Merhaba, oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın <3 Satır içi yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum özellikle <3
Instagram: hikayelerindeyasar
Twitter: dilektarinci
"Görmek isteyenler için yeterince ışık, istemeyenler için yeterince karanlık vardır." -Pascal
8.BÖLÜM "KOVULMAK"
Ben hiç birini sevmedim, sevemedim. Göğüs kafesimin içi hep bomboştu, her gece başımı yastığa koyarken bir gün çok sevebilmenin umuduna sarındım. Biri beni fark etsin istedim, hiçbir şeyde mükemmel olamayan, hiçbir konuda tam anlamıyla yetenekli olamayan beni görsün, onun hayatının tek ışığı olayım, merkezi hâline geleyim. Hayattaki tek tutkum olan dansta bile hiç en iyisi olamadım, hep arkalarda oldum, ekip provalarında hep baş dansçıları izledim. Hep biri beni fark etsin diye bekledim ama kimse fark etmedi.
Ta ki, son dans gösterimde her hafta gelen, arkalara oturan gözlüklü bir adam sahneyi izlemek yerine başını bana, sadece benim olduğum tarafa çevirip dakikalar boyunca ayıramayana kadar böyle oldu. Onun beni fark ettiğini sandım, yüreğim heyecanla atarken, her sabah uyanmam için yeni bir sebebim oldu. Her sahneye çıkışımda onu görecek miyim acaba diye heyecanlandım. Daha sonra, onun görme engelli olduğunu öğrendiğimde, yine kendi kendime gülümsemeden edemedim. Kimsenin hayatının merkezi değildim, kimse için dünyanın en önemli insanı, en değerlisi değildim. Kimse tutkuyla, diğer hiçkimseyi gözü görmeyecek şekilde benimle ilgilenmiyordu. Ben hiç sevilmedim.
Yine de Alp tüm hayatımı değiştirdi. Onu tanıyalı henüz çok az oluyordu ama ona bakınca içimin ısınmasına, karnımda tatlı bir telaşın dolanmasına, onsuzken onu özlememe engel olamıyordum. O zaman ilk defa bu adam tarafından sevilmek istedim. Beni sevsin, çok sevsin, hayatına ışık olayım istedim. Belki henüz çok erkendi ama öylece söyleyiverdim ona tüm duygularımı. Hayatım boyunca böyleydim çünkü, hissettiklerimi içimde tutamaz, direkt dışa vurmak isterdim. Bu sefer dışa vurmaktan biraz daha fazlasını yaptım, onu önce öptüm ve ardından hissettiklerimi açıkladım.
"B-ben," diyebildim titreyerek. "Ben çok hızlı oldu ve nasıl olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama size aşık oldum Alp Bey..."
Alp Merih Demirhan öylece kaskatı kesildi. Hissettiği şaşkınlığı ben de hissederken kendime inanamadım bir an için ama bende böyle bir insandım işte. Değişemezdim ki.
"Ada Hanım, siz ne dediğinizin farkında mısınız?" Tekrar onun için 'hanım' olurken oflamamak için kendimi zor tuttum. Bir ileri, iki geri gidiyorduk resmen.
"Farkındayım Alp Bey." Nefesimi içime çektim. "Hem de çok farkındayım ama duygularım bunlar." Kirpiklerim titrerken ona baktım. "Çok az zaman geçti biliyorum ama sizi görmediğim zamanlarda bile özlemeye başlıyorum ben, sizi görünce karnım ağrıyor, geçen gün o yüzden fenalaştım, böyle dizlerim titriyor, ne yapacağımı bilemiyorum-"
"Yeter." Sertçe konuşurken bir adım geri çekildi, uzaklaştı benden. "Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz, ne yaptığınızı da. Derhal çıkın dışarı."
Çenem dikleşti. "Alp Bey-"
"Derhal dedim!"
Omuzlarım çökmüşken bakışlarım kapıya çevrildi. Şimdi çıkamazdım, kendimi açıklamazsam bir daha hiç vaktim olmayabilirdi. "Çıkmıyorum!"
"Ada!"
"Alp Bey!" O sakinleşmek için kendini tutarken, "Seni seviyorum," dedim yine. "Seni seviyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
RomanceGörme engelli bir iş adamı olan Alp Merih Demirhan, insanlardan uzakta izole bir yaşam sürmektedir. Kimseye açmadığı dünyasında tek başına ve yapayalnızdır. Ona rehberlik yapmak üzere evine yerleşen onun tam zıttı Ada Samyeli ile hayatı bütünüyle de...