50. BÖLÜM

957 23 6
                                    

EMİN- Poyraz şu an çok sinirlisin, bırak kızı!

  Ben hala elimi ondan kurtarmaya çalışıyordum, Emin'le konuştukça kolumu daha çok sıkılaştırıyordu.

POYRAZ- Eylül'le benim arama girebilecek en son kişisin!

EYLÜL- Poyraz?!

   Beni duymuyordu bile, Emin kapıda duran korumalara işaret ettiğinde 3 kişi bize doğru yaklaştı.

  Poyraz'a baktığımda tanınmaz haldeydi, beni arkasına aldı. Beni zar zor Poyraz'ın elinden aldıklarında tepkisiz bir şekilde gözyaşlarım akıyordu.

EMİN- Eylül?

EYLÜL- Bir şeyim yok iyiyim.

EMİN- Emin misin? İstersen doktor çağırabiliriz.

EYLÜL- Hayır teşekkürler.

   Merdivenlerden yukarı çıkarken hayal kırıklığı içindeydi. Sevdiğim, güvendiğim adam artık bambaşka, tanımadığım bir adama dönüşmüştü 1 haftada.

   Odaya girdiğimde yatağa oturup boş boş yere baktım, yarım saat boyunca aralıksız böyle durdum. Kendime gelmem gerektiğini farkettiğimde lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım.

Hava karardığından dolayı dışarı çıkmak istemedim, balkona çıkıp oturmaya başladım. Bu hafta olanları, yaşadıklarımı bi gözden geçirdim ve zor da olsa bir karar verdim, hiç istemediğim bi karar...

~3.30~

Balkonda üstüme bir şal almış hala Poyraz'ın gelmesini bekliyordum, şu anda iyi olup olmaması umrumda değil, bi deri bi kemik buraya gelsin benim için yeterli.

İçerden bir ses duyunca sandalyeden kalktım.

EYLÜL- Poyraz geldin mi?

İçeri adımımı atmamla burnuma gelen iğrenç alkol kokusunu aldım.

Ayakta duracak hali bile yoktu, yatakta oturup duvara bakıyordu sadece. Önüne çömelip yüzüne baktım, yüzü kıpkırmızı olmuştu içtiği için.

EYLÜL- Poyraz? Beni duyuyor musun?

POYRAZ- Ne var?

EYLÜL- Seninle konuşmam gerekiyor.

POYRAZ- Sonra konuşursun.

EYLÜL- Hayır şimdi konuşmam gerekiyor.

Geri yerine oturup beni dinlemeye başladı.

EYLÜL- Ben

POYRAZ- Sen ne? Söyle artık uyuyacağım.!

EYLÜL- Buradan gideceğim.

POYRAZ- Efendim? Nereye gideceksin?!

EYLÜL- Evime.?

POYRAZ- Hayır gidemezsin.

EYLÜL- Senden izin almaya çalışan yok, sadece gideceğimi söylüyorum.

POYRAZ- Karnında bizim çocuğumuzu taşıyorsun tabi ki de izin alacaksın!

EYLÜL- H-hayır.

POYRAZ- Ne hayır?!

EYLÜL- Karnımdaki çocuk artık senin değil.

  Dalga geçtiğimi düşünüp gülmeye başladı.

POYRAZ- Pardon? Sen iyi misin?

  Elini birden kaldırınca korkup geriledim.

POYRAZ- Hiçbir yere gitmeyeceksin.

EYLÜL- Sanırım sabah konuşmalıyız.

POYRAZ- Hayır konuşulacak bir şey yok.

PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin