öpenleriniz çok olsun

1K 74 27
                                    

Malum sahne uyarısı ama nerde olduğunu söylemiyorum ki şok olun

Öğlen saatleri güneşin tam tepeden insanları ısıttığı zamanlardı. Güneş amfiden hızla çıkmış Dolunay'ın maç saatine yetişmek için otobüs saatlerine bakıyordu.
Her ne kadar Dolunay maçın olduğu yeri ona detayına kadar anlatmış olasada ilk defa gideceği bir yer için oldukça endişeliydi.
Sosyal anksiyetesi burda devreye giriyordu işte.
Durağa vardığında telefondan saate baktı. Maçın başlamasına hala bir saatten fazla vardı. Bu durum içine biraz su serpmişti.
Daha sonra yurt grubuna atılmış bir kaç mesejı okuyarak otobüsü bekledi.

Kısa bir süre sonra otobüs geldiğinde kartını basıp her zamanki gibi sıfır oksijen ve yer olan otobüse göz gezdirdi. Kesişecek insanda yoktu hepsi yaşlıydı...
Bekle bir saniye? Şimdi onlar Dolunay ile neydi?
Aniden düşündüğü şey ile vicdan azabı çekince şok olmuştu. Kızlar ikisine takıkıp laf atıyordu ama cidden tam olarak sevgililer miydi?
'İki öpüştük diye sevgili sanıyoruz birbirimizi sanırım' diye geçirdi içinden. Bunu ona sormalıydı.

Tarif edilen mekanda indiğini umarak içeri adımladı. İçerisi önce bir salona açıldı. İçerde resepsiyon benzeri bir masa vardı. Önde bir cam kapı vardı. Cam kapıdan ise içerideki arena ve tribünler görünüyordu. Anlaşılan doğru yerdeydi. Kenardaki merdivenler ise tribünlere çıkıyordu.
Tek tük insanlar vardı içeride. Salonda bekleme koltukları vardı. Etrafta kimseyi göremeyince koltuklara yöneldi. Oturacağı sırada bir kol omzundan hızlı tutup çevirdi onu. Ani hareketle dönerken Dolunay ile karşılaştı. Gülümseyerek ona bakıyordu.

"Gelmişsin! Erken geldin? " diye sorar gibi konuştu. Güneş ise karşılık verdi ona. Hafif utanıyor gibiydi.

"Evet yetişemem diye düşündüğüm için erken çıkmıştım. " diye konuşurken heyecanlanmıştı. İlk defa Dolunay'ı maçında izlicekti. Aslında görmeyi çok istediği bir andı.

"Her vurduğum yumrukda bi öpücük anlaşması yapalım. " dedi Dolunay dünyanın en mantıklı şeyini söylüyor gibi gururla bakarken. Güneş kaşlarını çattı.

"Ne diyon la-" derken sözü kesildi.

"Dolunay! Salona geç hazırlanmaya başla. " dedi sert bir erkek sesi. Dolunay hızla arkasına dönüp Güneş'in koçu olduğunu tahmin ettiği kişiyi onayladı.
Daha sonra Güneş'e tekrar döndü.

"Sen şimdi tribünlere geç. Maçtan sonrada şurdaki odaya gel. Orda olucam. " dedi salondaki siyah kapıyı işaret ederken.

"Tamam o zaman... Dikkat eti. " dedi Güneş hafif endişeli bir seste. Dolunay sırıttı. Eğilip dudaklarından hızla bir öpücük alıp kaçtı yanından. Güneş burda bile Dolunay'ın babadan rahatlığına küfür ederek tribünlerin göründüğü kapıdan içeri girdi.
Tribünlerden yukarı çıkarken ikinci sıradıkine girip yaklaşık beş yada yedi koltuk sonrasına oturdu.
Heyecanlıydı... Çok heyecanlıydı.
Belkide maça çıkacak olan Dolunaydan bile daha fazla.

Ama yanlıştı Dolunayda en az onun kadar heyecanlıydı. Maç içindi değildi. Her zamanki gibi alışık olduğu bir maçtı buda.
İlk defa Güneş'in onu maçında izleyecek olması onu heyecanlandırıyordu.
Bu duyguyu kontol etmeyi çok önceden öğrenmişti. Şimdi ise eskisiden olduğu gibi bu duyguyu hissetmek tuhaf hissettiriyordu.
Kalbi kendi benliği varmış gibi ondan farklı atıyordu sanki.
Birbirlerine bu kadar etki etmeleri ikisi içinde ilk değildi ama çok özeldi.

Ringe çıkmasına son beş dakika kaldığında salona giril yapmıştı. Işıklara gözleri alışınca tribünlerde tek kişiyi aradı. Öyle bir andıki sanki orda olduğunu biliyormuş gibi tekde göz göze geldiler.
Dolunay'ın salona girmeden önce yatıştırdığı heyecanı tekrar uyanmıştı bir anda. Onu gördüğü anda gülümseyen Güneş'in gülüşü adeta salona aydınlatmıştı.
Bazen Güneş'ın adının hakkını verdiğini düşünüyordu. Onun gülüşü içini ısıttı. Aniden ringte canavar gibi savaşmaya hazır hissetti.

Kod Adı: Yurt  GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin