Pick Me

Pick Me 'Minho&Seungmin'

Eğer yanlışlıkla bu bölüme geldiyseniz altta yazılanları okumayın! Spoiler yersiniz

Evet, her adayı anlatıyoruz serimizde bugün Minho ve Seungmin var. Bu bölüm iki farklı olay örgüsü anlattığım için baya uzun oldu. İki bölüm tek bir bölümde gibi düşünerek okuyabilirsiniz.

Ayrıca bu bölümde ficin içinde değinmediğim ayrıntılara değindim

....

Minho

"Gözlerimin önünde en yakın arkadaşımı nasıl öpersin, Hyeok?!" Minho sesinin tonunu ayarlayamazken aklına gelen her cümleyi karşısındaki adama kuruyordu.

Sinir krizinin eşiğindeydi, öfkeliydi, kırgındı ve şaşırmıştı.

"O benim en yakın arkadaşım ya, sen de sevgilimsin! Bunu bana nasıl yaparsınız?! Hiç mi vicdan yok sizde?!" Bu hayatta en çok güvendiği iki kişi onun güvenini ezip geçmişti.

Bu zamandan sonra kimseye güvenebileceğini sanmıyordu Minho.

Hyeok karşısındaki adama bir cevabı olmadığı için sadece susuyordu. Seni değil onu sevdim, diyemiyordu. Demeye yüzü yoktu.

Ama Minho anlamıştı onun bakışlarından "Aldatmak yerine konuşmayı seçebilirdin." Keşke seçseydin...

Sesindeki tüm sinir gitmiş yerini tamamen hayal kırıklığını bırakmıştı. Gözleri istemsizce dolarken kendine bir küfür etti. Bu adamın karşısında ağlamak istemiyordu.

Arkasını hızla dönüp evin kapısını açtı ve dışarı çıktı. Hesap sormaya adamın evine gelmişti, 5 yıllık arkadaşıyla yüzleşmek için kendini hazır hissetmiyordu.

Saçma sapan bir uygulamadan tanıştığı bu adamın onu bu şekilde yüz üstü bırakmasını da beklememişti. O uygulamayı yapanlara kadar herkes nasibini almıştı Minho'nun küfürlerinden.

Minho ayaklarının onu yönlendirmesine izin verdi ve o çok sevdiği kedi parkına gitti. Burası stres atmak için ideal bir yerdi.

Her zamanki bankına otururken boş bakışları parkta turluyordu. Mırlamayla kucağına yerleşen siyah kediye baktı, "Merhaba Lino" dedi alışık olduğu kedi simasına.

Her geldiğinde üzerine çıkıp kendisini sevdirirdi bu kedi. "Keşke ben de senin gibi kedi olsaydım, en azından derdim olmazdı."

"Sahi seninde benim gibi dertlerin var mı? Çok sevdiğin adam seni hayal kırıklığına uğratıyor mu?" Kucağındaki kedi, Minho'nun eline hafifçe kafasıyla vurmuş daha fazla sevilmek istemişti.

Minho dolan gözlerine inat hafifçe gülümsedi ve kucağındaki kediyi sevdi. "Belki bir gün doğru kişiyi bulabilirim."

O günün üstünden 2 ay gibi bir süre geçtikten sonra Minho şehir dışındaki bir veteriner kliniğinden çok güzel bir iş teklifi almıştı, galiba bir şeyler yoluna giriyor dediği ilk an o olmuştu.

Onu Seul'a bağlayan hiçbir şey olmadığı için teklifi direkt olarak kabul etmişti. Sadece kayıt işleri, ev bulma, kendi evine kiracı bulma, kedilerinin psikolojisini hazırlama gibi sorunları halletmek için 1 ay istemişti klinikten.

Klinikte Minho gibi bir adamı kaçırmak istemediği için kabul etmişti. Bu haber geldiği gibi Minho Jeju'daki arkadaşını aradı.

Lisede tanıştığı yakın arkadaşıyla o Jeju'ya taşındığından beri görüşemiyorlardı. Şimdi evren onları tekrardan aynı şehirde buluşturuyordu.

"Alo, Jungwoo! Nasılsın?" Diye sohbeti başlatmış biraz özlem giderme faslından sonra da aramadaki asıl amacını söylemişti.

"Aslında sana bir haberim var. Ben Jeju'ya taşınacağım, ev bulmama yardım eder misin?" Jungwoo yıllardır görmediği ve lisedeyken hoşlandığı çocuğun Jeju'ya taşınmasına çok sevinmişti.