HIZ |Yarı Texting|

HIZ|26

Selamlar.

Son bölüme gelen bazı yorumlar ve bundan sonraki bölümlere gelebilecek bütün yorumlar için bu yazıyı yazıyorum. Aslında daha ilk bölümden önyargınızı atın kenara demiştim. Bu benim bütün kitaplarım için geçerli. Çünkü ben şaşırtmayı severim. Okuyucularım beni, yazdıklarımı anlasın isterim.

Arden Saygıner'i size yeterince yansıttım. Bazılarınız ona güvenirken bazılarınız hakaret etti.(eleştirenlere lafım kesinlikle yok) Hakaretleri asla kabul etmiyorum. Lütfen o yorumları benim karakterlerime değil; saçma sapan şiddet yanlılarına, kadını yerden yere vuranlara sonra 'seviyorum' diyip sarılanlara yapın.

Benim konu sevdiği olunca gözü dolan çocuk kalpli oğluma değil.

Beni düz okumayın, yazdıklarımı kalben hissedin ki aramızda gönül bağı oluşsun. Ben bunu çok isterim.

Benden kötü, üze üze seven baş karakter çıkmaz arkadaşlar. Hepsini bir yandan nazik yaparım ki sevdiği kadını incitmesin diye.

Çünkü inciterek sevenler bu platformda da gerçek hayatta da dolu zaten.

Bu arada bölüm şarkısı bu sefer isteyenler için geldi efenim.

Sia - Chandelier

~°~

Ona bakakaldım. Ağzım açık kaldı.

Kabul ettim mi dedi o?

Halime dayanamadı ve dudaklarımı hafifçe öptü.

Sonra bir daha, bir daha, bir daha..

En sonunda konuştum.

"Sen beni üzecek bir şey yapmayacağını söyledin. Bunun bir sebebi vardır öyle değil mi? Ya da bir açıklaması?"

Başını salladı.

Onun bencilce bir karar alması imkansızdı.

Öyle ki Arden Saygıner aklındaki düşüncelere hayali bir imza atması gerekse yanında benim de imzamı isteyebilirdi.

Bana karşı çok düşünceliydi ve bu hallerinin benim absürt yanlarımı da törpüleyip düzelttiğinden onun haberi yoktu.

"Sevgilisini tanırmış." dediğinde hafifçe omzuna vurdum.

"Yine de işin asıl yüzünü öğrenmek istiyorum."

Burnunu burnuma sürttü.

Güldüğümde gülüp anlatmaya başladı.

"Onun istediği halinde kask, dizlik gibi güvenlik önlemleri yoktu. İstediği yarış pisti de taşlı ve engebeli yollarla doluydu. Yapacağımız şey zaten tehlike doluyken o buna ekleme yaptırmış yani. Sırf bana zarar gelsin diye.."

Dudaklarımı büzdüm ve onun boynuna sarıldım.

Kimse ona zarar getirecek şeyler yapamaz.

Hafifçe tatlı bir şekilde homurdandığını duydum. Beni kucağına alıp yerlerimizi değiştirdi.

Şimdi o sırtını yastığa yaslamışken ben bacaklarımı açmış halde kucağında oturuyordum.

Benim başım onun boynundayken, o yüzünü omzuma yasladı.

Kokusunu derince içime çektim.

Ona zarar verme ihtimali olan insanlara gram acımayacağımı hissettim. Hissetmekle kalmadım avuçlarım da kaşınmaya başladı.