Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
EYLÜL- Çıkabiliriz.
Arabaya binip yola çıktık.
2 saat geçmesine rağmen hala yoldaydık, toplamda 3 kez polis çevirmesine rastladık. Yol boyunca Alper bana Poyraz'ı anlattı.
EYLÜL- Daha var mı?
ALPER- Yaklaştık sayılır.
Dümdüz giderken birden yan yola girip ormanlığın içine girdik.
EYLÜL- Doğru yerden saptığına emin misin?
ALPER- Evet 40 kere gidip geldim buraya.
Arabayı ahşap bir evin önüne çekince arabadan inip ilerlemeye başladım.
EYLÜL- Burası mı?
Alper eliyle beni durdurup etrafı incelemeye başladı.
ALPER- Poyraz bizi duyması gerekiyordu.
EYLÜL- Ne demek istiyorsun?
ALPER- Belki evi tavşanlar istila etmiş olabilir!
Birden bir belimden sarılınca Alper gülmeye başladı. Belimdeki ellerini tutup ona daha çok yaslandım.
POYRAZ- Korktun mu?
EYLÜL- Yo.
ALPER- Kesin, Alper ne demek istiyorsun?
Taklidimi yapınca koluna vurdum.
İçeri geçip koltuğa oturduk, ev çok küçük ve tatlıydı. Poyraz'a yaslanıp kollarımı sardım.
EYLÜL- O gün nasıl kayboldun ajansta?
POYRAZ- Camdan atladım.
EYLÜL- NE?!
ALPER- Ohooo sen ne sanıyordun? Neden kurye sence?
Şaşırarak Poyraz'a baktım, çok yorgun gibiydi.
POYRAZ- Sen gidicek misin?
ALPER- Birkaç işim var gitmem lazım.
Ayağa kalkıp mutfağa geçtim. Buzdolabından birşeyler çıkartıp hazırlamaya başladım. O sırada Alper'de evden çıktı.
Poyraz kapıyı kapatıp kendini koltuğa attı, karnını tutup yüzünü buruşturunca yemeği ocağa koyup yanına gittim. Başucuna oturup ateşi var mı diye baktım.
Gözlerini benden hiç ayırmıyordu, eliyle tutuğu yere yönelince koluyla beni durdurdu.
