+Katsura'nın Mektubu

354 45 94
                                    


Tarih: XXX XX XX
Saat: 03:XX
|
~
|
Selam Chuuya...

Bu mektubu yazdığım sıra sen kiraladığım dökük binada kitli bir odada öylece oturuyorsun..
Belki çıkmanın yollarını arıyordun ama bağırışların son bulduğuna göre pes etmiş olmalısın...

Seni kaçırdığımda tek niyetim lanet babamın gözüne girmekti. Seninle birlikte intihar etmeyi planlamışken bundan vaz geçtim...

Nedenini sen bilmiyorken ben çok iyi biliyorum.
Bu umuda hangi cesaretle kapıldım bilmiyorum ama kendi zihniyetimce bir şansımız olabiliceğini düşünmeden edemedim..
Seninle yaklaşık 3 ay geçirdim... ve her saniyesinde sana karşı olan hislerim daha da güçlenip baş edemez bir hal aldı.

Abim sana ciddi anlamda takık... bu seni korkutur mu bilmiyorum ama zaten sana uzun yıllardır aşıktı bu yüzden hiç garipsemiyordum bu takıklığını.

Onunla yer değiştirdiğim vakit neden bu kadar ilgili olduğunu anlamamıştım... bana, yani abim sandığın kişiye karşı. İlgili demekten kastım ise nazik ve hoş görülü olman.
Birkaç gün içinde ilginden midem bulanmıştı, sonrasında ise ilgini hissedemediğim bir günde kendimi kötü, yalnız ve sevilmeyen bir aptal olarak görünce ne kadar aciz olduğumun farkına vardım. Her saniye benim için endişeleniyor, sürekli kontrol ediyor ve kırık olmayan bir bacağın bakıcılığını yapıyordun....

Seninle ilk başlarda uyumak değil sana dokunmak bile istemiyordum... böyle düşündüğüm için özür dilerim. Bu, abimin ağzını açtığı her anda senden bahsetmesi ve benim de içimde sana karşı bir ön yargımın oluşmasıyla başladı. Sonrasında ise seninle temas kurmadığımda hızursuz olduğum bilincine vardım.

Chuuya sen çok farklısın. Farklıdan kastım, senin auran ve sadece abime yoğun bir şekilde olduğunu gördüğüm nezaketin beni sana bağlıyor....

Beni de gerçek hayatta bu şekil seven seni isterdim ama çoktan bağımlı abim tarafından elde edilmişsin.
Seni bir eşya olarak görmüyorum, sahip olmak istediğim şey bedenin değil ruhundu.
Belki sen öğrendiğinde iğrenmişsindir -kesinlikle iğrendin.....- ama ben her dudaklarımı tenine değdirdiğimde tanrı dahil kimsede görmediğim o huzuru her zerremde hissettim. O kusursuzlukta boş zihniyetim eşliğinde kayboldum~

Sana kötü davrandığım için pişman mıyım dersen elbette pişmanım ama mecburdum... Rolüm gereği sevilmeyen, pislik biri olarak tanınmam gerekiyordu. Geçmişime bakıcak olaaydın neden böyle bir gelecek yazdığımı anlamış olabilirdin....

Sen eğer bu mektubu okuyorsan benim yaşıyor olmam çok düşük bir ihtimal, zaten abim beni gördüğü yerde hiç düşünmeden öldürücek, ama diyceğim o ki senin benim hakkımda, geçmişim hakkında daha çok şey bilmeni isterdim... böylelikle benim üzerimde kurduğun ön yargı yok olmuş olurdu.
Belki de bazen anlamını yitirmek gerekir, tekrar gün yüzüne saflığıyla çıkabilicek bir zihniyet yaratabilmek için.

Abim bana sorucak olursan senin zerreni hak etmiyor. Ama sana tapıyor oluşu da kendiyle çeliştiği yan sanayinin ironik bir ürünü... Ondan asla şüphe etme, ben asla onun seni sevdiği saflıkta seni sevemiycek veya sahip olamıycam.

Burda kesicem, tek dileğim sen bunları okumadan kendimi sana daha iyi tanıtabilmek... Emin ol ki yansıttığım kadar kirli bir ruha sahip değilim, yani seninle tanışana kadar... o ana kadar...~

Seni seviyorum, tüm kalbimle...... yemin ederim.. Ben aslında.. bir yalancı değilim.

Sayonara Nakahara'
Benim yasak, gizli aşkım...
.
.
Shousaku Katsura ~|
.
.

B-Day CakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin