31

26 7 8
                                    

Haysiyetsiz Sülük : Ya sen ne yapıyorsun kalbime sakladığım nadide parçam?

Siz : İyi ki engeli kaldırdık

Siz : Okumaya bile üşendiğim iltifat yerine hakaret etsen daha makbule geçer

Haysiyetsiz Sülük :

Haysiyetsiz Sülük : Neyse

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Haysiyetsiz Sülük : Neyse

Haysiyetsiz Sülük : Şu an önemli olan senin odunluğun değil

Haysiyetsiz Sülük : O mübarek gülüşün

Haysiyetsiz Sülük : Bi daha gülsene

Haysiyetsiz Sülük : Bi göriyim

Haysiyetsiz Sülük : Nolur

Haysiyetsiz Sülük : Noluurrrr

Görüldü

Ceylan ile balkonda dondurma yiyerek güzel bir sohbete dalmış olan Deniz telefona gelen mesajlarına baktığında hemen ardından apartmanın aşağısına gözlerini kaydırdı. Tahmin ettiği gibi günlerdir yakasından düşmeyen aşık ozan, kaldırımın kenarında gözlerinin içi gülerek kendisine bakıyordu. Bu çocuğu öldüresi vardı. Boğarak, dilim dilim keserek, canlı canlı toprağa gömerek tüm öldürme şekillerini üzerinde denemek istiyordu.

Ceylan ağzının kenarıyla sırıtırken dirseğiyle kardeşinin kolunu hafifçe dürttü. "Çocuğu gözlerinle öldürmeyi bırakta şuna bir gülüş bahşet bakayım."

Deniz kısık gözleriyle Ceylan'a döndü. "Sen benim mesajlarımı mı okuyorsun?"

Ceylan dudağının kenarında kalan dondurmayı diliyle yalayıp kaşlarını kaldırdı. "Evet."

Deniz derin bir nefes verdi ve gülümsemeye çalıştı. Arkasını dönüp annesinin çiçeklerine doğru giderken Ceylan dondurmasını yemeye geri dönmüş, gözlerini hâlâ kaldırımda dikilen Ilgaz'a dikmişti. Bu çocuğun belli ki kız kardeşinden çekeceği çok şey vardı.

Çiçeklerin toprağından itinayla taş toplayan Deniz avcundan bir taş alıp hiç düşünmeden Ilgaz'a doğru fırlattı. Taş Ilgaz'ın ayağının kenarına çarpıp kenardaki arabanın altına kaçarken genç oğlanın ödü kopmuştu. Bunu hiç beklemiyordu.

Ceylan gözlerini dehşetle açmış, yanında psikopat olma ihtimali epey yüksek olan kardeşine dönmüştü. "Ne yapıyorsun deli?"

"Taş atıyorum. Görmüyor musun?"

Deniz taşları atmaya devam ederken Ilgaz alnından terler aka aka kaçmaya çalışsa da bu pek işe yaramıyordu. Mahalleli duyacak korkusu olmasa kalbini sevdiği kıza neler neler bağırırdı ama hiç yeri değildi. "Allah belamı verseydi de seni sevmeseydim. Bak bana neler dedirtiyorsun?"

Ilgaz hemen dediklerinden pişman olurken sonunda bir apartmanın merdivenlerine kaçmayı başarmıştı. Dizlerinin üzerine çöktü ve elleriyle ağzını kapadı. "Böyle şey denir mi gerizekalı çocuk? O benim yârim. Bana taş attı diye hemen vazgeçer miyim? Hayır, asla ama asla. Benim sevdiğim nazlı, öküz ve biraz da psikopatsa sorun onda değil bendedir. Ne de olsa ben sevdim değil mi? Niye pişman olayım?"

Pinokyo | Texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin