5.BÖLÜM "HEYECAN"

56.9K 5.6K 4.1K
                                    

Instagram: hikayelerindeyasar

Karanlığa gizlensen de kalbim bulur seni.

5.BÖLÜM "HEYECAN"

"Acaba benimle dans eder misiniz?"

Alp'in duruşundan bile şaşırdığını hissederken bir anlık cesaretimle sorduğum soru sonrasında, yanaklarım yanmaya, utanç damarlarımda gezinmeye başladı. Dans etmek benim varoluş sebebimdi ama onun değildi. O bir iş adamıydı ve bende sadece yanında çalışan biriydim. Fazla mı olmuştu? Laubali mi bulmuştu bu hareketimi?

Ne o, ne ben konuştuk bunun üzerine. Duyulan tek şey müziğin ezgileri olurken yutkunma ihtiyacı hissettim, dilim damağım kurumuştu.

Alp Demirhan, bana doğru yürüdü. Aramızdaki mesafe git gide kapanırken kalp atışlarım git gide hızlandı, heyecan midemden yükselirken avuçlarım cayır cayır yandı.

Yakınımda dururken uzun boyu nedeniyle başımı kaldırıp ona bakmam gerekti. İç güdüleriyle benim olduğum tarafa doğru hizalıyken başı, konuşmaya başlayıp aramızda sadece o ve bana özgü olan sessizliği bozdu.

"Ben dans etmem Ada Hanım."

Yanımdan geçip gitmek üzereyken hayal kırıklığının tadını damağımda hissettim. O kadar çaresiz hissettim ki reddedileceğimi bilmeme rağmen bir kere daha sordum. "Israr etsem?"

Alp Bey yanımdan geçip gitmek üzereyken öylece durdu. "İyi geceler, Ada Hanım."

Utançla yanaklarım yandı. Bu adamı hayata döndürmek isterken daha kaç kere reddedilecektim?

"Ama çok kabasınız Alp Bey," diye kaçırdım ağzımdan. "Hiçbir kadının dans teklifi böyle reddedilmemeli."

Başı, sesin geldiği yöne yani bana doğru döndü, aramızda santimler vardı. Yüzüne daha yakından bakabilmek için parmak ucumda yükseldim. Eşsiz bir tablodan çıkmışçasına güzel bir yüzü vardı. Kemikli hatları, düzgün burnu, erkeksi yüzü, kirli sakalları ve alnına dökülen birkaç tel saçıyla kusursuzluğun simgesi gibiydi. Odağını bilemeyen kapkara gözleri, o gözleri çerçeveleyen kirpikleri bile öyle onunla bütünleşmiş görünüyordu ki yutkunmadan edemedim. Ona bakınca az önce ettiğim laflardan dolayı kızarmam gerekirken hiçbir şey hissetmedim sadece midemdeki heyecan yükselmeye devam etti.

"Ben dans etmeyi bilmem," dedi Alp tane tane.

"Olsun, ben size öğretirim," dedim sevimlice gülümserken. Sanırım bundan daha kolay bir şey yoktu.

Alp ısrarlarım sonunda sıkkın bir nefes verdi. En sonunda omuzları kabullenişle çöktü. "Peki, Ada Hanım."

Olduğum yerde sevinçten zıplamamak için zor dururken hızla koştum ve neredeyse bitmek üzere olan müziği yeniden başlattım. Yeniden notalar etrafımızda yankılanırken Alp Bey'in yanına geçtim ve defalarca partnerlerimle dans etmiş biri olarak utancı hissettim.

Uzandım ve elini tuttum. Eline dokunmamla sanki kendi elim ateşe değmiş gibi irkilirken bozuntuya vermemek için çabaladım. Utanç şimdi tüm hücrelerimdeydi.

"Elinizi belime koyuyorum." Alp Bey tepkisiz kalırken ben uzandım ve tuttuğum eli belime sardım, hiç durmadı, doğal biri güdüyle belimi tuttu ve aramızdaki tüm mesafeyi kapatmak için beni kendine çekti.

Vücudumun her noktasında onun kaslı bedenini hissederken nefesimi tuttum.

Dans etmek ne zamandır bu kadar yakıcı olmuştu?

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin