Kod Adı: Yurt GxG

Batı yurt doğu yurt

Güneş'den

Tam herkesi samimi ve sıcak bulduğumu hepsiyle anlaşabileceğimi düşünürken her şey tepetaklak olmuştu. Dünyada kavga edilecek son insan olduğum halde gelip daha ilk günden kavga etmiştim. Hayır her şeyi geçtim kavga sebebi aşırı saçmaydı. Bari seviyesi yüksek bir kavgaya karışsaydım.

Altı üstü banyoya girmiştim kafamı koparıyordu. Daha adını bile bilmiyordum ama kızı çoktan kara listeye almıştım. Listede tek kişi ne şanslı!

Banyodan en son Burçak'ın bizi ayırmasıyla çıkabilmiştik. O ayırmasa kafamı ortadan ikiye böleceğine emindim.

Ellerim önümde bağlı çiçek olmuş bir şekilde oturuyordum yemek masasında. Yanımda az önce saçlarıma AŞIRI SAÇMA BİR NEDENDEN ötürü dalan kız oturuyordu. Kara kaş, kara göz bir kızdı ve herkese kesecek gibi bakıyordu. Bence kızın tek zoru ben değil de tüm dünyaymış gibi bakıyordu. Karşımızdaki sandalyeler de sırayla Aleda, Burçak ve baştaki sandalyede Masal oturuyordu. Hepsi gözlerini teker teker bir bana bir yanımdaki sinir bombasına çeviriyordu. Aleda dayanamamış gibi görünüyor ki hafif ama sert bir sesle konuşmaya başladı. zaten deminden beri ikimize siz ciddi misiniz? der gibi bakıyordu. Ben gayet ciddiydim ama yanımdakini bilemicem.

"Kızlar aşırı saçma bir sebepten dolayı birbirinize girdiğinizin farkında mısınız?" dedi hafif yüzümüze doğru eğilmişti. Gözlerini parlatmış bir bana birde ona bakıyordu. Derin bir nefes verdim sandalyede diklenirken. İkimizden de ses çıkmamıştı. Açıkçası bir savunmam yoktu Bence kendini savunması gereken oydu. Ortam gerilmeye sessizlikte aynı olduğu gibi kalmaya devam ederken. Masal köşeden kafasını çıkardı.

"Hadi ya bu kutlama boks maçı değil. İçip sohbet etmemiz gerekirken kıçımızdan ter akıyor. Yeter valla." dedi ve bira kutularına uzandı. İçinden bir kaç tane alıp önümüze koydu.

"Masal'a ilk defa katılıyorum. Böyle içmeleri daha yapamicaz. O yüzden aranızdakini sonra halledersiniz şimdi içelim." diyen Burçak elindeki birayı açıp dikledi.

"Ben hala gerçekten o kavgayı ciddi ciddi yaptınız mı diye düşünüyorum açıkçası." dedi Aleda ve o da birayı açıp içmeye başladı. Benimle beraber o da birasına uzanıp açtı. Onu beklemeden kafaya dikledim birayı. Sanırım öncesinde içerken bir ara dünyadan kopmuştum çünkü bu angry birdün ne ara içeri girdiğini hatırlamıyordum bile.

Eskiler gelmişti aklıma...

Birayı yarısına kadar içip masaya geri koyup masayı izlemeye başladım. Bir gözümde yanımdakindeydi. Birasını ağır ağır içiyordu sakince. Diğerleri de ortamı daha fazla bulandırmadan biralarını sakince içerken (Masal bu sakinliğe dahil değil, o 2. kutuyu alıyordu.) yanımdaki şahsı muhterem karşıdaki mutfak dolaplarına bakarak:

"Dolunay ben" dedi. ardından da bana döndü. ani gelen tanışma cümlesi ile afallasamda çatık kaşlarımı düzeltip boğazımı temizledim. Özür mü dileyecek ACABA?

"Güneş bende." dedim. Yüzüne bakmadan. O ise bir kaç saniye ona bakmamı bekler gibi beni izledi.

"Gerçek adı Feriha beğenmediği için kendine Dolunay diyor." diyen ve ardından kahkahayı basan Masal'a dönmüştük hepimiz. Masal'ın kahkahası anırmaya dönüşürken herkes gülmeye başlamıştı. Dolunay da gülerek Masal'ın sandalyesini tuttu ve geriye doğru itti. Masal geriye doğru düşerken havada çırpındı bir kaç saniye. Bu hali hepimize aşırı komik gelince benimde hafif kıkırdamam yerini kahkahaya bıraktı.

Gergin ortamdan eser kalmamıştı. Ama içinden bir ses bununla da bitmeyeceğini söylüyordu. Aşırı gereksiz bir şeyden kavga çıkarmıştı. Açıkçası ben an itibariyle ondan her şeyi beklerdim.