Yeni Hayat

İhanet

   Arkamı döndüğümde Mete'yi gördüm. Ölmemiş miydi?Nasıl ya? Adamın yanından hızlıca ayrıldım ve Mete'yi takip etmeye başladım. Önce yanına bir kaç adam geldi sonra, sonra yanına bir kadın geldi. Onları takip ettiğimi anlamamaları için uzak durdum. Sonra bir odaya girdi Mete ve adını bilmediğim kadın. Adamlarda kapıda bekliyordu. Biraz bekledim ama kimse çıkmıyordu. Hızlıca odama geri döndüm ve telefonumu aldığım gibi Mete'nin girdiği odanın önünde onları gözetlemeye başladım.

Bir kaç saat sonra odadan çıktılar. Hızlıca personelin yanına gittim. Kartımı kaybettiğimi yeni bir kart istediğimi söyledim. Oda bana Mete'nin odasının kartını verdi. Hızlıca odaya girdim ve karıştırmaya başladım. Bir evlilik cüzdanı buldum. Açmaya o kadar korkuyordum ki bir kaç dakika öyle baktım. Sonra korkunun ecele faydası olmaz deyip açtım. Mete ve bir kadının fotoğrafı vardı. Sonra nikah tarihine baktım. 07.10.2020 tarih beni şok etmişti. Çünkü Mete ile sevgili olduğumuzdan 4 gün sonrasının tarihiydi. Gözümden düşen yaşları görmezden gelerek karıştırmaya devam ettim. Bir kimlik buldum. Kimlikte Sinem Özdemir yazıyordu. Sonra bi test buldum. Bu bu test hamilelik testi ve iki çizgiydi. Nasıl ya nasıl? Sonra kapı açıldı. Hemen banyoya girdim. İçeri Mete ve karısı olacak o kadın girdi. Elimle ağzımı kapatmış ağlıyordum.

"Sevgilim sana bir hediyem var," dedi Sinem. Doğru ya bu gün Mete'nin doğum günüydü.

"Aşkım keşke zahmet etmeseydin." dedi Mete.

"Mete, ama bu hediyeye çok mutlu olacaksın." dedi Sinem.

"Benim en güzel hediyem sensin karıcım." dedi Mete.

"Ama bunu benden bile çok seveceksin." dedi Sinem.

"Hım, merak etim şimdi." dedi Mete. Sonra Sinem bir kutu verdi. Mete büyük bir heyecanla kutuyu açtı. İçinden bir bebek tulumu ve çıngırak çıkmıştı. Mete hiç bir şeyi anlamamıştı sonra Sinem hamilelik testini Mete'ye verdi. Mete bir anda Sinem'i kucağına aldı ve döndürdü o an aklıma anılarımız geldi.

(08.10.2020)

"Aşkım,"

"Efendim Mete,"

"Ben seni çok seviyorum biliyor musun?"

"Ben seni daha çok seviyorum sen bunu biliyor musun?"

"Benden daha çok sevemezsin."

"Mete, benim sana bir hediyem var?"

"Neymiş çok merak ettim." Mete'ye bir kar küresi verdim. Sonra hiç beklemediğim bir anda beni kucağına aldı ve döndürmeye başladı.

"Mete düşücez."

"Benim de san hediyem var ama biraz saçma."

"Ne?"

"Dünyanın en güzel hediyesini sana hediye etmek istiyorum ama seni sana vermem çok saçma olur."

"Ya sen delisin,"

"Senin delinim." diye düzeltti.

(Şimdiki Zaman)

Bir anda Mete ile ilgili anılarım aklıma geldi. Bana söylediği o sözleri başkasına söylemesi çok zoruma gitmişti. Sonra telefonum çalmaya başladı. Hay senin gibi telefona.

"Aşkım telefonun çalıyor." dedi Mete.

"Sevgilim benim telefonumun sesi böyle değil ki." dedi Sinem. Banyonun kapı aralığından bakıyordum ki Mete ile göz göze geldik.

"Sevgilim sen aşağı in ben telefona bakıp geliyorum."

"Tamam ama kutlayalım bunu."

"Tamam sevgilim."

"Aşağıda bekliyorum seni,"

"Hemen geliyorum." Sinem odadan çıktığı gibi banyodan çıktım.

"Tuğçe?" Yüzne sert bir tokat attım.

"Sen ne kadar pislik yalancı adi şer-"

"Sakin olur musun?"

"Mete ben aylardın senin özleminle ölüyorum. Her gün mezarının başına gittim,ağladım, sana her şeyimi anlattım. Ben orada ölürken sen nasıl böyle bir şey yapın? Allah belanı versin."

"Tuğçe her şeyi yanlış anladın."

"Neyi yanlış anladım ya neyi? Biz sevgiliyken evlenmişsin, karının karnında çocuğun var. Bir de utanmadan her şeyi yanlış anladın mı diyorsun. Neyi yanlış anladım neyi? Sakın bir daha karşıma çıkma. Beni kendinden koru Mete. Ben seni sevmiştim ama anlaşılan sen beni sevmemişsin." dedim ve yüzüne okkalı bir tükürdüm. Hızlıca odadan çıktım.

"Tuğçe,"

"Tuğçe bir dakika durur musun güzelim?"

"Tuğçe, hiç bir şey gördüğün gibi değil."

"Tuğçe,"

Arkamdan bağırışını duymazdan geldim ve koşarak odama girdim. Kapıyı kapatır kapatmaz yere çöküp zor tuttuğum göz yaşlarımı saldım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.