Sellam can içlerim.
Her bölümü en az 600 kişinin okuması ve oyların bu kadar az olması.. Üzücü.
Her neyse, patlama anlarına ne kadar yakın olduğumuzu hissediyor musunuz?
Bu bölüm itibariyle hissedeceksiniz.
Keyifli okumalar.
~°~
"Ne yapmayı düşünüyorsun?"
Çatalla peyniri didiklerken Senay'ın sorduğu soruyla ona bakmadan omuzlarımı silktim.
"Hiçbir şey."
Ne yapacaktım?
Ne yapabilirdim şu an?
"Nasıl ya? Sen hep mantığına göre hareket eden biri oldun Özgü. Kendine gel. Bir işler dönüyor." diye öfkeli bir sesle konuştuğunda saçma bir şekilde gülmeye başladım.
Kendime tekrar gelemeyecek kadar kendimden geçmiştim.
Mantığım hala benimleydi fakat sevgimin önü demir zırhlarla kaplanmıştı ve o bunu aşamıyordu.
"Ne gülüyorsun?" dediğinde gözlerine baktım.
Baksam yeterdi, o beni anlardı.
O benim canımdandı ve canımın nasıl yandığını anlardı.
Anladı da.
Oturduğu sandalyeden kalkıp hemen yanıma geldi ve omuzlarımdan tutup bana sımsıkı sarıldı.
"Bakma öyle dertli dertli. Gidip o Arden denen adamın canını yakmak istiyorum. Bakma öyle."
Başımı omzuna gömdüm.
"Onun canı yansa ben ne olurum farkındasın değil mi Senay? Korkuyorum, çok korkuyorum." Başımı geriye çekip onun elalarına baktım. "Ne zaman bu dört senenin konusu açılsa bana ölüyor gibi bakıyor anlıyor musun? Elimde bir bıçak var ve ben onun ruhunu kan revan içinde bırakıyorum gibi hissediyorum."
Ona dert olan sözler benim dilimden dökülmemeliydi. Evet, her şeyi öğrenmek elbette hakkımdı. Bunun bilincindeydim ama zaten anlatacaktı. Ona sürekli sorular sorup sıkıştırmak bencillik gibi gelirdi bana.
Ben ona karşı bencil olamazdım.
"Sen sabırlı bir kadın değilsin Özgü. Arkadaşımı tanıyorum. Nasıl dayanıyorsun? Bir karanlıkta, bilinmezliğin içinde önüne sürekli yeni yeni şeyler çıkarken nasıl? Aklım almıyor."
Sorduklarını cevaplayacakken telefonuma birkaç bildirim geldi.
İkimiz de ekranıma baktık.
Arden: Yarışım var akşam.
Arden: Aklım seninle dolu, gözümün önünde güzel gözlerin varken nasıl odaklanacağımı bilmiyorum.
Arden: Aptal bir aşık oldum, sürekli de gülüyorum.
Mesajlarıyla benim de yüzüm gülerken tekrar Senay'a baktım. Gözleri gülüşümdeydi.
"Gördün mü? Sadece mesajıyla yüzümü güldürdü. Her şeyi unutturmasa da es geçmemi sağladı. Ben bir bilinmezin içinde onu ezberlediğimi hissediyorum ve yemin ederim yaşadığım şey bana karanlıkta kalmış hissettirmiyor."
Telefonumu elime alıp kenara koydum ve Senay'ın yanaklarından hafifçe öptüm. Daha sonra masayı toplamaya başlayacakken elimi tuttu.
"Bir gün patlayacağının farkında mısın peki? Her insanın belli bir noktası vardır. O noktayı geçtiğinde ya kendi canın yanar ya da başkalarının ama kesinlikle birileri parçalanır, birileri de altında kalır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIZ |Yarı Texting|
Short Story0545*******: O motor yarışlarını kazanmanın tek bir sebebi var biliyorsun değil mi? Arden: Neymiş o tek sebep? 0545*******: Benim katılmamam. *Kurgu her anlamda yetişkin içeriktir. Şiddet, küfür, +18 vardır.* *Bu kitap, benim için bir kurgudan dah...