Jeongin yine kedi parkına gitmişti. Chris ile buluşmalarının üstünden iki gün geçmişti ve o günden beri Chris'i aklından çıkaramıyordu.Kedi parkında Minho ile karşılaşırsa Chris aklından çıkabilirdi. Çünkü Minho'yu elde etmek gibi bir amacı vardı.
Ne olursa olsun kendisini ona sevdirecekti, Chris'e olan duygularını bir kenara koyabilirdi. Hatta ondan uzak dursa iyi olurdu.
Jeongin aşık olmak istemiyordu. Sadece yalnız kalmamak istiyordu ve aşk onu yalnız bırakacak ilk şeydi.
Bir insan birini çok severdi. Sonra sevdiği kişi de onu severdi. İkisi sevgili olurlardı. Mutlu bir ilişki yaşarlardı. Ardından bir taraf sıkılırdı. Belki de yorulurdu. İlişkisini bitirmek isterdi. Diğer taraf üzülürdü ama kararına saygı duyar duygularını kalbine gömüp ondan ayrılırdı. Sonucunda her ikisi de mutlu anılarla yalnız kalırdı.
Jeongin bunları yaşamak istemiyordu. Yaşamak istediği şey bundan tamamen farklıydı.
Bir insanla tanışacaktı. Ona kendini sevdirip oyalayabildiği kadar oyalayacaktı. Sonunda karşı taraf ona açıldığında arkadaş kalmak isteyeceğini söyleyecekti ve yüzüne bir tokat yiyecekti. Sonucunda o kişiyle ilişkisi bitmiş olacak ardından yeni biriyle tanışacaktı.
Böylece sonsuz döngüde asla acı çekmeden yalnızlıktan kurtulacaktı.
Bu yüzden Chris'ten uzak duracaktı. Duygusal davranamazdı.
Kedi parkında önceden oturduğu banka oturdu. Kediler etrafını sarmıştı ama Jeongin hâlâ kendi kedisini göremiyordu.
Telefonunu arayıp haber vermeyi düşündü ama sonradan vazgeçmişti. Tesadüf olarak karşılaşmak onla yakınlaşmak için daha iyiydi.
Bir süre orada oturup kedilerle oynadı ardından parktan çıkıp onlara yem aldı. Geri döndüğünde tüm yem kaplarını dolu görmüştü. Minho'nun parkta olduğunu düşünüp yüzüne geniş bir gülümseme kondurdu.
Her zamanki banka yaklaştığında kedileri sevip onlar gibi konuşmaya çalışan birini görmüştü. O kişinin Minho olduğuna emindi.
"Minho?" dedi, sesi kararsız çıkmıştı. Kediyi seven kişi kediyi sevmeyi bırakıp arkasına döndüğünde Jeongin ile karşı karşıya geldi.
"Sen..." dedi Minho önündeki kedinin gitmesine izin verip ayağa kalkarken "Yine mi karşılaştık?"
Jeongin gülümsedi ve elindeki kedi maması dolu poşeti kaldırdı "Galiba ödeştik."
Minho olayı hatırlayıp hafifçe sırıtmıştı. Jeongin ile arada telefonla mesajlaşmışlardı ama konuşmaları hep görüldüyle sonlanmıştı.
"Mesajlarımdan kaçıyorsun ama kader bizi bir araya getiriyor baksana." Jeongin Minho'nun yanına ilerlemiş ardından ikili oturmak için bankın yanına gitmişlerdi.
Yine aynı banktaydılar "Kader değil. Sadece ikimiz de buraya çok geliyoruz. Karşılaşmamız normal."
Banka oturdular ama Jeongin onu dinlemiyordu.Onun yerine aklına bir fikir gelmişti. Oturduklarında elindeki poşetleri yere bırakıp parmaklarıyla kendine kedi kulağı yaptı. Minho kaşlarını çatarak ne yaptığını çözmeye çalışıyordu.
Jeongin sırıttı, hafifçe ağzını aralayıp miyavlamıştı. Minho bu yaptığını komik bulduğu için gülmüştü.
O an Minho'nun gözüne o kadar tatlı gelmişti ki ona bakmadan duramıyordu. Jeongin bu ilginin farkına varmış kedi taklidine devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pick Me
Fiksi Penggemar»Jeongin yalnızlıktan sıkılmış mükemmel sevgiliyi bulmak için yasadışı bir siteye başvuru yapmıştı. Eşleştiği 7 erkekten hangisi ona daha çok uyuyordu ve Jeongin hangisini seçecekti? |Jeongin x Skz| *Uyarı: Ficte ana karakter Jeongin o yüzden ship...