-6-

545 69 86
                                    

Ben mutfakta kahvaltıyı hazırlarken üst kattan ayak sesleri gelmeye başladı. Galiba duştan çıkmıştı. Arkamı döndüğümde onu fark ettim. Nasıl bu kadar kısa sürede aşağıya yanıma gelmişti?

Üzerinde hiçbir şey yoktu sadece altında havlu vardı o kadar. Islak saçlarıyla ve o zarif teniyle çok havalı görünüyordu, uzun bir süre gözlerimi ondan alamadım.

"Şey ben ne giyeceğim?"

"Aa ben kıyafetini kurutma makinesine atmayı unuttum. Diğer kıyafetlerinde kirli. Gel sana dolabımdan temiz kıyafetlerden veriyim."

Kafasını sallayarak onayladı. Üst kata çıktık kıyafetlerimin olduğu odaya girdik. Şaşkınlıkla etrafa bakıyordu. Sonrasında konuşmaya başladı.

"Bunların hepsi senin mi?"

"Evet, hoşuna gitmedi mi?"

"Hayır, aksine çok havalı."

"Teşekkürler."

"Ne için?"

"İlk defa biri bana iltifat etti."

"G-gerçekten mi?"

"Evet..."

"Ailen peki? Onlar her zaman çocuklarına iltifat ederler, sevgi ile sarmalarlar. Her zaman bize bir umut olurlar..."

Dediği şey beni gülümsetmişti.

Galiba güzel bir aile hayatı vardı, ne yalan söyleyeyim az çok kıskanmıştım. Sonuçta hiç kimse gerçekten beni sevmemişti ki. İlgi görmemiştim hiç...

Konuşmaya hüzünlü olduğumu belli etmemeye çalışarak devam ettim.

"Aile hayatın çok iyi galiba, bu kadar olumlu düşüncelerin olduğuna göre."

"Aslında pek sayılmaz, çünkü babam ben çok küçükken bizi terk etti. Annem o zamanlar çok zorlandı ve bende ona hiç yardımcı olamıyordum, bir zamanlar hayatımız çok berbattı. Özellikle okulda benimle çok dalga geçerlerdi. 'Bu babası tarafından terk edilen çocuk değil mi? yeteneksiz olduğu için mi terk etmişti, yoksa dersleri kötü olduğu için mi, yoksa saf olduğu için mi? Hahahaha' derlerdi genelde. Bu gerçekten çok rahatsız ederdi beni. Bazen sabahlara kadar ağlardım bazen ise o kadar çok ağlardım ki vücut yorgunluktan kendini uyku moduna alırdı. O zamanlar annemle küçük bir evde yaşıyorduk. Ev tek odalıydı, annem bazı geceler çok çalıştığı için eve gelmez ben genelde o zamanları ağlardım. O yanımda olduğu zamanda onun kokusunu içime çeker huzur bulurdum ve güzel rüyalar gördüğüm, hoş bir uyku çekerdim. Annem benim her şeyimdi. Annem bana küçük yaşta hamile kalmıştı zaten, bir bakımı birlikte büyüdük diyebilirim. Annemi gerçekten çok seviyorum... Normalde insanlar anneleri ve babaları ayrıldıktan sonra başka biri ile birlikte olmasını istemez ya da bu durum hiç hoşlarına gitmez, fakat annem bir adam ile görüştüğünde ben duyguyu yaşamamıştım. Aksine sevinmiştim, çünkü adam iyi birine benziyordu ve annem onunlayken hep gülüyordu. İnanır mısın eski babamı onu hiç güldürürken görmemiştim. Birlikte hiç mutlu değillerdi. Belki bu yüzden ayrılmışlardı. Zaten babam beni pek önemsemezdi bir süre sonra bende onu önemsememeye başlamıştım bu yüzden ayrılırken zorlanmadım. Neyse, nerede kalmıştım? Heh, annem yeni biri ile tanıştı. Ben onları okul çıkışında bir kafe de konuşurken yakalamıştım. Yanlarına gitmedim. Belki adam annemin yanından gider diye düşündüm ve boş masalardan birine oturdum ve onları izlemeye başladım. Adam anneme karşı çok iyi davranıyordu, birlikte gülüyorlardı sohbet ediyorlardı. İlk defa annemi bende başka biriyle mutlu görmüştüm, bu çok hoşuma gitmişti. Sonra birlikte kalktılar adam hesabı ödedi ve çıkıp yürümeye başladılar. Sonra pahalı bir arabanın önünde durdular, adam kapıyı açtı ve annem arabaya bindi. Adam da onun yanındaki sürücü koltuğuna oturdular ve oradan uzaklaştılar. İlk başta biraz endişelendim ya anneme bir şey yaparsa diye ama annem akşam eve geldiğinde çok mutluydu bu yüzden rahatlamıştım. sonra bana bir şeyden bahsetmek istedi. Kendi hayatıyla ilgili bir şey olduğunu söyledi ve onu anlayışla karşılamamı söyledi. O anlatamadan direk lafa daldım ve 'Eğer o adamdan bahsedecek isen seni anlayışla karşılarım.' Annem yüzüme şaşırmış bir şekilde bakmıştı, bu içten içe hoşuma gitmişti. 'Sen neyden bahsediyorsun? Kimi gördün?' 'Bugün kafe de oturduğun adamdan bahsediyorum. Sen kimden bahsedeceksin?' 'Yeosang sen nereden gördün bizi? Hem neden yanıma gelmedin ki?' 'Okul çıkışına biraz dolaşmak istedim bu yüzden farklı bir yola girdim sonra seni bir adamla kafe de oturup konuşuyorken gördüm, ilk başta yanınıza gelmeyi düşündüm ama mutlu olduğunuzu görünce yanına gelmedim ve sizi izledim.' 'Ne? Bizi mi izledin? Ben sana böyle mi öğrettim Yeosang?' 'Ama anne o adam sana bir şey yapar diye korktum bu yüzden sizi izledim ama aranız çok iyiydi. Acaba arkadaş mısınız?' 'Ne söylersem söyleyeyim kırılmayacağına emin misin?' 'Evet anne, eminim.' 'Ben o adamla çıkıyorum uzun zamandır, görüşüyorduk ve bana evlenme teklifi etti ve ben...' 'Ve sen?' 'Kabul ettim...' Bir anda bağırdım, şok olmuştum. Annem: 'Yeosang bak canım o gerçekten iyi biri ve gerçekten sana iyi davranır. Hem biz birbirimizi gerçekten seviyoruz, inan bana o babandan çok daha iyi biri.' dedi. Ben o çığlığı şaşırdığım için atmamıştım, mutlu olduğum için atmıştım. 'Anne, bu harika bir haber ama, bunu kesinlikle kutlamalıyız.' dedim. Annem çok şaşırmıştı. Galiba benden böyle bir cevap beklemiyordu. Sonra işte annem ve o adam evlendi. O adamı seviyordum çünkü anneme gerçekten değer veriyordu ve beni seviyordu, öz oğlu gibi..."

Duraksadı ve etrafa bakmaya başladı. Ben elimde onun için seçtiğim kıyafetleri tutuyor ona dönmüş bir şekilde onu dinliyordum o ise ne yaptığını anlamamış haldeydi.

"Bir dakika ya, ben neden sana bunları anlattım ki? Aptal kafam."

Gülümsedim ve cevap verdim.

"Bilmem ki, belki de bir anlık içini dökmek istemişsindir."

"Belki."

"Sana bir şey soracağım, bunu Seonghwa'ya da anlattın mı?"

"Hayır, neden ki?"

"Seonghwa'ya bile anlatmamışken bana anlattın, garip geldi. Demek ki bana ondan daha çok güveniyorsun."

Gergin bir ifade ile yüzüme baktı.

"Hayır, anlık boşluğuma denk geldi bu yüzden sana anlattım her şeyi. Sana neden güveneyim ki? Seonghwa benim arkadaşım ben sadece ona güvenirim."

"Peki neden ona bile anlatmadan bana anlattın?"

Ona doğru yaklaşmıştım. Gözleri dolmuştu.

"Bilmiyorum."

Sadece bunu dedi ve yüzünü yere eğdi.

Giant «JongSang»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin