Jeongin taksi durunca derin bir nefes almış şoföre bakmıştı "Sizce beni geri çevirir mi?"Şoför Jeongin'i gözüyle süzüp "Evet" demişti. Jeongin ona sert bakışlar atınca "Lütfen paranızı ödeyin" diyip elini uzattı. Jeongin'in morali düştüğü için parayı verip arabadan indi.
Araba ilerlerken arkasından dil çıkarmıştı "Sen ne bilirsin ki? Chris benim yanımda olacağını söyledi.". Omuz silkip karşısındaki binalara baktı. Hepsi birbirinin aynısıydı.
Kafası karışmıştı Chris'in hangi evde olacağını çözmeye çalışıyordu. Telefonunu çıkarıp onu aramayı düşünmüş ardından umutsuzca bir direğin dibine çökmüştü.
Dizlerini kendine çekti. Buraya boşuna gelmişti. Onunla yüzleşmeye cesareti yoktu.
Bunu düşünürken aniden ayağa kalkmış "Hayır var" diye bağırmıştı. O sırada onu uzaktan gören Chris yanına ilerledi. Elinde market poşeti vardı. Atıştırmalık almak için evden çıkmıştı.
"Jeongin?" Diye sordu çekinerek. Jeongin karşısında Chris'i görmüş ağzını açamadan Chris gözlerini devirip ondan uzaklaşmıştı.
Jeongin bugün onla konuşmazsa bir daha konuşamayacağını biliyordu. Chris'in peşinden gitmeye başladı. Ağzını bir açıyor bir kapatıyordu. "Chris..." Sesi oldukça kısık çıkmıştı. Chris onu duyamamıştı bile.
Kendi binasının önüne gelip kapıyı açtı. Tam o sırada Jeongin tüm cesaretiyle bağırmıştı "Chris". Chris bir anlık durup arkasına baktı. Ayakta dengede durmayı bile sağlayamayan çocuğun gözündeki kararlılık onu garip hissettirmişti.
Jeongin'in gözlerindeki kararlılık Chris ona bakınca kaybolmuştu. Derin bir nefes aldı, ağzını yine açmıştı ki Chris'in "Sarhoşsun Jeongin, sonra konuşalım" demesiyle geri kapandı.
Chris evin içine girmiş Jeongin hızlı adımlarla kapı kapanmadan kapıyı tutmuştu "Hayır bugün buradan gidersem hiç konuşamayacağız.".
Chris yorgun gözlerini ona çevirmiş "Sonra" diyip kapıdaki elini indirmişti. Jeongin gözlerindeki o yorgunluğu görünce kalbinin sıkıştığını hissetti. Kolu çaresizce yanına düşmüştü.
Kapının yüzüne kapanışını izledi. Hayır, bu böyle bitemezdi. Şu an bütün vücudunu ele geçiren alkol onun böyle bitmeyeceğini söylüyordu. "Sen hazır hissedene kadar kapında bekleyeceğim. Chris..." Bir süre duraksadı.
"Chris o yüzden sen sadece hazır ol ve dışarı çık.". Sonlara doğru sesi kısılmıştı ama o sırada kapının arkasında duran Chris onu çok net duymuştu.
Jeongin kapının yanındaki duvarın önüne çöküp sırtını duvara yasladı. Bacaklarını da kendine çekmişti. Derin bir nefes alıp gözlerini kapadı. Kafası da sırtı gibi duvara yaslanmıştı. Yüzüne vuran rüzgar, zihninin açılmasına yardımcı oluyordu.
Chris onun bir süre sonra gideceğine emin olup oturma odasına geçti. Bu gece kendisine de uyku yoktu. Son birkaç gündür Jeongin'in ona dedikleri aklından çıkmıyordu. Ondan cidden hoşlanmış, her zaman yanında durup onu korumak istemişti. Hayatında tek o olsun istemişti.
Ama Jeongin ona tek olmadığını açıkça söylemişti. Kurduğu cümleyi eksiksiz hatırlıyordu.
Chris ben senin dışında o uygulama yoluyla 6 erkekle daha görüştüm. Benim için tek değildin.
Tek değildin.
Bir cümlenin canını bu kadar acıtacağını tahmin edememişti. Ön tarafa bakan cama ilerleyip Jeongin'in gidip gitmediğine baktı. Hâlâ orada olduğunu görünce şaşırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pick Me
Fanfiction»Jeongin yalnızlıktan sıkılmış mükemmel sevgiliyi bulmak için yasadışı bir siteye başvuru yapmıştı. Eşleştiği 7 erkekten hangisi ona daha çok uyuyordu ve Jeongin hangisini seçecekti? |Jeongin x Skz| *Uyarı: Ficte ana karakter Jeongin o yüzden ship...