Merhaba, oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın <3 Satıriçi yorumlarında buluşalım <3
Instagram: hikayelerindeyasar Twitter: dilektarinci
Gecenin en karanlık anı şafak sökmeden az öncedir. - Victor Hugo
9.BÖLÜM "HİSSETMEK"
"İşten kovuldum biliyorum, iş istemeyeceğim yine." Dudaklarımı birbirine bastırdım, tüm cesaretimi topladım ve tek seferde sordum.
"Acaba bu sefer de ev arkadaşı olabilir miyiz diye sormak istemiştim."
Alp kaskatı kesildi. Öyle kaskatı kesildi ki, bir adım ona yaklaşmak zorunda kaldım. "Ada Hanım siz ne dediğinizin farkında mısınız?"
"B-ben."
İleri mi gitmiştim acaba?
Ne diyeceğimi bilemezken hızla konuştum. "Alp Bey gerçekten zor durumdayım ama beni de anlayın, aklıma başka bir çare gelmedi. Sizi rahatsız etmek istemezdim." Kedi yavrusu gibi bir sesle konuşurken adamın yüzü gittikçe karardı sanki.
"İyi günler Ada Hanım." Ve kapı bir anda çat diye suratıma kapandı. Şaşkınlıkla olduğum yerde kalakalırken yaşadığım hislerin etkisiyle ağzımı kapatamadım bile.
Bu kapı ikinci kez bana kapanırken içimdeki kırıklara engel olamadım. Alp'i daha önce sahnede görüp etkilenmiştim, ardından çok kısa bir zamanda olsa onu tanıma imkanım olmuştu. Görme engeli benim için sorun değildi ama o kendisini bu engel nedeniyle dış dünyaya o kadar kapatmıştı ki, o kabuğu kırıp içine girmek için çabaladıkça dışında kalmıştım. Ne kadar zorlasam da beni yine itmişti işte. Yapacak bir şey bu saatten sonra yoktu. Alp hep bu dört duvarın içerisinde yaşamak, insanlardan uzakta hayatını sürdürmek istiyordu.
Gözlerim dolu dolu olur kirpiklerim titrerken dudaklarımı birbirine bastırdım. "Umarım hep çok iyi olursun Alp. Hoşça kal..."
Valizimi çekiştirerek bir daha onu hiç göremeyeceğimi bilerek evin bahçesinden çıkarken moralim çok bozuktu. Cebimde kalan üç kuruş parayla yakınlarda kalabileceğim bir hostele geçerken bundan sonra ne yapacağımı, nerede yaşayacağımı, ne işle uğraşacağımı gerçekten merak ediyordum.
Odama girip valizlerimi kenara bıraktıktan sonra cüzdanımla yatağa oturup içindeki paraları bir kez daha saydım ve kaç gün bu şekilde idare edebileceğimi tarttım. Ailemin yanına geri dönemeyeceğime göre, yarın ilk olarak bir çalışacak bir yer bulmaya odaklanmalıydım.
Yorgunlukla yatağa uzanırken, kollarımı ve bacaklarımı kendime çektim. İçimdeki buruklukla gözlerimi kaparken gece boyunca bir türlü uyuyamadım. Bir sağa bir sola döndüm. Sabaha karşı içimdeki huzursuzlukla zorlukla mücadele edip uyumayı başardım.
Çok az uyuyup gözlerim yorgunluktan sızlarken telefonumun sesiyle sabah uyandım. Yatakta doğrulurken bir yandan da küfrediyordum. Bu saatte arayan her kimse onu mahvedecektim. Zaten tüm gece bu rahatsız yatakta uyuyamamıştım.
Telefonda gördüğüm isimle olduğum yerde sıçradım. Alp Merih yazısıyla kendime gelemezken şaşkınlıktan iri iri olmuş gözlerimle hızla uykumdan ayıldım. Telefonu hızla cevaplarken ellerim titriyordu.
"A-Alp Bey."
"Günaydın Ada Hanım."
"G-günaydın."
Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemezken Alp bir süre sustu. "Nerede kaldın dün gece?"
Sorusuyla şaşkınlığım daha da arttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
RomanceGörme engelli bir iş adamı olan Alp Merih Demirhan, insanlardan uzakta izole bir yaşam sürmektedir. Kimseye açmadığı dünyasında tek başına ve yapayalnızdır. Ona rehberlik yapmak üzere evine yerleşen onun tam zıttı Ada Samyeli ile hayatı bütünüyle de...