Saraydaki Hain

260 23 11
                                    

"Merhaba arkadaşlar. Bölüm yayınlamayalı çook uzun bir süre olmuş. Vize ve ödevler derken buraya vakit ayıramadım. Neyse ki sonunda bölüm yayınlayabildim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Aklımda değişik fikirler var. Keyifli okumalar!!"

_________________________

Kapının tıklatılma sesini duyan Kral Arthur "İçeri gel" diye seslendi. Kapıya vurulmadan önce Arthur, Camelot'un şövalye ve askerleriyle ilgili bilgileri inceliyordu. Kış gelmek üzereydi. Soğuklar bastırmadan önce askeri birliklerini talim etmeleri gerekecekti.

"Çok meşgulseniz sonra geleyim Kralım." Kapının arasından kafasını uzatan Merlin'i görünce Arthur'un yüzü aydınlandı. "Sanki gelme desem içeri girmeyeceksin Merlin." Merlin gülerek kapıyı kapattı. "Haklısınız Kralım." Arthur'un kaşları Merlin'in bu rahat tavrı karşısında şaşkınlıkla havaya kalktı. "Merlin bir kralla konuştuğunu unutuyorsun."

Merlin yeni parlatılmış zırhın önünde durdu. Eskiden Arthur'un sürekli zırh parlatma görevi verdiğini hatırladı. Neyse ki o günler geride kalmıştı. Isaac Merlin'in eski görevini devralmıştı.

"Merlin iyi ki geldin ben de seninle konuşacaktım.." Büyücü beklentiyle kaşlarını kaldırdı. "İki gün sonra düello turnuvası gerçekleştirilecek. Turnuvaya seninle birlikte diğer büyücülerin de katılmasını istiyorum."

"Turnuvada büyücüler mi? Bu daha önce görülmemiş bir şey."

"Büyücülere karşı kılıçlar bir işe yaramıyor biliyorsun. Gerçek bir büyücüyle savaşmak şövalyelerimizin güçlenmesini sağlayacaktır."

Merlin anlayışla başını salladı. "Anladım. Aslında büyücüler için de bu iyi olur. Onlar da kendilerini geliştirir. Şövalyelerle de iletişimleri kuvvetlenebilir." Arthur gülümsedi "O zaman anlaştık. Sen Büyücü Merlin olarak diğerlerine haber verirsin. Onları ikna etmek sana düşüyor."

"O konuda bana güvenebilirsin. Benim buraya gelme nedenim başka bir şeydi. Gaius'a Morgana ve benim dışarı çıkmamızdan sonra başımıza gelenleri anlattım. Gaius biraz endişelendi."

Arthur anlamamıştı. "Neden endişelendi ki?" Merlin o sırada yerde duran bir elma kalıntısı gördü. "Isaac yerleri yeterince temizlemiyor anlaşılan." Merlin elmayı alıp odanın dışına çıktığında Arthur bıkkın bakışlarıyla onu takip etti. Kısa bir süre sonra Merlin geldiğinde arkadaşının kızgın bakışlarını görünce ne yaptığının farkına vardı. "Ah üzgünüm! Eski alışkanlıklar işte. Ne diyordum.. Sen ve Aaron'un Ruhlar Dünyası'na gittiğini kaç kişinin bildiğini merak etti. Geçitle ilgili ben dışında başka birine bilgi verdin mi?"

Arthur anında cevap verdi. "Hayır. Başka kimseye bununla ilgili bir şey anlatmadım. Tehlikeli olan şey neymiş peki?"

"Bu dünya ve diğer dünyalar arasındaki geçitlerin bilinmesi, bazı büyücülerin o geçitleri açmak istemesine neden olabilirmiş. Kötü bir amaçla açılan bir geçit felaketlere neden olurmuş."

"Oradaki ruhların gelmesi fikri bile oldukça ürkütücü. Ruhlar Dünyasında çeşit çeşit yaratık vardı."

Merlin'in içi rahatlamıştı. "Benim sana söylemek istediğim başka bir şey daha var.." Arthur Merlin'in bu çekingen halini çok nadir görürdü. Bu hali onun ne söyleyeceğini daha da merak etmesine neden olmuştu. "Ben diyorum ki Morgana'yı aşağıdaki mahzenden çıkarsak.."

Arthur sandalyesinden kalkarken "Şimdi anlaşıldı" dedi. Merlin Arthur'a uzunca baktı. "Ne demek istedin?"
Arthur kollarını birbirine dolamıştı. "Morgana'ya olan özel ilgini biliyorum. Böyle bir şey demeni uzun zamandır bekliyordum." Merlin küçük bir kahkaha attı. Sahte bir kahkaha olduğu belliydi. "Ne ilgisinden bahsediyorsun sen Arthur? O sadece benim arkadaşım."

RISE AGAIN (Merlin Fanfiction) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin