"Oraya gittiğinizde bir sürü yaratıkla karşılaşacaksınız. Korkmayın! Üzgün ağaçları kolayca bulursunuz."
Aaron yeni edindiği arkadaşına samimiyetle gülümsedi.
"Teşekkürler Bogo. Sen çok iyi bir dostsun."
Bogonun dolmaya başlayan gözleri ne kadar sevindiğinin bir işaretiydi. Togo ağlayıp da nehiri taşırmadan önce Arthur müdahale etti.
"Sen bizimle gelemezsin sanırım."
Dev onu koca başıyla onayladı.
"Orası çok küçük ve dar. Ben oraya sığmam."
Arthur ona küçük bir baş selamı verdi ve dev onları nehrin kıyısına koydu. Bundan sonrasında kendileri ilerleyecekti.
Yemyeşil çeşit çeşit bitkiyle kaplı zemin nehirden dolayı oldukça nemliydi. Ağaçların arasına girerken Aaron arkasına baktığında devin kıyıda oturmuş onları beklediğini gördü. Gerçekten sadık bir dosttu.
Arthur yürürken ilerlemelerine engel olan devasa bir yosunu kenara çekti. Burası başkaları için cennet gibi bir yer olabilirdi. Ama nemli havası ve buraya gelme amaçları yüzünden ikisi de bunun farkında değildi.
Sonra aniden Aaron'un önünden uçarak minik bir yaratık geçti. İlk başta Arthur bunun bir kuş olduğunu düşündü. Ama yaratığın kanatlarının arasından sallanan sarı örgü saçını gördüğünde bunun bir peri olduğunu anladı. Bugün tüm hayatında gördüğünden daha fazla büyülü yaratık görmüştü. Bu dünyaya her geçen gün daha da hayran kalıyordu.
Bakışlarını üzerlerinde hissettikleri büyülü ağaçların arasında ilerlerken aradıklarının nerede olduğunu merak ettiler. Tüm bunlar yaşanırken Merlin ve Morgana'ya bir zarar gelmemesini umdular.
Nehir kenarında oturan cücelere bakarken fazla dalmış olmalılar ki karşılarına çıkan yabancı kadını göremediler.
"Siz buraya ait değilsiniz. Gelme sebebiniz nedir?"
Arthur karşısında beliren kadını görünce neye uğradığını şaşırdı. Bu, geçmişte Nimueh'in kendisine gösterdiği anılardaki büyücüydü. Annesinin Arthur'u doğurmasını büyüyle sağlayan kadındı. Nimueh yaptığı büyüyle bu anıları görmesini sağlamıştı.
"Bir lanetin kaldırılması için buradayız. Arkadaşlarımız Merlin ve Morgana'yı kurtarmak istiyoruz."
Arthur'un verdiği yanıt büyücünün dikkatini çekmişti. "Peki siz kimsiniz?"
Aaron ruhlar dünyasındaki bir kadının kim olduklarını merak etmesine şaşırmıştı. Ama Arthur tam tersine bu soruyu sormasına sevinmişti.
"Ben Camelot Kralı Arthur Pendragon ve bu da büyücü dostum Aaron."
Kadının gözleri ışıldıyordu şimdi.
"Bir Pendragon'un büyücüyle arkadaş olduğuna inanmamı mı bekliyorsun?"
"İster inan ister inanma Camelot çok değişti. Benim hükümdarlığımda büyücüler ve insanlar huzur içinde yaşıyorlar."
"Araya giriyorum ama siz kimsiniz acaba? Tanışıyor musunuz?"
Aaron bu ikili sohbeti anlayamamıştı. Kimse de açıklamayınca sormak zorunda kaldı.
"Üzgünüm Aaron benim kabalığım. Açıklaması da kolay değil aslında. Karşımızda duran büyücü benim dünyaya gelmemi sağlamış. Annem hamile kalıp bir varis doğuramayınca babam yasak bir büyüyle benim doğumumu sağlamış. Ama tabi her şeyin bir karşılığı var. Ben doğduktan sonra da annem ölmüş. Ruha karşılık ruh."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RISE AGAIN (Merlin Fanfiction)
Fiksi PenggemarMerlin'in büyücü olduğunu öğrendikten sonra Arthur'un yönettiği bir Camelot. Tüm varlıkların bir arada huzur içinde yaşayacağı bir krallık. Diziyi izlerken en başından beri bunu hayal ettik hepimiz. Ben de bunu yazmak istedim . Umarım beğenirsiniz...