Pick Me

0.4 'Sana puanını söyleyim mi?'

Jeongin bilgisayarın başına oturdu. Sıradaki profile mesaj atacaktı. Email hesabına girdi ve sıradaki kişinin kim olacağını düşündü.

Kalan profilleri baştan okumuştu ve dark seviyorum diyip pembe telefon kılıfı kullanan çocuğa mesaj atma kararı aldı.

İnternetten Whatsapp'ını açarak arama kısmına Changbin yazmıştı. Profil fotoğrafını inceledi.

Uzaktan çekilmiş, bir parmağını yanağına bastırdığı bir pozdu . Gülümsedi yapılı vücudu giydiği kıyafetten bile belli oluyordu.

Zihnine gelen fesat düşünceleri geri yollayıp mesaj attı.

"Selam"

Attığı mesaja bakıp kafasını sallamıştı "Başlangıç için güzel bir mesaj bence". Changbin'in geri yazmasını ekranda bekliyordu.

"Çok mu hevesli gözüküyorum?" Diye düşündü bir an. Ardından ekrandan çıkamadan Changbin çevrimiçi olup mesaj yazmıştı.

"Selam ???"

"Niye 3 tane soru işareti koyuyorsun acaba?" Ekrana dil çıkardı Jeongin. Changbin çevrimiçi durmaya devam ediyor cevabını bekliyordu. O yüzden mesaj attı.

"Naber?"

"Liseli ergenler gibi davranmayı keser misin Jeongin?" Jeongin kendi kendine konuşup yüzüne hafif bir şekilde vurdu.

"Antrenörlük istiyorsanız indirim yapmadığımızı biliyorsunuzdur. Parayı almadan samimi konuşmalara girmemize gerek yok >_<"

Jeongin sondaki ifadeyi görünce kahkaha attı. "Gözümü korkutmamak için mi attı o ifadeyi?" Diye kendi kendine düşünmüş gülmeye devam etmişti.

Sonra fazla beklettiğini düşünüp mesaj yazdı.

"Hayır ben Pick Me! uygulamasından almıştım numaranızı. Kriterleriniz benimkine uyuyordu :)"

"O sondaki emojiyi koymasa mıydım?" Jeongin elini çenesine yaslayarak cevap beklemeye başladı.

Sondaki emoji biraz yanlış anlaşılabilir duruyordu.

"Öyle mi??? Kusura bakmayın çok fazla böyle başlayan indirim mesajı alıyorum da. Adınız nedir?"

"Daha demin müşterisine daha samimi yazmadı mı bu çocuk? Bana niye bu kadar resmi?" Jeongin'in çocukluk yapası gelmişti.

"Yang Jeongin ama sen İnnie de diyebilirsin >.<"

"Sen mi büyüksün ben mi pembe telefon kılıflı çocuk?" Kendi dediği şeye gülmüştü. Yazıyor işaretini görünce ciddileşti.

"Peki innie tanışmak için buluşacak mıyız?"

"Hızlısın" diye geçirdi içinden Jeongin. Ardından daha buluşması gereken 3 aday daha olduğu için kendisinin dd hızlı olması gerektiğini hatırladı.

Her gün Hyunjin, Felix ve Jisung'un buluşma tekliflerine bahane bulmaktan yorulmuştu.

Ayrıca hiçbiriyle ilişkisini kesmek istemiyordu. 3ünden de hoşlanmıştı. Aşk denemezdi buna ama Jeongin'e göre 1'den fazla kişiden hoşlanılabilirdi.

Aralarından en çok kimi sevdiği söylenirse Jisung derdi ama onu arkadaş olarak sevmiş gibi hissediyordu.

Diğer anlamda en yoğun duygu hissettiği kişi Felix'ti. Kaderi olduğuna cidden inanmıştı. Karakteri onun için mükemmeldi. Çocuk her anlamda parlıyordu.