıya doğru doğrulttum.
'Çık dışarı!'
'Clark? Napıyorsun, sorun ne?' diyerek telaşlı bir şekilde geldi Clarke. Bu zamana kadar ondan gördüğüm tek şey ciddiyet ve korkusuzluktu. Cesaret gözlerinin içinde gezerdi hep. Ama şimdi korktuğunu görebiliyordum. Hiçbir şeyden korkmayan Clarke Griffin'in korktuğunu görüyordum.
' İçerde biri var!'
'İçerideki kedim. Kedime mi silah çekeceksin?'
'Kapı kilitli Clarke! Ne kedisinden bahsediyorsun?'
'Kedilere alerjin var Alicia Clark! Bende kendi kedimi senden uzak tutmak için odaya kilitledim!'
Doğru kedilere alerjim vardı. Ve içerden gelen kedi sesini duyunca, silahımı indirip belime geri koydum. Ama o ses neydi o zaman? Kedi o kadarr ses çıkaramazdı ki. Bu imkansızdı. Ama Koskoca LA Müdürü. Yalan söyleyecek değildi ya. Ona inanıyordum. Kedi komidine çıkmıştır ya da dokunduğu bir şeyi düşürmüştür. Ses de o sayede gelmiştir. Başka bir şey olamaz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEDEKTİF (gxg)
Misteri / ThrillerCinayet izi süren bir Dedektif'in, aslında içinde eksik kalan parçalarını, olmaması gereken biri ile tamamlamaya çalıştığı bir cinayet&aşk hikayesi... Alicia Clark&Clarke Griffin