Hastane

197 7 0
                                    

 Bazen en önemli şeyin sağlık olduğunu unuturuz. İnsanlara kızarken hep bunu düşünürüm acaba o benimle olabilecek mi. Çoğu şeye kızarım, sinirlenirim ama insanları kıramam. Korkarım, ben onu kırdıktan sonra özür dileyemeden ona bir şey olur diye.

 Taksi hastanenin önünde durdu. Kapıyı açıp indim. Babam yolda amcamları aramıştı. Onların evi hastaneye yakın olduğu için bizden önce gelmişlerdi. Onur arabadan indiğimi görünce yanıma geldi.

"İyi misin?" diye sorduğunda ona sarıldım.

"İyiyim." dedim zar zor.

"Gel yüzünü yıkayalım hem kendine gelirsin." dedi. Tuvalete girdiğimde elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda beyaz kazağımın kırmızıya döndüğünü gördüm. Hızlıca tuvaletten çıktım. Babam annemi sakinleştirmeye çalışırken bir doktor bize doğru yaklaştı.

"Baran Akyol'un yakınları." dediğinde hepimiz başına toplandık.

"Baran'ın beyninde kanama gerçekleşmiş." dedi doktor. Beyin kanaması dedi. Beynimin içinde yankılanan bu cümle beni yıkmıştı.

"Peki, şu an durumu nasıl?" dedi babam.

"Şu an durumu iyi." dedi doktor. Uzun zamandır tuttuğum nefesimi saldım.

"Kalıcı bir hasar kalır mı?" dedim titreyen sesimle.

"Şu an bunları konuşmak için çok erken." dedi doktor. Sabaha kadar aklımdan neler geçti size anlatamam. Sabaha doğru uyuya kalmışım. Babamın sesiyle uyandım.

"Kızım kalk." dedi babam. Doktor yanımızdaydı neler olduğunu anlayamadım. Babam ve annemin koluna girdim ve beraber Baran'ın odasına girdik.

"Baran şimdi ayağının altına ufak bir iğneyle baskı uygulayacağım." Doktor ayağının altına hafifçe baskı uygularken "Hissediyor musun?" diye sordu.

"Neyi?" dedi Baran. İçimi büyük bir korku kapladı.

"Ayağının altına iğneyle baskı uyguluyorum."dedi doktor. Yavaş yavaş dizine doğru batırdı iğneyi.

"NEDEN HİÇ BİR ŞEY HİSSETMİYORUM!" dedi Baran. Onu sakinleştirebilmek için elini tuttum.

"Sakin olun, beyin kanamasından dolayı olmuş olabilir. Geçici bir felç olabilir. " dedi doktor. Baran'ı tekerlekli sandalyede gördüğümde içimden bir parça koptu. Kim kardeşini bu halde görmek ister ki? Hastaneden çıktığımızda baba ile bir fizik tedavi merkezi araştırmaya başladık. Sonunda bir fizik tedavi merkezi bulmuştuk. Babam hemen randevu aldı.

Baran ile beraber fizik tedavi merkezine gittik. Yaklaşık 45-50 dakikaya fizik tedavi merkezinden çıktık. Dolabımı açıp siyah bir tişört ve mor bir hırka çıkarıp giydim.

"Nereye abla?" dedi Baran.

Sustum sadece sustum. O bu haldeyken, eve kapanmışken ben ona nasıl dışarı çıktığımı söyleyecektim?

"Abla." dedi.

"Eee şey-"

"Abla dışarı çıkıyordun ben seni tutmayım." dedi ve odasına girdi. Merdivenlerden aşağıya indim. Otobüs durağına yürürken arkamdan koşarak gelen kişi bana çarpınca yere düştüm.

"İyi misin?" dedi hiçbir şey olmamış gibi.

"Önüne baksana öküz!" dedim sinirle. Elini bana uzatınca elini tutmadan kalkmaya çalışırken tekrar düştüm.

"İnat etmede elimi tutup kalk" dedi. Elini tutup kalktım. Ayağımın üzerine bastığımda "Aaa," diye bir ses çıktı ağzımdan.

"Ne oldu?" dedi panikle.

"Ayağım üzerine basamıyorum." dedim. Benim koluma girerek yürümeme yardımcı oldu. Beraber otobüse bindik. Hastaneye gittiğimizde ayağıma bandaj sarıp üzerine bir süre basmamam gerektiğini söyledi doktor.

"Çok özür dile-"derken telefonum çaldı.

"Bir dakika" deyip telefonumu açtım.

"Onur"

"Tuğçe neredesin?"

"Küçük bir aksilik çıktı."

"Ne oldu?"

"Bileğim burkuldu."

"Neredesin? İyi misin?"

"Sakin ol, ben iyiyim."

"Seni almamı ister misin?"

"Yok gerek yok akşama yemeğe gelin."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

"Sevgilin rahatsız olursa be-" derken sözünü kestim.

"Hayır." dedim. "Ayrıca o benim kuzenim." diye ekledim.

" Bu arada ben Mete." dedi.

"Bende Tuğçe." dedim.

"Memnun oldum."

"Bende." Dedim kısaca.

"Hangi okula gidiyorsun?"

"Biz daha yeni taşındık, daha okula gitmiyorum. Babam en kısa sürede kaydımı alacak." dedim.

"O zaman çok şanslısın." dedi. Yüzüne "ne demek istiyorsun" dercesine baktım.

"Ne şansı?" dedim.

"Ben Mete Özdemir."dedi

"Eee," dedim.

"Özdemir Kolejinin müdürünün oğlu." dedi.

"Evet, bundan bana ne?" dedim. Özdemir Kolejinin müdürünün oğlu olmasından bana ne.

"Bizim okula yazdıralım seni." dedi.

"Olmaz."

"Neden?"

"Benim kardeşimde var."

"O da gelsin."

"Bilmiyorum" dedim.

"Tamam. Sen karar ver sonra beni ararsın." dedi ve telefonunu uzattı. Telefon numaramı kaydedip kendimi çaldırdım ve telefonunu kaydettim. Beni evimin önüne kadar getirdi.

"Tekrardan özür dilerim." dedi.

"Artık özür dileme. Asıl ben sana teşekkür ederim." dedim.

"Görüşürüz." dedi.

"Görüşürüz." dedim. Merdivenlerden çıkarken yüzümde aptal bir gülümseme oluştu.

"Sana ne oluyor kızım. Neden gülümsüyorsun?" kendimi azarlarken merdivenlerden çıktım. Evin zilini çaldım.

"Abla ne oldu?" deyince annem mutfaktan koşturarak yanımıza geldi.

"Tuğçe ne oldu?" dedi panikle annem.

"Anne her şeyi anlatırım ama eve girebilirsem." dedim. Annem mutfağa geri dönünce Baran'ı azarlamaya başladım.

"Niye bağırıyorsun acaba?" dedim sinirle Barana.

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin