Onur telefonu kapatıp bana verdi. Yere oturdum. Beni unutmuş olması imkansız. Beni hatırlamaması benim çok zoruma gitti. İnsan sevdiği kızı unutabilir mi? Bence unutamaz. Unutamaz unutamaz... Beni unuttuğuna inanamıyordum; inanmak istemiyordum.
(Bir saat sonra)
Mete'nin babası geldi. Perişan olmuş bir haldeydi. Ona sıkı sıkı sarıldım. Bana baktı ve göz yaşlarımı sildi.
"Mete beni hatırlamıyor Ahmet amca."
"Hatırlayacak kızım."
"Doktoru sizinle konuşmak istiyor."
"Tamam kızım." beraber doktorun odasına girdik.
"Mete aldığı darbelerden dolayı kimseyi hatırlamıyor. İlk bir kaç hafta biraz zor olabilir. Sizinle kalmak istemeyebilir. Onu kendi haline bırakın. Üstüne fazla gitmeyin. Yavaş yavaş hatırlar."
"Peki doktor bey." doktorun odasından çıktık. Çıkış işlemlerini hallettikten sonra arabaya bindik. Mete ile olan resimlerimize bakıyordum ki telefonu elimden aldı.
"Ne yapıyorsun?"
"Bu resimlere bir daha bakmayacaksın."
"Pardon?"
"Bakmayacaksın!"
"Ya sana ne?"
"Doğru söylüyorsun ben senin neyin oluyorum ki?" dedi ve telefonu tekrar bana verdi.
"Öyle demek istemedim Mete."
"Ben anladım." dedi. Eve gelene kadar kimse konuşmadı. Ahmet amca beni eve bıraktı. Eve girdiğim an Baran'ın sorgusu başladı.
"Neredeydin? Neden açmadın telefonumu? Kimleydin? Yüzüne ne oldu? Neden ağlıyorsun? İyi misin?"
"Baran sakin."
"Anlat."
"Biliyorsun Mete ile dışarı çıktık. Mete arabada kriz geçirdi, biz de bariyerlere çarpıp takla attık. Ben iyim ama Mete kimseyi hatırlamıyor. Seni aradım açmadın sonra Onur'u aradım o geldi. Beni böyle görmeni istemedim."
"Gel." Baran kollarını açtı ve bana sıkıca sarıldı.
"Her şey geçecek abla."
"İyi ki varsın."
"Sende."
"Abla sen duşa gir sonra yemek yiyelim."
"Tamam." banyoya girdim. Sıcak suyu başımdan aşağı doğru tutuğum da biraz olsun rahatlamıştım.
"Baran bu akşam Mete'nin evine gideceğim. Benimle gelmek ister misin?"
"Olur." dedi. Beraber yemeğimizi yedik.
Mete beni ilk gördüğünde üzerimde olan kıyafetleri giydim. Baran ile Mete'nin evine gittik. Kapıyı çalmaya bile korkar olmuştum.
"Mete nerede Ahmet amca?"
"Odasında Tuğçe."
"Tamam Ahmet amca." Mete'nin odasına girdim.
"Mete ben geldim."
"Niye geldin?"
"Seni görmek için geldim."
"Keşke gelmeseydin." sözüyle gözümden bir damla yaş düştü. Gözyaşımı silip konuşmaya başladım.
"Şarkı dinleyelim mi?"
Hiç bir şey söylemedi. Bende bizim şarkımızı açtım. Hiç konuşmadı sadece dinledi. Şarkı bittikten sonra ona resimlerimizi gösterdim ama hiç konuşmadı. Bir kaç saat sonra eve geri döndük. Yatağıma oturdum. Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum. O kadar yorulmuşum ki gözlerimi kapattığım an derin bir uykuya dalmıştım. Sabah gözlerimi açtığımda Baran'ı gördüm.
"Başımda ne yapıyorsun?"
"Uyanmanı bekliyorum."
"Neden ?"
"Babam seni çağırdı."
"Babam işe gitmedi mi?"
"Seni çağırıyor."
"Baran çeneni tutamadın dimi, söyledin her şeyi ?"
"Söyledim."
"Baran bir gün elimde kalacaksın." Baran odadan çıkınca hızlıca kalkıp babamın yanına gittim.
"Tuğçe kızım Baran olmasa kaza yaptığını öğrenemeyeceğiz."
"Baba ben iyiyim. Baran çenesini tutmasını bilmiyor."
"Kardeşinle düzgün konuş."
"Tamam."
"Sana bir sürprizimiz var."
"Neymiş o ?" sözüm bittiği gibi kapı çaldı.
"Kapıya bakarsan öğrenirsin abla." koşar adımlarla kapıyı açtım. Gördüğüm kişilerle şoka girdim. Karşımda Duru, Ayaz ve Yusuf duruyordu.
"Sürpriz." Durunun bağırmasıyla irkildim.
"Pijaman güzelmiş." dedi Ayaz.
"Bizi içeri almayı düşünüyor musun ?"
"Unuttum Yusuf. Sizi kapıda görünce şaşırdım." içeri geçtiler. Onları görünce yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu.
"Kimin fikriydi ?"
"Benim." Baran'a koşarak sarıldım. Şu an benden mutlu kimse yoktu. Mete beni hatırlarsa dünyanın en mutlu insanı olabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
Novela JuvenilYeni hayatımın bana getirdiği zorluklarla baş edebilir miyim? Eski Tuğçe'den eser kalmadı. Yeni hayatımın ilk günü başıma gelmeyen kalmadı.