HIZ |Yarı Texting|

HIZ|34

Sellaaaam.

Nasılsınız? İnşallah iyisinizdir, muah.

Bu arada yorum sayıları azaldı..

Nerdesiniz yahu?

O kadar okuyan var da neredeler?

~°~

İlk defa.

O, belki ilk defa ne yapacağını bilmiyor gibiydi.

Gözleri ona uzattığım kayıt cihazına değil de elimdeki kanlara bakıyordu.

Polis sirenleri iyice yaklaşırken elim hala havada ona uzanmış haldeydi.

Selçuk abim buna bir son vermek ister şekilde kayıt cihazını elimden alıp yanımızdan gittiğinde Arden hala ellerime bakıyordu.

Elimi indirip arkama sakladığımda bu sefer gözleri gözlerime değdi.

Başını iki yana sallayarak arkasına döndü. Ellerini başına koyup saçlarını sert bir şekilde dağıttı.

Polisler geldiğinde içeriden Berat ve Ensar'ı çıkarttılar. İkisi de ambulansa bindirilirken Arden o tarafa doğru baktı.

Gözlerinin kızardığını görürken Yasin abisine doğru konuştu.

"Berat'ın tedavi olması için ne gerekiyorsa yapalım. Ne gerekiyorsa."

Gözlerimi sımsıkı kapatmak ve sadece onun kalbine, ruhuna sarılmak istedim ama o dönüp bir daha bana bakmadı.

Sanki baksa sarılacaktı, bırakmayacaktı ve şu an bunu yapmaması lazımdı.

Bir polis arabası giden ambulansları takip ederken diğer polis arabasından inenler bana doğru yöneldi.

Selçuk abim onlara kayıt cihazını verirken Arden telefonla konuşuyordu.

Bir polis yanıma geldiğinde bana kelepçeyi takmak için hareketlenirken Arden kulağında telefon varken polisin önünde durdu.

"Buna gerek yok. Zaten burada gördüğünüz gibi kaçmıyor."

Polis dediklerini bir süre tartıp başını salladığında Arden'in omzundan başımı uzatıp kulağına doğru konuştum.

"Eğer şu hareketlerini pişman olmam için yapıyorsan," diyerek fısıldadığımda ona vicdanımın ölümünü belki de ilk defa kanlı bir cümleyle kanıtladım. "Biraz bile değilim Arden. Biraz bile değilim."

Söylediklerimle beraber yüzünün kaskatı kesildiğini gördüğümde dudaklarımı birbirine bastırdım ve başım dik bir şekilde polis arabasına doğru ilerledim.

Bir daha arkama dönmeden araca geçtiğimde sırtımda o uzun kirpiklerinin izleri vardı.

~°~

Emniyette oturmuş beklerken biri bana doğru yaklaştı.

"Merhaba Özgü Hanım. Ben Nihat, avukatınız." diyerek elini uzattığında ben de az önce temizlediğim kandan kurtulmuş elimi ona doğru yönelttim.

Yüzünde bir tebessümle karşıma geçip oturdu.

"İfadeler alındı. Ensar Bölük sizden şikayetçi olacaktı fakat bir anda kararı değişti, o yüzden burada daha fazla işimiz kalmadı. Berat Karaca'ya da zaten bir şey yapmamışsınız, o konuda bir sorun yok."

Bir anda kararı nasıl değişti acaba?

Tabii ki Arden..

Başımı onaylar şekilde salladım daha sonra bir polis içeri girdi.