"Yalan söylüyor derken ne demek istedin? Bizi kandırıyor mu?"
Aaron gözlerini Arthur'a dikti. "Tahtın varisi olduğunu söylerken yalan söylüyordu. Ailesiyle ilgili yanlış olan bir şeyler var."
Arthur'un kaşları çatıldı. "Tahtın varisi o değilse bize neden kraliçe olduğuyla ilgili yalan söylesin? Ejderhalara hükmeden bir kadından bahsediyoruz. Bize kraliçe oluşundan bahsetmeseydi de ona yardım ederdik. Önemli olan ama bizim göremediğimiz bir şey olmalı."
Merlin araya girmek istedi."Ejderhalara hükmetmesinin nedeniyle ilgili konuştuğumda bundan hoşlanmadı. Nedense ona o konuda yardım etmemi istemiyor. "
Arthur pencerenin yanına ilerledi. Gökyüzünde bütün ihtişamıyla parlayan dolunaya baktı. Kraliçeye olan azıcık güveni de kaybolmuştu. Ne yapması gerektiğine karar verdiğinde Merlin'e döndü.
"Merlin yarın Daphe'le ejderhayı aramaya gittiğinizde ben de sizinle olacağım. Onunla ilgili şüphelerimizi ona belli etmemeliyiz. Bir de senden bir isteğim var. Eğer senden ejderhasını çağırmasını isterse onu bir şekilde geri çevir. Onun tarafında olacak bir ejderha bizim için bir tehlike olacaktır. Sen Ejderha Efendisi olsan bile bu riski göze alamayız. "
"Mağaradaki o ejderha Daphe'inse ne olacak peki?"
Arthur'un yüzü asıldı. "O zaman ne olur bilemiyorum. Ama yumurtalarını korumak isteyen bir anne ejderhadan bahsediyoruz. Ejderhaların Annesi gelse de yerinden kımıldamaz o..."
Arthur ellerini beline koydu. Tartışmaya son noktayı koymak ister gibiydi. "Şimdilik Daphe'in o ejderhadan haberi olmamalı. Yaşayacaklarımızın sonu Morgana'nın rüyasındaki gibi olacaksa bizi yine bir savaş bekliyor demektir. Hazırlıklı olmalıyız. "
Aaron'un kaşları havaya kalktı. "Şimdiden savaşa hazırlanmamızı mı emrediyorsunuz? "
Arthur hemen karşılık verdi. "Aynen öyle. Kehanet gerçekleşirse en az kayıpla bu savaştan çıkmalıyız. Yelbegen'le olan mücadelemizde çok kişi kaybettik. Şövalyeleri ve büyücüleri toplayıp durumumuza bakalım. Her halükarda yeni birliklere htiyacımız var. Ayrıntıları sonra konuşacağız, şimdi gidip dinlenin. "
Merlin ve Aaron başlarıyla krallarını onaylayıp odadan çıktılar. Merdivenleri inerlerken Aaron kendini tutamadı: "Morgana gördüğü rüyadan bahsetmeseydi biz bunları konuşmayacaktık. Bazen Arthur'un Cadı'ya çok sert davrandığını düşünüyorum."
"Arthur belli etmese de şuan Morgana'ya minnet duyuyor. Zamanında pek çok kişiye güvendi ve sonu kötü bitti. O yüzden bu riski tekrar göze alamıyor.." Merlin eklemeden edemedi: "Morgana Camelot'a karşı hiç de hafife alınmayacak şeyler yaptı. Onu affetmesi kolay olmayacak."
Aaron kaşlarını kaldırdı, meraklanmıştı: "Peki, sen affedebilecek misin?"
Merlin mahzene giden merdivenlere baktı. "Bunu zaman gösterecek Aaron." Merlin odasına doğru yürümeye başladı. "İyi geceler."
_______________________________________Günün ilk ışıkları Camelot'u aydınlattığında Arthur uyandı. Uzun bir süre tavana baktı. Guinevere olmadan hayat onun için çok zordu. Ama her şey gibi buna da alışmaya başlamıştı.
Yataktan çıktığında, Isaac ellerinde kahvaltı için getirdiği yiyeceklerle kapıda belirdi. Gülümsedi.
"Günaydın."
Arthur da karşılık verdi ve giyinmeye gitti. Isaac elindekileri masaya koyarken "Efendim şatonun dışındaki ejderhayı gördünüz mü?" dedi.
Arthur gömleğini üstüne geçirdi, durakladı. "Hangi ejderha?" Pencere kenarına yürüdü. Ejderhayı görünce rahatladı. "Bu misafirimiz Dragonia Kraliçesi Daphe'in ejderhalarından biri. Bir dakika.. Kraliçe Daphe de orada. Nasıl olur?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RISE AGAIN (Merlin Fanfiction)
FanfictionMerlin'in büyücü olduğunu öğrendikten sonra Arthur'un yönettiği bir Camelot. Tüm varlıkların bir arada huzur içinde yaşayacağı bir krallık. Diziyi izlerken en başından beri bunu hayal ettik hepimiz. Ben de bunu yazmak istedim . Umarım beğenirsiniz...