Kod Adı: Yurt GxG

Makaslarınıza dikkat edin

Medya(Dolunay)

İlk defa bir güne yanında biri yada bir şey(!) olmadan uyanan Güneş ile başlıyor hikaye.
Tuhaftırki alarmı ilk kez duymuş ve sıfır uykusuzlukla kalkmıştı.
Kendiside şaşkındı bu duruma.
Daha bir hafta olmadan yorulmuştu resmen. Alışma süreci hareketli geçiyordu ama eğlenceli olduğunuda inkar edemezdi.
Dün yaşananlara çok anlam veremesede, evet eğlenceliydi.
'Cidden dün neydi öyle?' diye kendi kendine sorular sormaya bile başlamıştı.
'Makas neydi mesela?' bunu sonradan araştırmak adına aklının bir köşesine yazdı.
Dün akşam olan kısa gergin muhabbetten sonra Dolunay, Masal'a bir tane geçirip patates çuvalı gibi yakasından odasına atmıştı.
Ondan sonrada yatmıştı herkes zaten.

Güneş dün akşam olanları tavana bakıp analiz ederken gözleri sonuna kadar açılmış tavanı seyrediyordu. Sonra aklına biraz daha tavanla bakışırsa bu sefer geç kalıp kapıda lamba gibi dikilen Anıl'la bakışmak zorunda kalıcağı geldi.
Çocuk her delikten çıkıyordu. Çenesi 45 numara ayak gibi kocaman, burnuda maydonoz dalı gibi her yere giriyordu.
'Eğer biri hakkında bir şey öğreniceksem Anıl'a ilk sormam gerek sanırım. İnsan rehberi gibi çocuk. ' diye düşündü Güneş.
Haklıydı dedikoducu teyzelerden farkı yoktu.

Güneş daha fazla oyanlanmayıp yatakta doğruldu.
Masal'ın yatağına çevirdi bakışlarını.
Rönesans tablosu gibi yatağa savaş açmış Masal'ı izledi biraz.
Sonra arkasındaki yastığa döndü.
'Ulan kafamı bi koysam yarın sabaha kadar uyurum şimdi. ' dedi içinden. Ama yapamazdı.
Bu yüzden yastığı tuttuğu gibi Masal'ın kafasına fırlattı.
Güneş arkasında nasıl bir manzara bıraktığına bakmadan odanın kapısına ilerledi.
Masal ise yastıktan zerre etkilenmeyerek sanki biri onu okşamış gibi uyumaya devam ediyordu.
Güneş odadan çıkıp ağır adımlarla banyoya ilerledi.
Gözleri yarı açıktı, ayılması için iyi bir tokata ihtiyacı vardı.
O sıra tuvalet kapısından çıkacan Dolunay'a toslamamak için dengesini korumak adına duvara tutunurken kapıda naptığını çözmeye çalışan Dolunay'a baktı.
Dolunay elinde havlusuyla ona bakıyordu.
Hayır banyodan çıkmamıştı ellerini yıkamıştı tabiiki ne kadar fenasınız bu o tür hikaye mi?!

"Günaydın." dedi Dolunay imada bulunarak.

"Günaydın." diye karşılık veren Güneş ise içinden sabır dualarını okuyordu.

İkisinin bakışması sürerken Güneş, Dolunay'ın sabah sabah olay çıkarmak istediğini anladığı için hiç tepki ve koz vermeden ona bakıyordu. 'Sabah sabah çattık yine ya' dedi içinden.
Dolunay'ın kapının önünden çekilmesini sağlayan telefon sesi evi doldururken diğerleride odalarından çıkıyordu.
Etrafta sabah koşuşturması başlamıştı.
Dolunay sabah ki gıcıklık fırsatını kaçırıp kapının önünden ayrıldı.

"Çok şükür. " diye banyoya daldı Güneş. Dolunay bunu duup hızla arkasına dönmüştiki Güneş kapıyı sertçe kapatıp kilitledi.
Az daha sıçıyordu. Nefesini hızla verip lavaboya gitti. Sonra aklına ilk çişini yapması gerektiği geldi. Şapşal işte.

Güneş hızla banyo turunu tamamlayıp kapıyı açmıştıki Masal içeri daldı ve Güneş'i itip kapıyı kapattı.
Dün gece yemekten sonra fazla gazoz içmişti. Patır patır yapıcak- neyse bunu betimlemeye gerek yok.

Evde koşuşturmalar devam ederken herkes odasına girip çıkıyor, hazırlanmaya çalışıyordu.
Aleda gayet sakince sabah kahvesini tezgahta içerken üstünde her zaman olan uzun örgü hırkası vardı. Sabahları american dizilerindeki gibi davranmayı seviyordu. Akşam dersi vardı çünkü...

Güneş odasına geri dönüp üstünü değişmek için 2 kapaklı küçük dolabın önüne geçip pijamasını çıkarmaya başladı. Daha üst kısmı çıkarırken kapının aniden açılmasıyla hızla oraya döndü.
Dolunaydı.
Kendide kapıyı açtığı gibi şaşkınca Güneş'e bakmaya başlamıştı.