ay tutulması

939 83 9
                                    

Sümük gibiydim son zamanlarda hikayeye yansıtmak istemediğim için yazamadım ama geri döndüm sayılabilir dödnsönsmsns




Sabah bacağına saplanan acıyla uyanmıştı Güneş. Ha birde yanında yatan bedenin koksuyla. Burnuna dolan Dolunay'ın kokusunu önce ciğerlerine çeksede sonra aniden gelen aydınlanma ile hızla gözlerini açtı. Hızla yanına dönerken karşılaştığı uyayan bedenle aklına dolan görüntüler bir oldu. Her şey çok hızlı gerçekleşti. Dolunay elini hissettiği yerler sızladı ve anılar birbir döküldü karşısına.
Napmıştı o şimdi Dolunay ile?
Sert bir tekmeyle kızı itip yataktan atarken yere düştüğü gibi inleyen kıza baktı. Dolunay yere devrildiği gibi acıyla inlerken uyku sersemi doğruldu. Saçlarını karıştırırken yarı açık gözlerle baktı korkak tavşana. Fal taşı gözleri ile duvara yapışmış yerde duran kıza bakıyordu.
Dolunay sırıtarak baktı bu sefer.

"Günaydın" dedi Güneş ise daha da şaşırarak hızla kalktı yataktan.

"A şey evet.. Günaydın. " derken yavaş yavaş odadan çıkmaya başladı. Arkasına bile bakmadan giderken Dolunay bağırdı arkasından.

"Dur, nereye?! " derken Güneş çoktan çıkmıştı odadan. Kendi odasına aynı hızla koşup girdi. Yüzünün domatese dönmesini an ve an bekledi.
Ben naptım dedi kendine tekrar.
Hayır hayır sadece arkadaşÇA bir YARDIMDI? dimi yardım evet. Kendi kendine kafayı yerken arkasında yaslandığı kapıya bir kafa geçirdi.
NE YARDIMI LAN NE YARDIMI?! Derken dün akşamki anlar tekrar gözüne gelmişti. Öpüşmeleri... Zevkten gözlerinin kayması...
Derken Güneş altında hissettiği ıslaklıkla hızla aşağı baktı.
Hayır rahmim benle dalga geçiyor dimi? ŞAKA MISIN YA?
Güneş kendi kendine kafayı yerken kendi odasından götünü tutarak çıktı Dolunay. Güneş'in kapısından gelen tuhaf seslere aldırmadan banyoya girdi. Bir yandan da gülmeden duramıyordu. Gözünün önündem gitmeyen sahneleri düşünüp eline bakıyordu. Ben bu elimi bi süre yıkamasam mı?

---

Güneş o bir kaç saatin evde cebelleşerek geçmesinden sonra Dolunay'ın evden çıktığını belli eden sesler ile odasından ayrılmıştı. Yüzüne bakmaya pek hazır hissetmiyordu kendini. Tuhaf şekilde evde de kimse yoktu.
Hoş ilk derse geç kalmıştı ya o da ayrı meseleydi. Herkes erkenden gitmişti büyük ihtimalle. Kendide söve söve hazırlanıp iki kere dalgınlıktan ters giydiği pantolunu bağlayıp evden çıkmıştı. Yolda aklından sürekli atmakla uğraştığı anlar vardı. Ellerini silker gibi havada sallarken bakkalın önünde oturan çaycı amcaların bakışlarıyla karşılaştı.
Amcalardan bıyıklısı çayından aldığı yudumu yarıda kalırken Güneş'in hareketlerini izledi.

"Tövbe yarabbi. Noluyor bunlara? Bundan önceki esmer kızda koca boyuyla zürafa gibi zıplıyordu yolda. " dedi karşısındaki adama bakmadan.
Diğer bıyıksız adamda aynı şekilde yanıt verdi.

"Abi ilerde yurt var. Öğrenci işte parasızlıktan kafayı yediler işte. Benim oğlanı görsen geceleri inleyerek uyanıyor. " derken diğer amca son cümle ile hızla ona döndü.

"Mamut bence o başka bir şey ama... Neyse kalk mallar gelecek birazdan. "

Güneş okula vardığında dersinin bir dakikasına bile yetişemediğini fark edip direk kütüphaneye yol aldı. İçerde tek tük öğrencilerin olduğu alanda köşede daha önceden oturduğu masaya ilerledi.
Bu masada Dolunay ile olan anıları gözüne gelmişti bir anda. Noluyor sabahtan beri anı defteri gibi bütün eskiler dökülüyor diye geçirdi içinden.
Sıkıntılı bir nefes verip masaya oturdu. Çantasından direk bir kaç kitap çıkarıp sonraki dersin ödevini yapmaya başladı.

Bir kaç saat ne yaptığını anlamadan geçirdi. Bir anda hiç anlamadığı konular önüne gelince bu bölümü seçtiğine bir kez daha küfür etti. Keşke bilgisayarımı alsaydım ile dolu düşünceler eşliğinde kendini ödeve verdi yarım saat.
İşin içinden fazla çıkamayınca biraz mola verip kafa toplamak istedi. Kütüphanin içinde bir şeyler yemek yasaktı ama içeceke izin vardı. Buna bir kez daha şükür ederek kahve otomatına ilerledi. Klasik bir kahve seçip para attı. Kahveyi beklerken önüne bir gölge düştü.
Pek görmeyi istemediği bir gölgeydi. Ama Güneş bir umutla sağa döndü.
Yüzünde ciddi hasar aldığı belli olan Anıl vardı karşısında. Güneş bir kolunu otomata yaslamış suratının aksine gayet özgüvenli duran ve kendine üstten bakan çocukla göz göze geldi. Anıl ağzını açıp bir şey demeden önce Güneş'i baştan aşağa süzdü. Güneş kalbinin heyecan ve korkuyla atışını hızlanan nefes alışları ile fark etti.

Kod Adı: Yurt  GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin