2.BÖLÜM "MUM IŞIĞI"

58.3K 5.9K 3.6K
                                    

Instagram: hikayelerindeyasar

"Dünyadaki karanlıkların tümü bir küçük mum ışığını söndüremez." 

2.BÖLÜM "MUM IŞIĞI"

Alp Merih Demirhan.

Onu ilk defa görmeme rağmen onun kim olduğunu biliyordum. Demirhan Şirketler Grubu'nu Türkiye'de yaşayıp da bilmeyen yoktu. Sanayi, sağlık ve özellikle teknolojiye kadar her noktada yatırımları vardı ve işlerin başındaki yegane kişi Alp Demirhan'dı. Bir isim dışında hakkında başka hiçbir bilgi yoktu. Onun basında yer almadığını biliyordum ama uzun uzadıya kim olduğuna dair kafa yormamıştım. Şimdiyse hayatımın şaşkınlığını yaşıyordum. Hem tahmin ettiğimden gençti, hem de görme engelliydi.

İstemsizce olduğum yerde titrerken Alp Merih beni umursamadan Efe Keskiner'i muhattap olarak aldı. "Sana bir rehber daha istemediğimi söylemiştim."

Olduğum yerde bu sesin keskinliğiyle titredim.

"Bunu daha sonra konuşsak..." Efe'nin bakışları beni bulurken Alp'in yüzüne sinen öfkeyi görür gibi oldum. Ama Alp bir daha benim tarafıma dönmedi.

"Ben Ada Hanım'ı uğurlayayım, geliyorum, bu konuyu konuşalım."

Olduğum yerde fazlalık gibi hissederken dilim tutuldu, ne diyeceğimi bilemedim. Şimdi normalde olsa bağırarak istenmediğimi yerde durmam der giderdim ama gururun sırası hiç değildi, mevzubahis beş bin dolarlık maaşlı işti. Bunu kaçıramazdım, bu nedenle içimden Alp Merih Demirhan'ın kararını değiştirmesini diledim.

"Şey ben kendim gidebilirim." Olduğum yerde dururken Efe Keskiner yeniden bana döndü. "Emin misin?"

"Evet." Yarın gelebilir miyim diye sormalı mıydım acaba? Bakışlarım istemsizce Alp Merih Demirhan'a kayarken sormamaya karar verdim, hala burnundan soluyor gibiydi.

"Tamamdır," dedi Efe Keskiner. "Çıkarken güvenliğe numaranı bırakmayı unutma."

Olduğum yerde derin bir nefes verirken "Hoşça kalın," diye geveledim ağzımda.

Kapıya doğru ilerlerken omuzlarım çöküktü. Salondan çıktığım gibi Alp Merih Demirhan'ın bağırışını duydum. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Adam resmen Efe Keskiner'e kükrerken tüm moralim bozuldu.

Hayatımın en olaylı gecesini yaşamıştım sanırım. Beni beğendiğini zannettiğim, ilk ve tek hayranım bir görme engelliydi. Ben de kırk yılın başı beni fark eden biri var diye umutlanmıştım, onunla tanışmak, hiç olmazsa adını öğrenmek istemiştim. Şimdiyse ellerim bomboştu. Bir sürü yanlış anlaşılmalar silsilesinin sonunda ona rehber olmak için iş teklifi almış ve sanırım yine aynı gece o istemediği için işim iptal olmuştu. Ellerimde hiçlik ve yapmış olduğum bir yığın saçmalık için utangaç bir yüzle evin çıkış kapısını açtım.

İyi tarafından bakmak gerekirse, hiç olmazsa bugün hapsi boylamamıştım.

Bahçeyi de geçip buraya girdiğim arka kapıya doğru ilerledim. Güvenlik buradaydı. Efe Keskiner az önce buraya numaramı bırakmamı söylemişti ama hiç gerek var mıydı bilmiyordum. Alp Bey istemedikten sonra Efe Bey'in kararının pek önemli olacağını zannetmiyordum.

Bu nedenle güvenliğe bir şey söylemeden sadece gülümseyerek yanlarından geçerken az önce konuştuğum adam "Rehber Hanım," diyerek beni durdurdu.

Ona doğru dönerken elinde bir kağıt kalem olduğunu gördü. "Efe Bey aradı az önce, dedi ki buraya numarasını yazıversin. Bir de bizim oğlanlardan biri sizi evinize kadar bırakacak."

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin