"Arthur biraz daha odaklanmalısın."
Arthur sanki Merlin onu öldüreceğini söylemiş gibi sinirlendi.
"Çok kolay bir şeyden bahsediyorsun sanki!"
Gerçekleşmeyen savaşın ardından Camelot yeniden eski huzurlu günlerine dönmüştü. Her şey iyi gitmese bile artık savaş ihtimalleri ya da kötü ruha sahip büyülü varlık tehditleri yoktu. Merlin de bunu fırsat bilip Arthur'a daha önceden vermeyi düşündüğü büyü eğitimini başlattı.
Büyücü Merlin'in Kral Arthurdan yapmasını istediği şey masanın üstünde duran boş şamdanı hareket ettirmesiydi. Şuana kadar ki pek çok deneme başarısız olmuştu. Arthur pes etmek ya da Merlin'i öldürmek üzereydi.
Merlin sabırlı bir öğretmen edasıyla yüzüne anlayışlı bir ifade yerleştirdi.
"Ellerini kaldır Arthur ve yüzyıllardır süregelen büyünün gücünü hisset.."
Merlin kafasına bir yastık yediğinde afallamış bir halde Arthur'a baktı. Arthur üşenmeden yatağa doğru ilerleyip oradaki bir yastığı fırlatmıştı. Merlin şamdanı fırlatmadığı için içinden şükretti.
"Karşınızda bir büyücünün olduğunu unutmamalısınız kralım. Hem büyücü hem de bir ejderha efendisinin gücünü hafife alıyor gibisiniz."
Arthur'un gözleri tehlikeli bir şekilde kısılmıştı. "Sen beni tehdit mi ediyorsun Merlin?"
"Bir eğitmen olarak yüksek bir itibara sahip olduğumu söylüyorum sadece. Benim dediklerimi dikkate alırsanız yapamayacağınız şey yok."
Arthur Merlin'e övgü dolu bir bakış attı.
"Son anda tehlikeden kurtuldun Merlin. Kötü bir durumu iyi bir duruma çevirmede üstüne kimseyi tanımadım ben."
Merlin'in yüzünde muzip bir gülümseme vardı. "Teşekkür ederim. Bu bir iltifat sanırım."
"Öyle Merlin. Bunu söylediğime şükretmelisin." Tekrar eğitim yerine dönen Arthur derin bir nefes aldı. Bu sefer oldukça kararlı görünüyordu.
"Neydi şu sihirli kelimeler?"
Merlin gözlerini minik bir hareketle devirdi. Belki de onlarca kez cümleyi tekrarlamıştı. Ama anlayışlı olması ve hayatında hiç büyü yapmamış birine yardımcı olması gerekiyordu. Merlin içindeki tüm düşünceleri saklayarak
"Onstyrian, onbregdan!" dedi.Arthur doğuştan büyü gücüne sahipmiş gibi bir edayla elini şamdana doğru yavaşça kaldırdı. Büyülü kelimeleri oldukça güçlü bir şekilde söylediğinde şamdan ufak bir patlama sesiyle yana devrildi.
Merlin bu aşamada artık kendini tutamamıştı. Kahkahaları odada yankılanırken Arthur bunun son gülüşü olacağını düşündü. Eline yere yatan şamdanı almıştı ki kapının vurulmasıyla kral duraksadı. Kapıya vuran kişi Merlin'in hayatını kurtarmıştı. Arthur gelmesini yüksek sesle söylediğinde gelen kişinin bembeyaz saçları ve bilge bakışlarıyla Gaius olduğu anlaşıldı. Merlin elinde olmadan sesli bir şekilde nefes verdiğinde Arthur ona kısa ve pek çok kötü anlam içeren bir bakış attı. Elindeki şamdanı hızlı bir şekilde Merlin'e attığında büyücü son anda onu tutabildi. Tüm bunlar Arthur'un öfkesini gösterme şekliydi.
"Gel Gaius. Merlin sana oldukça borçlu durumda. Onu kurtardın."
Gaius sorgulayan gözlerle baktığında Merlin omzunu silkmekle yetindi.
"Her zamanki gibi kavga ettiğinizi görmek güzel kralım. Bu her şeyin düzelmeye başladığına işaret."
Arthur Gaius'un iyimserliğine gülümseyerek karşılık verdi. "Öyle de denebilir. Bir şey mi vardı Gaius?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RISE AGAIN (Merlin Fanfiction)
FanficMerlin'in büyücü olduğunu öğrendikten sonra Arthur'un yönettiği bir Camelot. Tüm varlıkların bir arada huzur içinde yaşayacağı bir krallık. Diziyi izlerken en başından beri bunu hayal ettik hepimiz. Ben de bunu yazmak istedim . Umarım beğenirsiniz...